 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1974/712
K: 1974/1561
T: 06.05.1974
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Asliye 1. Ticaret Mahkemesince verilen 19.12.1973 tarih ve 685/914 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 2.4.1974 gününde davacı avukatı H.K. ile davalı N.A. avukatı E.D. gelip diğer davalı avukatı tebliğata rağmen gelmediğinden temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin inelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili; müvekkilinin borçlu ve davalılardan Y. un lehtar ve N.nin hamil göründüğü 55.000 lira lık bono sahte olup icra takibi muvakkaten durdurulduğundan bononun iptaline ve müvekkilinin borçlu olmadığının tesbitine ve davalılardan % 15 nisbetinde icra tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri; İstanbul Asliye 1. Hukuk Mahkemesine açılmış bulunan davanın görev cihetinden 23.5.1973 tarihinde red edilmiş ve ilamın 10.7.1973 tarihinde kesinleşmiş ve görevli mahkemeye müracaatın H.U.M.K. nun 193. maddesi gereğince yapılması gerekirken 10 günlük süreden sonra 8.8.1973 tarihinde yapılmış olduğundan davanın açılmamış adlolunmasına karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece; 23.5.1973 tarihli görevsizlik kararının davacıya 25.6.1973 tarihinde tebliğ ve 10.7.1973 tarihinde kesinleşmiş ve görevli mahkemeye müracaat süresinin 20.7.1973 tarihinde son bulmuş olmasına ve 1711 sayılı kanunla 176. maddeye eklenen fıkra ile 177. maddede öngörülen süreyi lüzumsuz kılmış yani tadil eylemiş ve binnetice adli tatilde dahi sürenin işlemiş olmasına ve tevdi talebini tazammun eden dilekçenin 208.7.1973 tarihinde değilde H.U.M.K.nun 193. maddesiyle tayin edilen 10 günlük sürenin geçmesinden sonra 8.8.1973 tarihinde verilmiş ve dava harcı da ödenmemiş bulunduğundan davanın açılmamış addolunmasına ve davalı lehine 5.400 lira vekalet ücreti tayinine karar verilmiştir.
Hükmü davacı temyiz etmiştir.
Davanın ilk defa açıldığı İstanbul Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının davacı yönünden 11.7.1973 gününde kesinleştiği ve davacının H.U.M.K.nun 193. maddesi gereğince görevli mahkemede davalılara tebligat icra ettirme süresinin de 20.7.1973 gününde yani adli ara verme içinde sona erdiği taraflar arasında tartışmasız olduğu gibi mahkemenin kabulü dahi bu yoldadır. Tartışma konusu olan husus; H.U.M.K.nun 1711 sayılı kanunla değiştirilen 176. maddesinin 3. fıkrası hükmü karşısında Bu kanunun tayin ettiği mühletlerin bitmesi tatil zamanına tesadüf ederse bu müddetler ayrıca bir karar vermeğe lüzum olmaksızın tatilin bittiği günden itibaren yedi gün uzatılmış addolunur. Hükmünü kapsayan 177. maddenin zımnen yürürlükten kaldırılmış olup olmadığı keyfiyetidir.
1711 sayılı kanunla değiştirilen H.U.M.K. nun 176. maddesinin 3. fıkrası hükmü; Kanununun Hükümet gerekçesinde de ifade edildiği gibi, adli araverme süresi içinde bakılmayan davalılarla ilgili bazı işlerin yapılması bakımından mahkemeler için zorlayıcı olmasına karşı taraflar veya diğer ilgililer için ise isteğe bağlı niteliktedir ve bu hükümle adli aravermede usul hukukunun belli ettiği sürelerin sona ermesi hakkındaki 177. madde hükmünün saklı tutulması esasında bir değişiklik yapılmamıştır. Bu itibarla, 1711 sayılı kanunla değişik HUMKk.nun 176/3. maddesi hükmünün 177. madde hükmünü zımnen yürürlükten kaldırması söz konusu değildir. Yani, ilgililerden herhangi biri değişik 176/3. maddede yazılı bir işlemi adli aravermede yapmış olursa, karşı tarafın bu işleme karşı yapabileceği işlem veya verebileceği cevaplar hakkında kanuni süreler işlemiyecek ve bu sürelerin işlemesi 177. madde hükmüne tabi olacaktır. Bu davada da görevsizlik kararı üzerine görevli mahkemede davalılara tebligat çıkarttırmak için H.U.M.K.nun 193/3. maddesiyle belli edilen on günlük sürenin son günü adli araverme içinde olduğundan davacı 177. madde hükmü gereğince adli aravermenin bitiminden sonraki yedi günlük süreden yararlanabileceği gibi, bu işlemin adli araverme içinde yapılmasını da isteyebilir ve bu halde davalılara tebligat için görevli mahkemeye 193/3. maddedeki süre içinde başvurmuş olur.
Bu durum karşısında müddeti geçirilen davanın ikame edilmemiş addedilmesi sebebine müsteniden reddine dair karar yerinde görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve 1.000 lira duruşma vekillik ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 6.5.1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.