Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1974/2294
K: 1974/3475
T: 06.12.1974
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara As. 1. Ticaret Mahkemesince verilen 22.3.1974 tarih ve 306/76 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 5.11.1974 gününde davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 5.11.1974 gününde davacı avukatı H.H. Davarcıoğlu ile davalı avukatı Ö.N. Sağıroğlu gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, kurulmakta olan (Yavuzlar İplik ve Dokuma Sanayi A.Ş.)'nın kuracağı fabrikanın fizibilite çalışmalarını yaparak müşavir mühendislik işlerinin ifası için davalı ile anlaştıklarını, bilahare bu hizmetlerin diğer bir firmaya verilmesi nedeniyle yaptıkları hizmet karşılığıfatura gereği (55.409) liranın, faiz ve icra inkar tazminatı ile birlikte tahsilin talep ve dava etmiştir.
Davalı, iddia olunan alacağın şirketten istenebileceğini beyanla husumet def'inde bulunmuştur.
Mahkemece dava husumet yönünden reddedilmiştir.
Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı gibi, kurulacak A.Ş. adına hareket eden, kuruculardan olan davalıdan fizibilite raporu tanzimi hizmeti ve teşekkül ettiğini iddia ettiği mühendislik hizmetleri ifasına ilişkin akit dolayasıyla ödenmeyen alacağının tahsilini istemiş, davalı ortak, bu talebin reddini savunmuştur.
Türk Ticaret Kanununun 301. maddesinin 2. fıkrası hükmü gereğince tescilden önce şirket namına muamele yapan kimse bu maumeleden şahsen sorumlu olur. Ancak bu gibi taahhütlerin ileride kurulacak şirket namına yapıldığı açıkça bildirilmiş ve şirketin Ticaret Siciline kaydından sonra 3 aylık bir süre içnide bu tahahütler şirket tarafından kabul olunmuşsa yalnız şirket sorumlu olur.
Aynı maddenin 3. fıkrasında, şirketin hükmü şahsiyet kazanmasından sonra kurucuların kuruluş masraflarından dolayı şirkete rücu edebilecekleri hükme bağlanmış ve son cümlede de masrafların şirketten alınabilmesini bunların kuruluş umumi heyetince tasdik edilmesine bağlı bulunduğu açıklanmıştır.
Nitekim aynı kanunun 289. maddesinde, kuruluş umumi heyetinin ilk toplantısı için toplantıya davet zımnında ortaklara gönderilecek gündemin neleri ihtiva edeceği düzenlenmiş ve bu arada maddenin 6. bendinde (kurucuların şirketi kurmak için giriştikleri taahhütlerle yaptıkları muamele ve masrafların kabulü)'nün gündemin bir maddesine teşkil edilmesi şart vaz'edilmiştir. bu hükümlerin incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, şirket namına girişilen tahhütler yapılan muameleler ve masraflar yekdiğerinden ayrı nitelikte mütalaa olunmuştur. Davacı dava dilekçesinde fizibilite raporunu tanzim ettiklerini ve ayrıca mühendislik hizmetlerini ifası için 1.8.1972 tarihli yazı ile davalıya teklifte bulunduklarını ve 15.6.1972 tarihinde bu konuda gerçekleşen akdi 19.6.1972 tarihli mektupla teyit ettiklerini ve 31.10.1972 tarihli faturayı davalıya tebliğ ettiklerin ve buna rağmen icra takibine itirazda bulunulduğundan bu tahsil davasını açmak zorunluluğunda kaldığını bildirmiştir.
Gerçekten dava dışı sözü edilen A.Ş. ın 11.9.1972 tarihinde tescil edildiği ve 11.10.1972 tarihli toplantıda davalı tarafından şirket adına yapılan masrafların kabulüne karar verildiği ve fakat tescilinden itibaren 3 aylık süre içerisinde davacı 1.12.1972 tarihli yazısı ile 8 gün vererek anonim şirketten mutalebede bulunmuş ise de, şirketin 6.12.1972 tarihli cevabında keyfiyeti incelemek istediğini bildirdiği ve davacının 27.1973 tarihli mektubundan azsonrada red cevabı verdiği ve davacının 10.9.1973 tarihinde davalı ortak aleyhinde şahsi sorumluluğuna dayanarak bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece şirketin 11.10.1972 tarihli genel kurul toplantısından davalının şirket adına yaptığı masrafların kabulüne dayanılarak husumet yönünden davanın reddi yolunda hüküm tesis edilmiş olmasına rağmen ayrıca davanın tarafları arasında bir ilişkinin meydana gelmediği de kabul olunmuştur.
Bu durumda herşeyden önce husumet konusunun halledilmesi iktiza eder.
Dava dışı ve namına hareket edilen A.Ş., davalının yaptığı kuruluş masraflarını kabul etiğine göre, davalının şirket adına taki taahhütleri bu kabulün kapsamı dışında kalır. Nitekim davalı şirket, davacını talebini reddetmek suretiyle de bunu açıkça bildirmiştir.
O halde, davanı husumet yönünden reddedilmesinde isabet görülmemiştir.
Bundan başka, husumet bakımından reddedilen bir davada, işin esasına da girilerek o yönden de hükmü tesisi ancak gerçek hasım huzurunda mümkün olacak bir husus olduğundan bu yoldaki gerekçeyede istinat edilmesi doğru değil ise de, husumet bakımından davanın reddedilmesi de yukarıda açıklandığı gibi isabet bulunmadığından davacının akti bir ilişkiye müstenidne fizibilitte bulunmadığından davacının akdi bir ilişkiye müsteniden fizibilite raporu tanzim ederek vecibesini yerine getirip getirmediğinin ve ayrıca mühendislik hizmetlerini, ifaye ilişkin akti (1.8.1972 tarihli yazı ile vaki teklif ve 15.6.1972 tarihli teyit mektubunun Türk Ticaret Kanununun 23. maddesinin 3. fıkrası ve 31.10.1972 tarihli facaret Kanununun 23. maddesinin 3. fıkrası ve 31.10.1972 tarihli faturanın tebliğinni de, aynı maddenin 2. fıkrası hükmü gereğince gözönünde bulundurularak) teşekkül edip etmediğinin mahkemece incelenmesi ve sonucuna uygun bir karar verilmesi lazımdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davacı vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 6.12.1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini