 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1974/6430
K: 1975/216
T: 15.01.1975
DAVA : Davacı vekili, sigortalı işçi olan müvekkili E.A. nın eşi G.nin hastalanması üzerine Çankaya ve Amiral Bristol Hastahanelerinde tedavi ve muayenesi için sarfettikleri 32770 liranın davalı Kurum'dan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm, davalı avukatı tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Ulusu adına yargı yetkisini kullanan Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin Başkanı M.Ç. ve üyeleri N.İ.İ.G.H.D.M. ve C.K. nin katıldığı 15.1.1975 tarihli oturumda Tetkik Hakimi O.Y. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : Davacı sigortalı, eşinin acilen hastahaneye kaldırılması gerektiğini ve bu nedenle evvela Çankaya ve sonra da İstanbul'da bulunan Amerikan Bristol Özel Hastahanelerinde muayene ve tedavi gördüğünü beyanla bu giderlerin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Kurum Vekili 506 Sayılı Kanun ve 1232 Sayılı Genelge hükümlerine göre, davacının eşinin acil ve hayati bir durum bulunmadığını, mevcut hastalığının Kuruma ait hastahanelerde tedavisinin mümkün olduğunu, bu sebeple yaptığı masrafları isteyemeyeceğini savunmuştur.
Mahkemece istek kısmen hüküm altına alınmıştır.
Karar Kurum Vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı sigortalının eşinin hastalığının acil ve hayatı tehdit edici mahiyette olmadığı, kuruma ait sağlık tesislerinde muayene ve tedavisinin yapılabileceği delillerle kanıtlanmış olup, Mahkemece de kabul edilmiştir ve uyuşmazlık konusu teşkil etmemektedir.
506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 118 nci maddesinin 1 nci fıkrasında Hastalık ve analık yardımlarından yararlanacak olanlar, Kurumca tesbit edilecek belgelerle, Kuruma bağlı sağlık müesseselerine veya Kurum hekimlerine başvurarak muayene ve tedavi olurlar hükmü yer almış, 19.2.1965 günlü ve 1232 Sayılı Genelgenin 79 ncu maddesinde de "Kurum hekimlerine veya sağlık tesislerinde yaptıran sigortalı ile eşi ve geçindirmekle yükümlü olduğu çocuklarının bu tedavi dolayısiyle yaptıkları masraflar ödenmez." denilmiş ve bu madde hükmü bilahare yürürlüğe giren "Sosyal Sigorta İşlemleri Tüzüğü"nün 87 nci maddesinde de aynen muhafaza edilmiştir. Bu hükümler karşısında mahkemece davacının eşinin Kuruma ait tesislerde tedavi edildiği takdirde, Kurumun ihtiyar edeceği masraflar kadarını isteyebileceği sonucuna varılması ve bu miktarın hüküm altına alınmasına karar verilmesi dahi yukarda sözü edilen 118 nci maddesinin 1 nci ve Genelgenin 79 ncu maddelerinin açıklığı karşısında olanaksızdır.
Kanunda ve tüzük yerinde kaim olan Genelgede bu hususta açık hükümler bulunması nedeniyle genel hükümlere gidilmesi de söz konusu olamaz.
O halde, isteğin reddi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesi, Kanun ve Genelge hükmüne aykırı bulunduğundan davalının temyiz itirazları kabul edilmeli ve hükmün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozmada oybirliğiyle ve sebebinde Başkan M.Ç.nin muhalefetine karşı Üye N.İ.İ.G.H.D.M. ve C.K. nin oylarıyla ve oyçokluğuyla 15.1.1975 gününde karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Hastalık durumunda muayene ve tedavinin Kurum Sağlık Kuruluşlarında yapılmasını öngören esas, Kurum'un sağlık yardımlarını en az giderle yerine getirmesini sağlamak amacıyla benimsenmiştir; yoksa, yasa koyucu, bu esasla Kurum'un nedensiz zenginleşmesi sonucunu doğuracak bir cezasal yaptırım (müeyyide) amacını izlememiştir. Bu bakımdan, sigortalı, anılan esasa aykırı bir muayene ve tedaviye ilişkin ödemelerinden, Kurum Sağlık Kuruluşuna başvurması durumunda dahi yapılması gerekli olanları Kurum'dan istemek hakkına sahiptir. Zira, bu durumda, Kurum'un hiçbir zararı söz konusu değildir; muayene ve tedavi, Kurum Sağlık Kuruluşlarında da yapılmış olsaydı Kurum bu giderleri karşılamakla yükümlü idi.
Bir hukuksal kuralın konulmasını gerektiren amaç çevresinde yorumlanması ise, önde gelen bir yorum ilkesidir.
Kaldı ki, 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun hiç bir maddesinde bu tür giderlerin ödenmeyeceği, daha açık bir anlatımla, böyle bir durumda sigortalı ve yakınlarının sosyal sigorta yardım haklarının tümüyle yitirecekleri yolunda bir hüküm yer almamıştır. Bir yasa hükmüne dayanmayan ve yürürlüğü tartışma konusu olan Bakanlık Genelgesi'nin 79 ncu maddesinin de en azından belirtilen amaç çevresinde uygulanması gereği ortadadır. Herhalde, Anayasal bir kökene dayanan sosyal güvenlik hakkının amacı aşan bir biçimde sınırlanmasında isabet yoktur.
Bu nedenlerle, çoğunlukla verilmiş karara karşıyım.