 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1974/2310
K: 1974/3319
T: 16.04.1974
DAVA : Davacı, davalının müvekkili idareye ait garaj inşaatında, taşeronluk yaptığını, garajda çalıştırdığı sigortalı işçilerin işvereni olarak Sosyal Sigortalar Karumu'na ödemesi gereken sigorta primlerini ödemediğinden İdarenin, Kurum'a davalı adına 739,50 lira ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, anılan meblağın rucuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Ulusu adına Yargı yetkisini kullanan Yargıtay 10 ncu Hukuk Dairesinin Başkanı M.Ç. ve Üyeleri A.G., N.İ., H.D.M. ve C.K.'nin katıldığı 16.4.1974 tarihli oturumda dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi :
KARAR : Davacı işveren idare, aracısı bulunan S.K. çalıştırmış olduğu sigortalı işçilerden ötürü gerekli sigorta primlerini ödemediğini ve bu nedenle, kendisinin ödemek zorunda kaldığını iddia ve bu meblağın davalı aracıdan rücuan tahsilini talep etmektedir.
İdarenin sigorta prim borçlarını ödemesi, hiç şüphesiz, 506 Sayılı Sosyal Sigortalar kanunu'nun 87 nci maddesinde öngörülmüş bulunulan dayanışmalı sorumluluğun sonucudur. Böylece dava uyuşmazlık, belirgin olarak, anılan Kanun'un uygulanmasından doğmuş bulunmaktadır. Esasen dava dilekçesinde de davanın hukuki nedeni olarak sözü edilen 87 nci madde gösterilmiştir.
Öbür yandan, "SSK'nun 134 ncü maddesinde, - Başkaca bir şart aranmaksızın-, bu Kanun'un uygulanmasından doğmuş anlaşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görüleceği hükmü yer almıştır.
Demek ki "SSK" açısından bir anlaşmazlığın iş mahkemesinde görülebilmesi için o anlaşmazlığın bu kanundan doğmuş bulunması, gerekli ve yeterlidir; yoksa, kanun, bir başka şart, örneğin, taraflardan birisinin behemahal SSK'u olacağı yollu bir şart aramamıştır. Gerçekten ne SSK'nun 134 ncü maddesi dışında kalan hükümlerinden, ne de başka yasa hükümlerinden bunun tersi düşünceye destek olabilecek sonuç çıkarmak olanağı vardır. Yasa koyucunun bu düzenlemesinde SSK'na ilişkin uyuşmazlıkların gerektirdiği özel bilgi ve uzmanlık düşüncesinin hakim bulunduğu ortadadır.
Burada, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 136 ncı maddesi hükmüne göre, mahkemelerin görev ve yetkilerinin, işleyişi ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceğini de hatırlamak gerekir. Bundan ötürü, içtihat ve yorumla, mahkemelerin kanunla belirlenmiş görev ve yetkilerini ve bu yoldan da işleyiş ve yargılama usullerini değiştirmeğe cevaz yoktur. Her halde, bu anayasal ilke karşısında, geniş yoruma gidilmesi ve özellikle maddede gösterilmemiş bir şartın varsayılması mümkün bulunmamaktadır.
Bu ve karar yerinde gösterilen sair gerekçelerle bu gerekçelere dayanak dosyadaki yargı ve delillere göre davacının bütün temyiz itirazlarının reddine, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Üye N.İ. ve C.K.'nin muhalefetlerine karşı Başkan M.Ç., Üye A.G. ve H.D.M.'nun oylarıyla ve oyçokluğuyla 16.4.1974 gününde karar verildi.
KARŞI OY
Davacı idare ile davalı arasındaki hukuki ilişki istisna aktine dayanmaktadır. Akdin hükümleri ister 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'na, ister başka kanunlara dayandırılsın, akit şartlara uyulmamasından doğan uyuşmazlıklar genel anlamda hususi hukuka ilişkin uyuşmazlıklar niteliğini taşır. Olayda olduğu gibi, sigortalı çalıştıran aracının Sosyal Sigortalar Kurumu'na ödemekle yükümlü bulunduğu primleri zamanında vermemesi, onun yerine, işveren durumunda olan davacının ödemiş bulunması ve akdin bir şartı olarak, aracının bu parayı davacı idareye ödememesi yüzünden aralarında uyuşmazlık çıkmış bulunması, bu niteliği değiştirmez. Daha kesin bir ifade ile, taraflar arasındaki uyuşmazlık, 506 Sayılı Kanunun uygulanmasından doğmamış, istisna akdinin şartlarının yerine getirilmemesinden doğmuştur.
Diğer tarafdan, 506 Sayılı Kanunun, istisna kıldığı haller dışında, kalan tüm uygulamalarından çıkan uyuşmazlıklarda, taraflardan birisini, behemahal, Sosyal Sigortalar Kurumu'nun teşkil etmesi de, işverenle aracı arasında çıkan uyuşmazlığın, kanunun 134 ncü maddesinde belirtilen uyuşmazlıklardan olmadığını göstermektedir.
Davanın iş mahkemesinin görevi içinde olduğunu belirten çoğunluk görüşüne karşıyız ve hükmün bu nedenle bozulması oyundayız.