Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1973/409
K: 1975/242
T: 26.02.1975
DAVA : Aalacaklı içerisinde, (oğlum F.Ç. 20.000 lira borcumu kendisine talebinde nakden ve defaten tediye edeceğim. Şayet işbu borcumu alacaklıya talebinde tediye etmezsem geçen günlerin nizami faizi ile birlikte tediye edeceğimi şimdiden kabul ve bayan ederim) sözleri yazılı noterlikten re'sen düzenlenmiş 7398 sayılı 26.6.1959 tarihli bir senede dayanarak borçlu mirasçıları hakkında 18.5.1972 tarihinde icra takibine geçmiştir. Borçlulara gönderilen icra emrine karşılık borçlular icra tetkik merciine başvurarak takibin dayanağı senet tarihine göre alacağın zamanaşımına uğradığını beyan edip haklarındaki takibe karşı itiraz etmişlerdir.
İcra tetkik merciince borçluların zamanaşımına ilişkin itirazı kabul edilerek takibin bu sebeple iptaline karar verilmiştir.
Bu kararı alacaklı temyiz etmiştir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi (İcra İflas Dairesi) temyiz olunan merci kararını, (Takip dayanağı re'sen borç senedinde borcun alacaklının talebinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı açıkça belirtilmiştir. Borçlar Kanunun 128. maddesi hükmünce zamanaşımının alacağın muaccel olduğu anda başlayacağı, alacağın muaccel hale gelmesinin ise alacaklının talebine bağlandığı gözetilmeden zamanaşımının senedin tanzim tarihinden başlayacağının kabulü ile takibin durdurulmasının isabetsiz) olduğundan bahisle bozmuştur. İcra Tetkik mercii bozma kararına karşı direnmiş ve bu direnme kararı alacaklı tarafından temyiz olunmuştur.
Temyiz eden : Alacaklı vekili
Hukuk Genel Kurulu kararı:
KARAR : Özetlenen bu duruma göre icra tetkik mercii ile Yargıtay Özel Dairesi arasındaki görüş ayrılığı hukuki nitelikte bulunmaktadır. Şöyleki, uyuşulmayan husus muacceliyeti bir ihbar vukuuna tabi olan alacaklarda zamanaşımının ihbarın yapıldığı anda mı yoksa bu ihbarın yapılabileceği tarihte mi başlaması gerekeceği yönüne ilişkin bulunmaktadır.
Genellikle borç doğuran hukuki işlemlerde borç belirli bir vadeye bağlanmaktadır. Bu esasın başında borcun muacceliyeti bir ihbarın vukuuna tabi tutulmakta ve bazen de borç hiçbir vadeye bağlanmadan borç ilişkisi kurulmaktadır. Kanun koyucu zamanaşımının başlama tarihini tesbit ederken bu halleri gözönünde tutmuş ve Borçlar Kanununun 128. maddesi ile uygulanması gerekli yasal esaslar saptanmıştır. Bu maddenin birinci fıkrası, zamanaşımının alacağın muaccel olduğu zamanda başlayacağı esasını vazetmiştir. Binaenaleyh, borç belirli bir vadeye bağlanmış ise bu vadenin bittiği tarihte muacceliyet kesbedeceğinden aynı Yasanın 130. maddesi hükmü gözönünde tutularak zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının hesabedilmesi gerekir. Görülüyor ki, kanun koyucu burada borçlunun temerrüde düşürülmesi esasından ayrılarak alacağın muaccel olmasını kafi görmüştür. Binaenaleyh, zamanaşımının başlaması için ayrıca borçlunun sözü geçen Yasanın 101. maddesinde yazılı şekilde temerrüde düşürülmesine lüzum yoktur.
Alacağın muacceliyeti bir ihbar vukuuna tabi olan halleri 128. maddenin 2. fıkrası düzenlemiştir. Bu hükme göre zamanaşımı haberin verilebileceği günden itibaren işlemeye başlayacaktır. Kanun koyucu burada haberin verileceği değil, verilebileceği günün zamanaşımına başlangıç olarak kabul edilmesi gerekeceğini öngörmüştür. O halde, bu durumda zamanaşımının başlayabilmesi için fiilen haberin verilmesi şart olmayıp verilmesi mümkün olan zamanın tesbitini yeterli görmüştür. Haber verebilme ihtiyari bir olaydır. Bu husus alacaklı tarafa bırakılmış ise alacaklı verdiği tarihten itibaren bu hakkını kullanma olanağına her zaman sahiptir. Yani verdiği tarihten itibaren her zaman borçluya verdiği şeyin ödenmesi için ihbar yapabilir. Bu itibarla borçlunun temerrüt haline düşürülüp düşürülmediği ve fiili ihbarın yapılıp yapılamadığı hususları araştırılmadan ödenmesi ihbar yapılması esasına bağlı borç ilişkilerinde zamanaşımının bu haberin verilebileceği yani para vesairenin verildiği tarihin zamanaşımına başlangıç olarak alınması gerekir (Andreas Von - C. E. Borçlar Hukuku tercümesi ikinci cilt Sahife 747 ve dip not 59 ve Sahife 749 Dr. H.O. ve Dr. W. S. Adalet Bakanlığı neşriyatından Dr. F.A. tercümesi Sahife 877).
Bundan başka geriye verilmesi için ne bir belirli vade ne ihbar müddeti ve ne de istendiği tarihte muacceliyet kesbedeceği mukavele edilmemiş olan borç ilişkilerinde de aynı hukuki esasın uygulanması gerekir. Bu halde Borçlar Kanununun 312. maddesi ilk talepten itibaren 6 hafta içerisinde borcun geri verilmesi gerekeceğini kabul ettiğinden zamanaşımının başlangıç tarihinin borcun verildiği tarihe, 6 hafta eklenerek tesbiti gerekir. Alternatif borçlarla seçimlik hakkı alacaklıya bırakılmış olan hallerde bu esas uygulanır. Diğer taraftan bu esasın kabulü zamanaşımı müessesesinin konulmasına neden olan hukuki dayanaklara da uygundur. Şöyleki zamanaşımı müessesesi uzun süren hukuki ilişkilerin tasfiyesine matuf olarak vazedilmiştir. Aksi görüş kabul edilirse borçluluk durumunu bertaraf etmeyen ahlaki bir edim haline gelen ve ancak alacağı isteme hakkını bertaraf eden bu müessesenin amacı ile bağdaşamıyacak bir durum doğurur ki bu da gayeye uygun olmaz.
Yukarıda açıklanan esaslar uyarınca, olayda borç 1.5.1959 tarihinde verilmiş olduğuna göre alacaklı bu tarihten itibaren her zaman alacağın ödenmesi için haber verme olanağına sahip olduğundan zamanaşımına bu tarihin başlangıç olarak alınması gerekir. Paranın verildiği tarihten 10 sene geçtikten sonra icra takibi yapıldığı cihetle zamanaşımı tahakkuk etmiştir. Bu itibarla borçlunun zamanaşımına yönelen itirazın kabulü ile takibin geri bırakılmasına karar verilmesi doğru olduğundan direnme kararı usul ve yasaya uygun bulunmaktadır. Direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanmasına 26.2.1975 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini