 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1973/450
K: 1973/24
T: 22.01.1973
DAVA : "TCK.'nun 11. maddesinde kabahat suçları için konulduğu bildirilen 25. maddesinde 3 günle 2 yıl arasında sınırlanan Kanun koyucu tarafından süre itibariyle yeterli görülmemiştir. Nitekim ammenin selameti aleyhine başlıklı TCK.nun 7. babının 3. faslında 394 den 402. maddeye kadar yer alan (umumun sıhhatine, yenilecek ve içilecek şeylere müteallik cürümler) için bu fer'i cezanın sınırları 7 gün ile 10 arasında genişletilmek ve tetip olunacak ağır hapis veya hapis cezası müddetine eşit olarak hükmolunacağı kuralı konulmak suretiyle, Hakimin takdir hakkı tamamen kaldırılmıştır. Bu maksadı sağlamak için sözü edilen 8. maddenin her birinde ayrı ayrı meslek ve san'atın tatili cezasının hükmedilecek hürriyeti bağlayıcı cezaya eşit biçimde tertip olunacağını belirten birer fıkra yerine kanun tekniği yönünden müşterek bir hüküm getirmeyi uygun ve pratik bulan kanun koyucu "geçen maddelerde yazılı cürümlerden birine mahkumiyet, tertip olunacak ağır hapis veya hapis cezası müddetine müsavi olarak failin cürme vasıta kıldığı meslek ve san'atın tatilini dahi mucip olur" formülüyle 402. maddeyi sevketmiş bulunmaktadır.
KARAR : Böyle olmayıpta her maddeye ayrı hüküm onulmuş olsa maddelerin yazılış şekli 565. maddeden farklı olmazdı. Oysa 565. maddedeki hafif hapis cezasının 647 sayılı Kanunun 4/1. madde fıkrasıyla para cezasına çevrilmesi halinde aynı madde metninde yer alan meslek ve san'atın tatili cezasının yerine getirilmesine lüzum kalmayacağı hakkında şimdiye kadar bir görüş ileri sürülmemiş ve bu yolda bir uygulamaya girişilmemiştir.
Kaldı ki itiraz konusu işte, meslek ve san'atın tatili cezası tayininin tek şartı 402. maddenin açık metninden anlaşılacağı gibi mahkumiyet hükmü verilmiş olmasıdır. Yoksa hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmolunmasının yeterliliği öngörülmüş değildir. Maddede ağır hapis veya hapis cezalarından söz edilmesi, 25. maddedeki genel hükme istisna olarak bu suçlara da meslek ve san'atın tatili cezasının ne miktar üzerinden tertip olunacağının ölçüsünü vermek lüzumundan doğmuştur.
SONUÇ : Meslek ve san'atın tatili cezasının hürriyeti sınırlayan cezaya bağlı olduğuna ve bu ceza para cezasına dönüşmüş ise artık meslek san'atın tatiline de yer kalmayacağına dayanan karşı düşünce, 402. madde hükümünün yuğulanacağı suçlar için kanun koyucunun müeyyide olarak yalnız ağır para cezasını yeterli bulduğu takdirde meslek ve san'atın tatiline dair olan fer'i ceza tertibine de lüzum göstermeyeceği gibi bir sonucu varmaktadır ki, hususuyla Gıda Maddeleri Tüzüğünde tağşiş ve taklitte bulunan sağlığa zararlı gıda maddesi yapıp satan veya tıbbi mevaddı nev'i ve kemiyet itibariyle hekim reçeteleri münderecatına mugayir olarak hazırlayan meslek ve san'at erbabı için kanun koyucunun böyle bir cezayı öngörmeyerek müsamahalı davranacağını düşünmek dayanaktan yoksun bir yorum şekli olur. Üstelik Ceza Kanunumuzda sadece hafif para cezasını istilzam eden bazı suçlarda meslek ve san'atın tatiline hükmolunmak gerektiğine dair örnekte vardır. 647 sayılı Kanunun 4/1. maddesiyle para cezasına çevrilmesi halinde bu cezanın artık uygulama yeri kalmayacağına dayanan itiraz yerinde görülmediğinden REDDİNE karar verildi.