 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1973/333
K: 1973/238
T: 19.03.1973
DAVA : Cezanın iki hat arasında tayin ve takdiri, mahkemenin yetkisi içinde ise de hakim bu takdir hakkını adalet ve nesafet kuralları ile sınırlı olarak kullanmakla zorunludur. Bu nedenledir ki, olay mahiyetinden veya sanığın özel hal ve kişiliğinden doğduğu ileri sürülen ve karar yerinde açıklanması yasa gereği olan (teşdit sebepleri)nin dosyaya uygun ve inandırıcı bulunması ve ayrıca açıklanmayıp atıf yapılmışsa, dosya münderecatının bunu kabule elverişli olması gereklidir. Temel kural budur.
KARAR : Genellikle rüşvet olayları kamu düzenini temelden sarsacak bir nitelik taşır, Olayımız ise odacılığa alınabilmek için rüşvet teklifinden ibarettir. Ve belki bu suçun en hafif şekli ile bir görünüşüdür.
Sanık, eylemiyle sonuç alsa idi, kendisiyle aynı hakka sahip kişilerin meşru hakları bir kenara itilecekti düşüncesi esasen rüşvet suçunun özelliklerinden biridir. Rüşvet teklifinin nedenini teşkil eden bu hal teşdiden ceza vermenin gerekçesi olamaz.
Sanığın başlangıçtaki inkarına rağmen, tutanağın 3. sahifesinde: (6 çocuk sahibi fakir bir kimse bulunduğunu, ilkokul hademeliğine imtihansız alınabilmesi için memura "500" lirayı zarf içinde verdiğini, cahil oduğundan bir hata işlediğini, mahkemenin adaletine sığındını) belirten bir pişmanlık duygularını açıklayan bu savunması karşısında mahkemece teşhis edilen (ahlaki durumundaki müşahade) de ne gibi bir teşdit sebebi bulunduğu ve dosya münderecatından anlaşılmamaktadır.
Sonuç olarak; Kamu yararı gözönünde tutularak rüşvet suçunun cezayı müeyyide altına alınmasını (gerektireceği nedenler)in teşdit sebebi sayılarak cezanın takdiren ve gösterilen oranda artırılması yasa koyucunun amacına aykırıdır.
SONUÇ : Bu itibarla sanığın temyiz itirazlarının kabulüyle (sanığın takdiren ve teşdiden hükümlülüğüne) ilişkin direnme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekir. (Oybirliği ile)