Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1974/3448
K: 1974/3423
T: 04.12.1974
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Şarkikaraağaç As. Hukuk Hakimliği'nce verilen 24.04.1973 gün ve 91/152 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı ile davalılardan F.U. gayri davalılar tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 21.05.1974 Salı gününde davacı avukatları S.A. ve K.N.S. ile davalılardan R.Y. ve N.B. avukatı M.İ.K., M.B., N.B. avukatı L.B., S.B, avukatı S.B. ve diğer davalı asil O.B. ve H.U. gelip temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bazı nevakızın ikmali için dosya mahalline iade edilmiştir. Bu kere ikmalen gelmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı Sağlık Bankası murakıplar kurulu adına murakıp O.Ç. ve S.T. vekilleri, 970/143 sayılı dosyada davalıların Şarkikaraağaç'ta kurulmuş bulunan sağlık bankasının idare meclisi üyeleri, idare meclisi başkanı, genel müdürü ve genel müdür muavini sıfat ve görevi ile faaliyette bulundukları devrede, vatandaşlardan aldıkları mevduat şeklindeki paraları bankanın kasasına ve hesaplarına dahil etmeden zimmetlerine geçirmek, usulsüz teminat mektubu ve avanslar vermek suretiyle (Mahkeme kararları cem'an (6.040.834,15) faiz ve masraflarla birlikte bankaya borçlandırıp zarara uğrattıklarını ve bir kısım davalıların önleyici tedbirleri almamak, ihmal göstermek suretiyle buna sebebiyet verdiklerini, genel kurulca bunlar hakkında dava açılmasına karar verildiğini belirterek ileride bakiyesi için dava hakları mahfuz kalmak şartıyla şimdilik (10.000) liralık kısmının faizi ile müteselsilen davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Yine davacı vekili, 971/62 esas sayılı ikinci davada 964/1047, 964/18, 964/156, 963/358, 966/329 sayılı davalardan dolayı ve Genel Müdür H.Ü. ile Genel Müdür Muavini F.U.'ın kanun ve statü hilafına banka merkezi haricinde şube ve bürolar açmak, mudilerden topladıkları mevduatı zimmetlerine geçirmek ve diğer davalıların ise bu usulsüz işlemlere meydan vermek suretiyle bankaya iras ettikleri zarardan (675.515,68) liralık kısmının ilk dava tarihinden % 10 faizi ile davalılardan mütessilen tahsilini istemiştir. Bu dava ilk dava olan 970/143 esas sayılı dava ile tevhit edilmiştir.
Yine davacı banka, 972/89 esas sayılı üçüncü davada, aynı fiil ve kusurları sebebiyle 200/190, 358/369, 156/409 sayılı ilamlarla bankaya intikal eden zararlardan dolayı (2.666.734,84) liranın ilak dava tarihinden itibaren % 10 faizi ile davalılardan müteselsilen tahsilini istemiş ve bu dava dahi 970/143 saylı ilk dava ile tevhit olunmuştur.
Davalılar değişik dilekçelerde belirtilen savunmalarında özetle; davacı bankanın iflasına karar verildiğini, murakıplar tarafından dava açılamayacağını, olayda Türk Ticaret Kanunu'nun 336-337-309. maddelerinde yazılı 2 ve 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğunu, kendilerinin haksız eylem ve ikmallerinin süresinin geçmiş olduğunu, kendilerinin haksız eylem ve ikmallerinin bulunmadığını, zaman idarelerinde genel kuruldan ibra almış olduklarını, Türk Ticaret Kanunu'nun 346. maddesine göre idare meclisi azalarının, müdürlerin sebebiyet verdikleri zararlardan sorumlu olmadıklarını, 12.03.1963 tarihli çekin O.B. tarafından şahsen meşru hamil sıfatıyla tahsil edildiğini, ileri sürmüşlerdir.
