 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1974/645
K: 1974/1075
T: 28.03.1974
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul As. 4. Ticaret Mahkemesince verilen 22.10.1973 tarih ve 210/354 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı avukatı İ.A. ile davalı avukatı V.A. gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştır. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı şirket sözleşmesinin 8. maddesine göre üç yıl süre ile yönetim kurulu üyeliğine seçilmiş olan müvekkilinin 1970 yılı faaliyet hesaplarının tetkikine hasren toplanması iktizan eden adi genel kurulunun nisabın dolmaması sebebiyle geri bırakılmasından sonra gündeme ilave edilen bir madde ile yapılan genel kurul toplantısında yeniden yönetim kurul seçimine gidilmiş ve müvekkilinin seçimi kayıp etmesiyle üç yıllık müddetten evvel görevinin son bulmuş olduğunu ve bu tasarrufun Türk Ticaret Kanununun 316. maddesindeki azil niteliğini taşımadığından müvekkilinin mahrum kaldığı maaş dolayısıyla uğradığı (33,591,50 lira) zararının faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, geri bırakılan bir adi umumi hey'et toplantısını takip eden toplantı için yeni bir gündem yapılmasını önleyen bir hükmün mevcut olmadığını ve davacı hakkındaki tasarrufun Türk Ticaret Kanunun 316. maddesindeki azil niteliğinde olduğunu ve genel kurul kararına muhalefet edilmemiş ve üç aylık müddet içinde dava açılmamış ve kararın iptali talep edilmemiş ve davacı üye bulunmadığı gibi taminat da yatırmadan görev yapmış olmasına göre davanın mesmu bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece; davacı, şirkete üye olduğun isbat etmemiş ve evvelce bu görevi yapmış bulunması da müktesep bir hak doğurmamış ve davacı ile davalı arasında bir hizmet akdi de tekevün etmemiş olması itibariyle ana sözleşmedeki üç senelik sürenin cari olamıyacağına göre varit görülmeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı temyiz etmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 364. maddesi gereğince Anonim Şirket Genel Kurulu (adi) ve (fevkalade) olarak toplanır. Adi toplantı her hesap devresinden itibaren üç ay içinde ve en az yılda bir def'a olur. Genel Kurul lüzumu halinde fevkalade toplantıya davet olunabilir. Adi toplantıda 369. madde gereğince müzakere gündemine konulması gereken hususlar müzakere olunur. Genel Kurulun davet şekli 368. madde ve gündemi de 369. madde tanzim olunmuş ve gündemde gösterilmeyen hususların müzakere olunamıyacağı hükme bağlanmıştır. 370. madde gereğince bütün pay sahiplerinin hazır olması hali bunun istisnasını teşkil eder. İlk toplantıda belli nisap hasıl olmazsa ikinci toplantıda hazır bulunan pay sahipleri ile iktifa edilmesi 372. maddede muktezasıdır. Davalı Anonim Şirket esas mukavelesinni 22. maddesi mucibince de ikinci toplatının nisap hasıl olmayan birinci toplantı gündemine göre yapılması lazımdır.
Her ne kadar, aynı kanunun 316. maddesinde idare meclisi azalarının esas mukavele ile tayin edilmiş olsalar dahi umumi hey'et kararıyla azlolunabilecekleri ve azlolunan azanın tazminat talebine hakkının bulunmadığı ifade edilmiş ise de; azle ilişkin genel kurul kararının da amir hükümlere uygun olarak yapılan genel kurul toplantasında ittihaz edilmesi gerekir.
Olayda genel kurul adi toplantıya çağrılmış ve toplantı günü nisap olmadığından ikinci toplantı yapılmıştır. 2. toplantıda sermayenin (% 94,6)'sının temsil edildiği ve (% 5,4)'nın hazır bulunmadığı, toplantı zaptından anlaşılmaktadır. bu toplantıda birinci toplantı gündeminin görüşülmesi gerekirken yönetim kurulu seçiminin gündeme ihtal edildiği ve seçimde davacının seçilmediği hususları, taraflar arasında uyuşmazlık konu değildir. O halde davacı yönetim kurulu üyesinin 316. madde gereğince azli de söz konusu değildir. 2. toplantıda gündeme ilave yapılarak gündem değiştirilmek suretiyle yapılan seçim, geçersizdir. Bu takdirde olağan üstü toplantıya usulü veçhile gidilmesi iktiza ederdi. Kaldı ki esas mukavelenin 8. maddesi gereğince, yönetim kurulu üyelerinin müddeti üç yıldır. 369. maddenin 4. bendi delaletiyle müddetleri sona ermeden idare meclisi azalarının görevlerine son verilmesi, bunun usulü veçhile gündemde gösterlimesine, davet ve toplantı yapılmasına bağlıdır.
Bu durumda davanın kabulü gerekirken ortak olmaması sebebiyle ve şartını ibraz etmediğinden davacının yönetim kurulu üyesi olamayacağına dayanılarak davanın reddi yolunda hükmü tesis isabetli değildir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı sebeplerden dolayı davacı vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ve 1000 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine 28.3.1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.