 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1974/1228
K: 1974/1894
T: 11.06.1974
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (Kargı Asliye Hukuk Hakimliği)nce verilen 15.11.1972 tarih ve 245/268 sayılı hükmün temyizen tetkiki taraflar avukatlarınca istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, üçüncü şahıs (O) tarafından davalıdan satın alınan traktörün (O) tarafından kendisine kısmen vadeli olarak satıldığını, bakiye borcu (30.000) lira sebebile asıl borç (30.000) lira için üç adet (10.000) er liralık ve bu bonoların banka faizlerine karşılık olarak da üç adet miktarı boş bırakılmış bonoları (O)ya verdiğini, (O)nun ise bu bonoları borcu sebebiyle davalıya ciro ettiğini, kendisinin esas borca ait üç ve faize ait iki adet bonoyu ödediğini, son bono faiz bakiyesi (335) liraya tekabül ettiği halde vade tarihi değiştirilip miktar hanesi de (6000) lira şeklinde doldurulup 971/70 sayılı icra takibine konu yapıldığını, itiraz etmiş ise de itirazının reddolunduğunu, bononun iptali için açtığı davanın da reddedildiğini belirterek bononun 335 liralık kısmının borcu olup (5665) lirasının borcu olmadığının tespitini, icraya ödemek zorunda kalırsa, alacaklıya verilmemesi için tedbir kararı ittihazını ve ödeme halinde % 15 tazminatın hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı 917/271 esas sayılı davada, ise, bono bedelini ve ayrıca (1070) lira icra harç ve masraflarını icra veznesine yatırmak zorunda kaldığından davaya istirdat davası olarak devam edilmesini ve ödediği (7070)liranın (6735) lirasının istirdadını ve %15 tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Her iki dava tevhit olunmuştur.
Davalı savunmasında, icra veznesine para yatırılmadığından tedbir kararı istenemiyeceğini, bononun muteber bulunduğunu ve bedelsizliği yönünden delil gösterilemedeğini, yazılı delil gerekli olduğunu ileri sürmüştür.
Mahkemece, bono (O) tarafından davalıya ciro edilirken bedel hanesinin boş bulunduğu ve davalı tarafından anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu anlaşılmadığından davanın reddine ve davalı, alacağının tahsilinin gecikmesi sebebile tazminat talep etmediğinden bu hususta karar ittihazına mahal olmadığına karar verilmiştir.
Hüküm taraflarca temyiz olunmuştur.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre davacının temyiz itirazları yerinde değildir.
2 - Ancak, İİK. nun değişik 72. maddesi gereğince borçlu olan davacı tedbir için % 15 teminat yatırmış olduğundan bu maddenin 4. fıkrası hükmü gereğince alacağını geç almış bulunmaktan dolayı alacaklı davalı lehine talebe hacet kalmaksızın % 15 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmemesi doğru değil ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek ONANMASI iktiza etmiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte yazılı sebeplerden dolayı davacının temyiz itirazlarının reddine ve ikinci bentte açıklanan nedenle hüküm fıkrasına (alacağın % 15 i miktarındaki tazminatın mevcut teminattan hüküm kesinleştiğinde tahsiline) ibaresinin ilavesine ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile onanmasına ve davalı vekili duruşmaya gelmedğinden vekillik ücreti tayinine yer olmadığına, 11.6.1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.