Mahkemece, ilkin, Türk Ticaret Kanunu'nun 341. maddesinde gösterilen bir aylık süre geçtikten sonra açılan davanın usul yönünden reddine karar verilmiş ve davacı tarafından temyiz edilmekle dairemizce yapılan inceleme sonunda, Türk Ticaret Kanunu'nun 341. maddesine yanlış anlam verilerek davanın reddedilmesi usul ve kanuna aykırı olduğundan hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre sair cihetlerin ve bu arada davalılardan O.B.'ın davanın zamanaşımından ve esastan reddedilmesi yönündeki temyiz itirazlarının, işin esasına girilmediğinden incelenmesine şimdilik mahal olmadığına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmuş ve davalı S.K. ve M.A. ölmüş olup haklarındaki dava müracaata bırakıldığından bunlar hakkında karar ittihazına mahal olmadığına, davalı A.A. ise zararların doğduğu tarihten sonra idare heyetine getirilmiş olduğundan onun hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar yönünden dava açılmasına izin vermeye yetkili genel kurulun zararı ve faillerini 03.03.1970 tarihinde öğrenmiş bulunduğu kabul edilmek gerektiğinden ve en son dava 02.03.1972'de açıldığından iki yıllık zamanaşımının dolmadığı, 1962-1964 yılları ile sonraki yıllar genel kurul toplantılarında, faaliyet raporları ile bilançolarda dava konusu zararlar gösterilmemiş olduğundan ibranın geçerli sayılamayacağı belirtilerek (10.000) liranın (675.515,68) liranın ve (2.666.734,84) liranın dava tarihlerinden % 10 faizleri ile birlikte davalılar H.U., F.U., O.B., R.Y., S.B., N.B., müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Hüküm, davalı F.U. hariç diğer davalılar ile davacı tarafından temyiz olunmuştur. A.A. bilahare temyizinden sarfınazar etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve davalılardan A.A.'in 14.04.1963 tarihinde yönetim kurluu üyesi olduğu ve 13 gün sonra 27.04.1963 tarihinde Genel Müdür ve yardımcısı F. hakkında takibat yapılması için Cumhuriyet Savcılığı'na keyfiyetin bildirilmesi için yönetim kurulunca karar verildiğinin anlaşılmasına göre onun hakkındaki davanın reddine ilişkin karar aleyhinde vaki davacının temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalılardan A.A. hükmü temyiz etmiş ise de sonradan temyizinden feragat ettiğinden temyiz dilekçesinin bu nedenle reddi gerekir.
3- Hükmü temyiz etmeyen F.U. dışındaki davalılardan (H.O.R.S. ve N.'ın temyizlerine gelince, bunların zamanaşımı savunmasında bulundukları ve fakat mahkemece genel kurulun zarara ve faillerine 03.03.1970 tarihinde muttali olduğndan iki yıllık zamanaşımı süresinin olayda cereyan etmediği gerekçesi ile bu savunmayı reddettiği anlaşılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu'nun 342. maddesi gereğince davalılardan H.U. yönetim kurulu üyesi iken genel müdür tayin edildiğinden onun sorumluluğu da yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna tabidir.
Aynı kanunun 340. maddesinde 336 ve 337. maddelerin hükümleri gereğince yönetim kurulu üyelerine yükletilen sorumluluk hakkında 309. madde hükmü de uygulanır. 336 ve 337. maddelere yapılan atıf dolayısıyla ve metin açıklığı karşısında anonim ortaklık şeklinde kurulmuş olan davacı bankanın yönetim kurulu başkan ve üyeleri aleyhinde açtığı bu sorumluluk davasında özel hüküm niteliği taşıyan 309. maddenin son fıkrasında yazılı üç türlü zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir.
Sorumlu olan kimselere karşı tazminat istemek hakkı, davacının zararı ve sorumlu olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran eylemin meydana geldiği tarihten itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Şu kadarki bu eylem cezayı gerektirir ve Ceza Kanunu'na göre cezası daha uzun zamanaşımına tabi bulunursa tazminat davasına da o zamanaşımı uygulanır.
Bu durumda H.U. ve diğer mümeyyiz davalıların herbiri hakkında genel kurulun zarara ittila tarihleri tesbit olunmalı ve sonucuna uygun olarak zamanaşımı hakkında karar verilmelidir.
309. maddenin yukarıda değinilen son fıkrası hükmünün incelenmesinden de anlaşılacağı gibi tazminat istemek hakkı her halde zararı doğuran eylemin meydana gelmesinden itibaren 5 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Eğer eylem cezayı gerektiriyorsa tazminat davasına da ceza zamanaşımı uygulanır. Mahkemece bu yönlerden bir karar verilmemiştir.
Bu itibarla eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm tesisinde isabet bulunmamaktadır.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerden dolayı davacının temyiz itirazlarının ve 2. bentte gösterilen nedenle davalılardan A.A.'nin temyiz dilekçesinin REDDİNE ve 3. bentte yazılı nedenlerle hükmün mümeyyiz davalılar yararına BOZULMASINA ve (1.000) lira duruma vekillik ücretinin davacıdan alınarak mümeyyiz davalılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine 04.12.1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini