 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1973/538
K: 1974/79
T: 04.02.1974
DAVA : Orman Kanununa aykırı davranıştan sanık A.S.'nin yapılan yargılaması sonunda; anılan Yasanın 93/1 ve 647 sayılı Kanunun 4. maddeleri gereğince neticeden 300 lira ağır para cezasiyle hükümlülüğüne ve tarla açmaktan hakkında açılan kamu davasından beraetine ilişkin (Bigadiç) Sulh Ceza Mahkemesi'den verilen 25.12.1972 günlü hüküm o yer C. Savcısı ve sanığın temyizleri üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesince incelenerek, 27.4.1973 gün ve 5680/8171 sayılı ilamiyle bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeyi kapsayan 25/6/1973 gün ve 479/307 sayılı son hükmün Yargıtayca incelenmesi C. Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dosya C. Başsavcılığının hükmün bozulması istemini bildiren 3.12.1973 gün ve 3/10810 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : İddianamede, 6831 sayılı Kanunun 93. maddesinin 1. ve 2. fıkralarına göre iki eylemden dolayı iki ayrı dava açılmıştır. Mahkemece sanığın eskiden açılmış orman alanını tarla olarak kullanıp yararlandığı sabit görülerek bu eyleminden ötürü 93/1 ile ceza tayin edilmiştir.
Öteyandan, ormandan tarla açmaya ilişkin olması yönünden ikinci fıkra kapsamına giren eyleminden dolayı beraete hükmolunmuştur.
Bilirkişi beyanından anlaşıldığı üzere sekiz yıl önce açılan işbu yere ilişkin dava zamanaşımına uğradığına göre kamu davasının ortadan kaldırılması yerine beraet kararı verilmesinin yolsuzluğundan bahisle yapılan bozmaya karşı mahkemece direnilmiştir.
Direnme hükmünün gerekçesinde, sanığın suç unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraetine karar verildiği, zamanaşımı üzerinde durulmadığı belirtilmekte ise de, işin esasına geçilmeden önce zamanaşımının incelenmesi ve kanuni süre dolmamış ise o zaman suç unsurlarının ve sübütun incelenmesi usule ilişkin bir kuraldır.
Bu durumda yargılama giderlerinin dayanaklarının kararda açıklanmaması konusuna ilişkin ikinci bozma sebebinde gösterilen hususun dahi bozmadan sonra mahkemece birlikte ele alınması gerekeceğinden CMUK.nun 322. maddesinde yer alan durum söz konusu olmadığı gibi dosyanın özel daireye gönderilmesini zorunlu kılan haller de bulunmamaktadır. Şu hale göre Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazının kabulü ile hüküm bozulmalıdır.
Karşı görüşler: Yukarıda yazılı çoğunluk kabulüne katılmayan Üyelerden üç kişi mahkemenin direnme nedenlerinin yerinde bulunduğunu bildirerek hükmün onanması oyunda bulunmuşlardır.
Bir Üye de, ilk bozmaya ilişkin direnmenin doğru olduğundan bahisle ikinci bozma sebebine eylemli olarak uyulmuş olması yönünden özel daireye gönderilmesi gerektiğini bildirmiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle direnme hükmünün tebliğnamedeki düşünce gibi bozulmasına 4.2.1974 gününde üçte ikiyi aşan çoğunlukla karar verildi.