 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1974/4061
K: 1974/3612
T: 13.12.1974
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (Sivas Asliye Hukuk Hakimliği)nce verilen 7.3.1974 tarih ve 148/23 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, 1971 yalında belediyece evlerinin istimlakı sırasında, kardeşi (N) ye ait bir ev ve üç dükkanın kendi mağaza ve evi meyanında istimlaki muamelesinin yapılmasına (N) nin eşi olan (E) nin muafakat ettiğini, istimlak ve tezyidi bedel davası sonunda onun hissesini vermek üzere anlaştıklarını, ancak davalının hissesine karşılık kendisinden teminat istediğini, bu sebeple açığa imza ederek 50 kuruşluk pul yapıştırmak suretile maktu bir emre muharrer senedi davalının kardeşi olan (Z) ye tevdi ettiğini, davalı ile kardeşinin bu senedi 2.3.1973 tanzim 1.7.1973 vade tarihli ve (100.000) lira değerli olarak doldurup icra takibine giriştiklerini, icra takibine itiraz ettiğini, (Z) ve vekili hakkında C. Savcılığına şikayette bulunduğunu, hata ile imza verdiğini, kendisinden hile ile imza alındığını, suiniyetle icraya konulduğunu, davalıya 100.000 liralık senet vermediğini, bu kadar borcu olmadığını, kardeşinin mallarının da halen davalı elinde bulunduğunu belirterek senedin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında, senetteki imzanın ikrar olunduğunu ve takibin kesinleştiğini, borç ödendikten sonra istirdat davası açılabileceğini savunmuştur.
Mahkemece, sorgu hakimliği ve icra dosyaları celp edildikten sonra imzalı boş senedi başkasına veren kimsenin kendi yararına doldurulup ilaveler yapılabileceğini peşinen kabul etmiş sayılacağı, olayda hata ve hilenin mevcut olmadığı gerekçesile dava red edilmiştir.
Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 1.7.1973 vade tarihli 100.000 liralık bononun alacaklısı ve hamili olan (E)nin C.Savcılığında verdiği 13.9.1973 tarihli ifadesinde, müşteki (C)nin kocasının kardeşi olduğunu, müşterek gayri menkullerinin belediyece istimlak edildiğini, kocacı öldüğünden istimlak bedelini alması için davacıya belediyede muvafakatname verdiğini, buna mukabil davacının alacağı istimlak bedeli ve diğer alacaklar için kendisine açık imzalı bir senet verdiğini, borçlarını ödemediğinden alacaklı olduğu miktar nisbetinde senedi doldurarak icraya verdiğini söylemiş ve bu beyanı, irsen intikal eden gayrimenkullerin taksimi ile ilgili 21.12.1954 tarihli sulh ve ibra senedi, Sivas Belediyesine ait mübrez istimlak evrakı ve özellikle davalı hissesine düşecek istimlak bedelinin davacıya ödenmesini öngören ve 10.8.1971 tarihli istimlak bedeli alındısında teyit olunan 6.8.1971 tarihli vekaletname ile kanıtlanmış bulunmaktadır.
Türk Ticaret Kanunun 690 ncı maddesi gereğince bonolar hakkında uygulanması mümkün olan aynı kanunun 592 nci maddesine göre, aradaki anlaşmalara aykırı olarak doldurulduğu ispat edilen bonoların iptali istenebilir. Olayda dava konusu bono açığa imza atılmak suretile ve teminat olarak davalıya verilmiş olduğuna göre, davalının alacağının neden ibaret olduğunu usulen kendisine ispat ettirilerek ancak bu meblağ için bono geçerli sayılacağından, başka bir ifade ile davalının alacaklı olduğu miktar dışında kalan meblağ için bononun iptali gerektiği halde davanın tümünün reddedilmesinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 1000 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 13.12.1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.