 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1974/5149
K: 1975/1474
T: 03.03.1975
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul 2. Sulh Hukuk hakimliğince verilen 16.7.1974 tarih ve 342/654 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş ve teyiz dilekçesinin süresi içinde verildği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu; gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalıların borçluları bulunduğu 1.7.1973 günlü (4.000) liralık bononun postada kayıp olduğundan iptalile bedelinin davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar; önce iptal davasını açılıp kayıp olduğunun saptanması gerektiğini davanın da ödeme yeri olan Ordu'da açılması gerektiğinisavunmuşlar, diğer davalı Necla senet ve imzayı inkar etmiştir.
Mahkemece, ayrı usullere tabi iki davanın bir arada açılamıyacağından davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı avukatı temyiz etmiştir.
Kıymetli evrakın mahkeme marifetyile iptali müessesesi, esas itibariyle kıymetli evrakı zayi eden hamilin hukuki menfaatini korumak içni kabul edilmiştir.
Vadesi gelmiş senedin tahsilini istemek de hami alacaklının hakları cümlesindendir. Bu itibarla davacının bu haklarını birlikte kullanmasında yasal bir sakınca mevcut olmayıp aksine bir kolaylık vardır. Dava miktar itibarıyla sulh mevaddı olması ve bu yüzden sulh mahkemesinde açılmış bulunması nedeniyle H.U.M.K. nun 176/7, 507/1. gereğince basit usulü mahkemeye tabidir. Binaenaleyh yargılama usulü bakımından bir fark düşünülemez. Türk Ticaret Kanununun 563 ve müteakip maddeleri, iptal kararına ilişkin hükümler olup bu davada olduğu gibi iptal ve tahsil isteklerinin birlikte görülmesini men eden bir hükmü ihtiva etmemektedirler. Gerçi iptal davaları ancak senedin fiili hamili belli olmadığı hallerde açılabilir ve mahkeme tarafından verilen iptal kararı üzerine hak sahibi hakkını senetsiz olarak da dermeyan edebilirse de, hakkını kullanabilmesi için lüzumlu olan senedin yerini, iptal kararı alır ve bu davalar ilan da gerektirse de ilan hususu bu iddiaların birlikte görülmesine engel olmaz. Zira iptal davaları iki safha arzeder. 1. safha ilan yolu ile davet safhasıdır. Senedi elinde bulunduran ve meşru hamil olması ihtimal dahilinde bulunan kimsenin haklarını bu safhada koruyabilmesi için senedin ibraz edilmesi ilan ve ilgili şahıs mahkemeye davet edilir. 2. safha ise, senedin iptal safhasıdır. Bu itibarla duruşma sırasında yapılacak ilandan sonra sened üzerinde hak sahibi olduğunu iddia eden bir kimse çıkmadığı takdirde senedin iptali cihetine gidilecek ve davacı alacağını senetsiz istemek durumuna gelmiş bulunacaktır. Ekseriye hasımsız açılan iptal davaları neticesinde senedi kabul etmeyen borçlular tarafından bu kararın iptali cihetine gidilerek hasımlı ikinci defa davalar açıldığına göre dava ekonomisi prensibine uygun olarak borçlu hasım gösterilmek suretiyle açılmış olan bu davada borçlu tarafından sened ve aralarındaki hukuki münasebete ilişkin def'iler de ileri sürülerek tetkiki imkanı hasıl olacaktır. Bu tarz, davaların zaman aşımına uğramasını önlemek bakımından hak sahiplerinin de yararınadır. Ticari dava niteliğinde olan heriki istek hakkında verilecek hükmün denetim mercii de aynı olduğundan, tahsil isteği hakkındaki hükmün, yasalara uygunluğu da birlikte incelenmiş bulunacaktır. En az masrafla ve en kısa zamanda davaları sonuçlandırmakla görevli olan hakimlerin önce iptal davası, bunu intacından sonra tahsil davası açılması gibi ikili bir külfeti iş sahiplerine yüklemeleri, yukarıda sözü edilen dava ekonomisi prensibine aykırı düşer. Kaldı ki, hükmüde de belirtildiği gibi davacı 4.7.1974 günlü dilekçesi ile ididasını hasr ve tevzih ederek ziya sebebiyle senedin iptalini ve bedelinin tayin edilecek tevdi mahallinde yatırılmasını istemiştir. Bu yönler nazara alınmadan davacının her iki hakkını muhtel kılacak ve aleyhinne kesin hükmü teşkil edecek şekilde kaybolan bononun iptalinin özel usule tabi olduğundan ve ilan zarureti bulunduğundan bahisle hiç bir inceleme yapılmaksızın davanın reddine karar verilmesi isabetsiz ve davacının temyiz itirazları yerindedir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 3.3.1975 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.