Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E:1974/700
K:1974/1157
T:04.04.1974
  • HADİSE - BİLİRKİŞİ - SAVUNMANIN GENİŞLETİLMESİ
* ÖZET:Tahkikat sırasında davaya ilişkin bir sorun hakkında, tahkikat hakiminden bir karar almayı gerektiren hallerde, bunun hadise şeklinde çözümlenmesi lazımdır. Bu husus müstakil bir dava olarak değil mevcut bir davada bir aşama olarak düşünülmelidir.
Çözümü, hakim tarafından bilinemeyen, hususi ve teknik malumatı gerektiren hallerde, hakim bilirkişinin bilgi ve düşüncesini (mütalaasını) alır. Bu nedenle bilirkişi raporunda kanaat ferini ve özel bilgiye dayanmalı ve raporda bu delillendirilmelidir.
Davacı duruşma sırasında tanık dinletme istediğini söylemiş, davalı o celsede itiraz etmemiştir. Mahkeme şahit listesi vermesini kararlaştırmış, liste verildiğinde davalı bunun (tevsi) niteliğinde olduğunu ileri sürmüştür. Önce itiraz etmemekle kapalı (zımmi) olarak rıza göstermiş demektir.
(1086 s. HMUK m. 202/2, 222, 225, 483, 275, 281, 485)
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara As. 3. Ticaret Mahkemesince verilen 16.11.1973 tarih ve 173/309 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı avukatı S. Ç. ile davalı M. K. A. gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı ile davalı asil dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, ahzu kabze yetkili umumi vekili davalının, Karayolları Mersin Bölge Müdürlüğünde mevcut (76.243,53) liralık tahakkuk eden istihkakını, vekaletine istinaden namına tahsil ettiği halde kendisine ödemediğinden faizi ile davalıdan alınmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında, davacı adına tahakkuk eden mezkür meblağı alarak, davacının talimatı üzerine, davacıya temsile yetkili şahıslara, hissedar ve müdürü bulunduğu şirketlere ödediğini, esas sen taahhüt işlerinin hissedar ve müdürü olduğu B. Ltd. Şirketi ile B. Nakliye Ltd. Şirketleri tarafından yapıldığını, alınan para sebebiyle borçlu olmadığı gibi bilakis alacaklı olduğunu beyanla davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
Mahkemece, davacının davalıdan alacaklı olduğuna kanaat getirilmemiş bulunduğundan davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilerek, Dairemizce özetle (Davacı, davalıyı 8.5.1954 tarihli vekaletname ile hem kendi adına ve hem de sahibi ve müdürü bulunduğu B. M. Ltd. Şirketi adına vekil etmiştir. Her türlü muameleyi yapmaya yetkilidir. Bir ticari mümessillik ve vekillik münasebeti mevcuttur. davalı, davacının şahsen Devlet Karayollarına taahhüt ettiği işten dolayı tahakkuk eden 75.633,57 lirayı bilvekale almıştır. Mezkür işin, davacı tarafından sahibi bulunduğu B. Ltd. Şirketine devredildiği vesaik ile sabittir. davalı aynı zamanda şirketin de vekilidir. 16.6.1968 tarihli protokol ve ibranamede, davacının davalıya vekaletten dolayı ibra ettiğine dair bir kayıt mevcut değildir. Davacı ile davalı arasında hukuki münasebetin 2-yönü vardır. Bunlardan birincisi davalının, şahsen davacıyı temsil etmesi, ikincisi ise B. Ltd. Şirketini temsil etmesidir. Davacı bu şirketin müdürü olarak davalıyı tevkil etmiştir. Şirketin 3/4 payı kendisine ve 1/4 payı da karısına aittir. Davacı, Karayollarına şahsen taahhut ettiği işi, haricen 3/4 payına sahip ve müdürü bulunduğu şirkete devretmiştir. Bu iç içe münasebet muvacehesinde, davalı, mezkür şirketin umur ve muamelatını tedvire yetkili olması sebebiyle, şayet bu şirket kayıtlarında davalının vekaleten aldığı para dolayısı ile bir muamele cereyan etmiş ise, davacı müdürü olması sebebiyle kendi nezareti altında yapılan bu muameleye muvafakat etmiş sayılacağından, şirketin kayıt ve belgeleri davacıyı elbetteki ilzam eder. Toplanan deliller davalının müdafaasını ispat eder nitelikte bulunmadığı cihetle, ara kararına rağmen celbedilmeyen şirket defterlerinin ibrazına mecbur tutularak, bu kayıtların ve belgelerin ve bu arada davalı tarafından ibraz edilen vesaik bilirkişiye tetkik ettirilerek davalının savunmasının tahkiki Sonunda varılacak neticeye göre bir karar verilmesi gerekir. Diğer taraftan davacı tarafından ibraz edilen ibranameye karşılık, davalı 73 H.U.M.K.nun 314 ve 316 ncı maddelerine dayanarak bunun hadise şeklinde tetkikiyle ibranamenin iptalini dava etmiştir. Mahkemece vesika bilirkişiye tetkik ettirilmişse de davalının bu isteği hakkında karar verilmemesi yolsuz görülerek) mahkeme kararı davacı ve davalı yararına bozulmuştur.
