 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1974/3979
K: 1975/37
T: 09.01.1975
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul As. 2. Ticaret Mahkemece verilen 5.6.1974 tarih ve 297/225 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalının ihtal edip gümrük işleminin ihkamilen kadar müvekkili idarenin ardiyesine koyduğu ve müvekkilinin 15.9.1969 tarihli mektubuna rağmen ardiyeden çekmediği gibi ardiye ücretini de ödemediğ imal sebebiyle 11.4.1968 tarihinden 30.5.1973 tarihine kadar tahakkuk eden ardiye ücreti (146.970) liranın ihbar tarihinden % 10 faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
Davalı vekili, malın davacı ardiyesinde kaldığını ve talebin kanuni olduğunu kabul ettikten sonra gümrük resminden doğan ihtilafın Danıştayda henüz halledilmediğine göre, davanın zamansız açılmadığını ve olayda zaman aşımı bulunduğunu ve talebin tarifeye göre değil kadri marufa göre yapılması iktiza ettiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının her zaman talebde bulunmasını kanunen mümkün olmasına ve 10 senelik zaman aşımını halen dolmamış bulunmasına ve davacının ihbar mektubun aldığının imzası kabul edilen davalının cevabi mektubu ile anlaşılmasına ve alacağın kanuna dayanan tarifeye göre hazırlanmış olup bunun (144.900) lira olduğunu bilirkişi raporu ile tahakkuk etmesine binaen davalının itirazlarının reddiyle bu alacaktan (30.072,50) liranın 3.10.1969 tarihinde ve (114.827,50) liranın dava tarihinden % 10 faiziyle davalıdan tahsiline ve fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Hükmü davalı temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve gümrük idaresiyle davacı arasındaki uyuşmazlığın ardiye ücretinin ödenmesinin geciktirilmesini gerektirmemesine ve esasen davacının ücretinin ödenisi hususunda davalıya 5.9.1969 tarihli mektubu yazmış ve davalının da 2.10.1969 tarihli mektupla buna cevap vermiş ve bu suretle davadan önce ihbar yapılmamış olmasına ve Borçlar Kanununun 476/2. maddesinde ardiye ücretinin her üç ayda bir kere ve herhalde eşyanın tamamen veya kısmen istirdadında tediye olunacağının hükme bağlanması ardiye sahibi lehine tesis edilmiş bir hüküm niteliğinde olduğundan bu hükmün davacı demiryolları aleyhine sonuç hasıl edecek şekilde yorumlanamayacağı gibi üç ayda bir tahsilat vuku bulunmadığı takdirde mal ardiyeden çekilmedikçe ardiye ücretinin istenemiyeceğinin kabulününde (ardiye sahibinin hakları) kenar başlığını taşıyan sözü edilen 476. madde hükmüne aykırı olmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı vekilinin temyiz itirazlarını reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, (1.000) lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve aşağıda yazılı bakiye 3237 lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına 9.1.1975 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.