 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1974/4233
K: 1975/132
T: 15.01.1975
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (İstanbul Asliye 5. Ticaret Mahkemesi)nce verilen 10.3.1973 tarih ve 290/D. İş sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı (N) vekili, hakem kuruluna verdiği dilekçede, tarafların 27.12.1967 tarihli mukavele ile Çorlu'da yapılacak Motel ve turistik tesisin inşa ve işletmesi ve turizm ile ilgili ticaret yapmak üzere bir adi ortaklık kurduklarını davalının bilahare 3.6.1968 tarihli ek mukavele ile şirketin idaresini eline geçirdiğini, kendisine hesap vermediğini belirterek ortaklık hesaplarının görülmesini, ortaklığın fesih ve tasfiyesini istemiştir.
Davalı (T) vekili savunma ve mükabil dava dilekçesinde hesap vermeğe hazır bulunduklarını belirterek davacının ortaklıktaki hissesinin % 30 dan (9,7 ye indirilmesini, kendi hisselerinin yüzde 70 den yüzde 90,3'e çıkarılmasını, davacının haksız asli tedbir ve tespit kararları alması sebebile (10.000) lira manevi ve (40.000) lira maddi tazminatın davacıdan tahsilini v.s. kusurların karara bağlamasını dava etmiştir.
Hakem heyeti delilleri toplamış, bilirkişi incelemesi yaptırmış ve 12 Şubat 1973 tarihli nihai kararı kaleme almıştır. Bu karar üçüncü hakem (L) tarafından imza edilmiş, davalı hakemi (T.B.) karara muhalif kalarak imza etmiş ve aynı tarihli muhalefet şerhini yazmıştır. Davacı hakemi (T.M.) ise çoğunluk kararı niteliğindeki hakem kararını imza etmemiş ve 16.2.1973 tarihli dilekçe ile istifasını bildirmiştir.
Davalı (F) vekili 5.3.1973 tarihli dilekçesi ile HUMK.nun 532 nci maddesine göre hakem kararının taraflara tebliğini mahkemeden istemiştir.
İstanbul 5. Ticaret Mahkemesinin 10.3.1973 tarihli kararında, hakem kararında bir hakemin imzası bulunmadığından ve bu karar usulüne uygun bir hakem kararı mahiyetinde olmadığından davalının tebliğ talebi reddedilmiştir.
Mahkeme kararı davalı tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı ve karşılık davalı (N) vekili, bahis konusu kararın temyizinin mümkün olmadığını ileri sürmekte ise de mahkeme başkanının verdiği karar kesin sonuç doğuran, bir tarafın hakkını ihdas eden ve diğerinin hakkını kaldıran nitelikte bulunması nedeni ile temyizi kabil olduğundan davacı avukatının bu yöne ilişen itirazı yerinde değildir.
H.U.M.K.nun 532 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre, mahkeme, hakem kararının tevdiini müteakip kararı taraflara tebliğ eder ve karar iki taraf hakkında anacka tebliğ tarihinde mevcut addolunur.
Bu itibarla mahkemenin tevdi olunan 12.2.1973 tarihli ve iki hakemin imzasını ihtiva eden kararı taraflara tebliğ etmesi ve kendilerine kanun yollarına başvurma imkanını sağlaması gerekirken, mahkeme başkanının ortada tekamül etmiş bir karar bulunmadığından bahisle bunun tebliğ olunmamasına karar vermesi usule aykırıdır.
SONUÇ : Davalı avukatının temyiz itirazının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle temyiz olunan mahkeme başkanın 10.3.1973 tarihli kararının BOZULMASINA, ve 1000 lira duruşma avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 15.1.1975 tarihinde oybirliğile karar verildi.