Temyiz bozma kararına uyularak mahkemece özetle (Şirket defterleri ve belgeler bilirkişi kurulunca incelenmiş ve rapor alınmıştır. Davalının davacı adına vekaleten aldığı parayı, B. M. Ltd. Şirketine intikal ettirdiği, aynı zamanda şirket müdürü bulunan davacı duruma muttali olduğundan cereyan eden muameleye icazet vermiş sayılacaktır. Bu durumda davanın reddine karar vermek gerekmiştir. İbranamenin iptali yönünden ayrı ayrı iki rapor alınmıştır. Her iki raporda da, ibranamenin önce imzalanmış boş bir. kağıdın sonradan ibraname haline sokulmuş olduğu kanaatı izhar olunmuş ve raporlar benimsenmiştir. Davacı tarafın bilahare bu konuda şahit dinletme isteği, savunmanın tevsii mahiyetinde görüldüğünden talep reddedilmiştir. Sonuç olarak, varit görülmeyen davanın reddine, sahte olduğu tesbit edilen 17/6/1968 günlü M. K. A. imzalı ibranamenin iptaline) karar verilmiştir.
Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Davada, davalı zimmetinde kaldığı iddia olunan meblağın tahsili istenmiştir. Davacı bu arada davalının verdiği ibranameye de dayanmış; davalı ise, zimmetinde davacının bir alacağı bulunmadığını ve ibranamenin sahte olduğunu savunmuştur.
Mahkemenin ilk kararını dairemiz tahkike sevketmek suretiyle bozmuştur. Bu arada sahtelik iddiasının halli lüzumuna da işaret edilmiştir.
Mahkeme, bozmaya uymuş ve davacının davalı zimmetinde bir alacağı kalmadığı ve davacının karısı ile birlikte sahibi bulunduğu şirket hesaplarına bu alacağın intikal ettiği kabul olunmuş ve dava reddedilmiştir.
Esasen bu durum muvacehesinde esas davanın konusu olan zimmet bakımından taraflar arasında bir uyuşmazlık kalmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla sahtelik iddiasının hadise şeklinde halline de mahal kalmamıştır. Zira, davalının usülü veçhile açılmış mukabil bir tesbit veya eda davası mevcut değildir.
Bozma kararında sahtelik hakkında bir karar verilmesi gereğinin belirtilmesi esas dava ile irtibatı ve sonuca etkisi yönündendir. uyuşmazlık giderilmiş olmasına göre sözü edilen sahteliğin bu davada sonuca bir etkisi kalmamıştır. davalı ayrı bir dava açtığı takdirde bu yönün incelenmesi olanağı daima mevcuttur. Bu sebeple ibranamenin müstakil bir dava konusu imiş gibi iptaline karar vermek gerekmez.
Tahkikat esnasında davaya müteallik bir sorun hakkında, tahkikat hakiminden bir karar almak iktiza eden hallerde, bunun hadise şeklinde ve H.U.M.K.nun 222 ve müteakip maddeleri hükümlerine göre çözülmesi lazımdır. Bu hususun müstakil bir dava gibi değil, mevcut bir davada bir aşama olarak mütalaası iktiza eder.
Bozma kararının amacı ve yorumu bu sonucu verdiği halde hilafının kabulünde isabet görülmemiştir.
2- Sureti kabule göre de sahtelik yönünden hükme dayanak yapılan bilirkişi raporlarında, mahkemenin görevi takabbül edilerek delillerin takdir! suretiyle bir sonuca varılmıştır. H.U.M.K.nun 275 nci maddesi gereğince halli malumatı mahsusa ve fenniyeye tevakkuf eden hususta hakim ehlivukufun rey ve mütalaasını alır. o halde bilirkişinin raporunda belirteceği kanatın ferini ve özel bilgiye dayanması ve bunun raporda müdellel bir şekilde belirtilmesi zorunludur. Halbuki bilirkişilerin raporlarında esas itibariyle pulun sağ taraf yerine sol tarafa yapıştırılmış olmasından dolayı sonuca varıldığı anlaşılmaktadır. Bu bakımdan da raporlar kabule şayan olmamak iktiza eder.
Kaldı ki H.U.M.K.nun 314 ve müteakip maddeleri mucibince yapılacak sahtelik tahkikatında 308 nci madde gereğince keyfiyetin incelenmesi icap eder. Bu bakımdan usülüne uygun delillerin toplanması gerekir.
Davacı taraf duruşma sırasında tanık dinletmek istediğini beyan etmiş ve davalının buna karşı o celsede bir itirazı sebketmemiştir. Mahkemece de davacının tanıklarını, vereceği bir listede göstermesi ara kararı ile kabul olunmuş ve davacı, karar muktezası listeyi verince davalı, bunun tevsi olduğunu ileri sürmüş ve mahkeme bu itirazı kabul, ederek davacının tanıklarının dinlenmesi yoluna gitmemiştir.
Şu halde eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm verilmesi de doğru değildir.
Sonuç: Yukarıda yazılı sebeplerden dolayı davanın reddi yolundaki hüküm kesinleşmiş olduğundan yalnız iptal bakımından hükmün BOZULMASINA, ve (1000 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 4.4.1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini