 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1974/5121
K: 1974/5101
T: 20.12.1974
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Of As. Hukuk Hakimliğince görülerek sabit olan dava veçhile 2.200 liranın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine dair verilen 18.7.1972 tarih ve 459/508 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istemiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve poliçe genel şartların 4. maddesi gereğince davacının kastı veya davalıyı zarara sokan bir kusuru olduğunu davalı sigorta şirketinin isbat etmemiş ve duruşma sırasında hasarın tesbitine ilişkin delil mukavelesi gereğince davacının kastı veya davalıyı zarara sokan bir kusuru olduğunu yönünden de bir talepte bulunmamış olmasına göre, davalı sigorta şirketinin diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Ancak; sigorta poliçesinde yazılı 500 lira muafiyetin tahsiline karar verilen 2.200 liradan tenzili gerektiği halde bunun nazara alınmaması doğru görülmemiştir.
Her ne kadar davalı vekili duruşma sırasında tazmini istenen camın azami 3.000 liraya tedarik edebileceğini beyan etmiş ise de, bu beyan davanın ve miktarın kabulü niteliğinde sayılamaz. Nitekim İstanbul Ticaret Odası bu camın 2.200 liraya temin edilebileceğini bildirmiş ve mahkemece 500 liralık muafiyet nazara alınmadan ve bunun sebebi gösterilmeden 2.200 liranın tahsiline karar verilmiştir.
Sigorta tazminatının hesabında, gerçek zarar bulunduktan sonra muafiyet miktarının indirilmesi ve bakiye meblağın tahsiline karar verilmesi, sigorta hukukunun, Türk Ticaret Kanununun 128. maddesi ile taraflar arasındaki sigorta aktinin gereğidir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte yazılı sebeplerden dolayı davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine ve hükmün 2. betde yazılı nedenle davalı yararına BOZULMASINA, 20.12.1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.