 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1974/260
K: 1974/114
T: 21.01.1974
DAVA : Doğan Sigorta ile Y.S.E. Genel Müdürlüğü Köy İşleri Bakanlığı arasındaki davadan dolayı ankara 4. Sulh Hukuku Hakimliğince verilen 13.12.1973 gün ve 966/1527 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı avukatı tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : 1) Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigortacının halef sıfatı ile haksız eylem kurallarına dayanarak açtığı rücu davasına ilişkindir. Olayda sigorta sözleşmesinden ve bu arada halefiyetten doğan bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Davalı Köy İşleri Bakanlığıdır; tacir olmadığı da, kuşkusuzdur. Bu durumda halefiyetin önceleri eski Ticaret Kanunun 965. veya metin yönünden hiç bir fark olmayan yeni Ticaret Kanununun 1301. maddesine dayanması yani kanundan doğması, davanın (ticari dava) sayılmasını gerektirmez.
2) 22.3.1955 tarih ve 37/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında sigortacının sigorta tazminatını sigortalıya ödedikten sonra kanini halefiyet sebebile onun yerine kaim olarak ödediği bedel nispetinde zarar failine rücu etmesine ilişkin davanın ticaret mahkemesinde değil, hukuk mahkemesinde görülmesi gerekeceği kabul edilmiştir.
3) 31.3.1954 tarih ve 18/11 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında "sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat nispetinde sigortalının yerine geçeceği ve onun halefi olacağı" 17.1.1972 tarih ve 2/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da, "sigortalının ne hakkı varsa bunların sigortacıya geçeceği, sigortacının sigorta ettirenin bütün defilerini zarardan sorumlu olana karşı ileri sürebileceği,haksız eyleme dayanan rücu davalarında haksız eylem kurallarının uygulanacağı ve sigortacının kanuni halef sıfatile bu kurallara göre tazminat isteyeceği, açtığı davanın sigorta ettirenin aynı şahıs aleyhine açabileceği davanın zamanaşımına tabi ve aynı tarihte başlıyacağı" öngörülmüştür.
4) Yargıtay Başkanlar Kurulu da, sigortacının halef sıfatile açtığı rücu davalarında, Türk Ticaret Kanununun hükümlerinin değil, haksız eylem kurallarının uygulanacağı ve bu davaların ticari niteliğinin bulunmadığı esasına dayanan İçtihadı Birleştirme kararlarını gerekçe göstererek müteaddit kararlarında (örneğin 5.11.1971 tarih ve 85/101 sayılı karar) temyiz incelemesinin, Ticaret (11. Hukuk) Dairesine değil, 4. Hukuk Dairesine ait bulunduğuna karar vermiştir.
5) Aksi görüşün, yani sigortacının halef olmasını öngören 1301. maddenin mücerret Ticaret Kanununda bulunmasına dayanarak rücu davasının 11. Hukuk Dairesinde incelenmesi gerektiğinin kabulü halinde, Medeni Kanunun 582. maddesi gereğince miras bırakanın borcundan müteselsilen sorumlu olan mirasçılar hakkındaki halefiyete dayanan bütün davaların temyiz incelemesinin 2. Hukuk Dairesinde yapılması Borçlar Kanununun 162 ve sonraki maddeleri gereğince alacağın kanuni, kazai ve akdi temlikine istinat eden her çeşit davanın da 13. Hukuk Dairesinde görülmesi, iktiza eder.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı hukuk ilkelerine, kanuna, Yargıtay İçtihadı Birleştirme ve müstakar Başkanlar Kurulu kararlarına aykırı surette sigortacının kanuni halef sıfatile, aralarında akdi hiçbir ilişki bulunmayan zarardan sorumlu olan aleyhinde açtığı rücu davalarının, "kanuni bir halefiyet söz konusu olmadığı, dava hakkının Ticaret Kanunun sigortaya ilişkin hükümlerinden doğduğu ve tazminat isteğinin sigorta akdine dayandığı" şeklindeki çelişkili bir gerekçe ile temyiz incelemesinin, haksız eylemden doğan davalara bakan 4. Hukuk Dairesine değil, ticare davaları inceleyen 11. Hukuk Dairesine ait bulunduğunun kabulü isabetli olamıyacağından, dosyanın görevli yüksek 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine 21.1.1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.