 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1973/251
K: 1974/71
T: 04.02.1974
DAVA : Hırsızlıktan sanık A. ve H.Y.nin yapılan yargılamaları sonunda; suçları usulen sabit olduğundan TCK.nun 491/2, 522, 525. maddelerine göre dörder ay hapislerine ve cezaları kadar emniyeti umumiye nezareti altında bulundurulmalarına ilişkin Malazgirt Sulh Ceza Mahkemesi'nden verilen 10.2.1972 günlü hüküm sanıkların temyizleri üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesince incelenerek 8.9.1972 gün ve 4083/4277 sayılı ilamıyla bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeyi kapsayan 8.2.1973 gün ve 78/7 sayılı son hükmün Yargıtayca incelenmesi sanıklar tarafından istenilmiş koşulları da yerine getirilmiş olduğundan dosya C.Başsavcılığının hükmün onanması istemini bildiren 17.4.1973 gün ve 6/2134 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : 21.5.1970 gününde Jandarma Karakolları arasındaki haberleşmeyi sağlayan telefon tellerini çalmaktan dolayı sanıklar hakkında Malazgirt Sulh Ceza Mahkemesi'nden verilen 10.2.1972 günlü mahkumiyet hükmünde TCK.nun 1490 sayılı yasa ile değiştirilmesinden önceki 491. maddesinin (2) numaralı bendine göre ceza tayin edilmiştir.
Özel Daire ilamında bu çeşit hırsızlık suçlarının 3.10.1971 gününde yürürlüğe giren 1490 sayılı kanunun 13. maddesiyle TCK.nun 492. madesinin son fıkrası kapsamına alınmış olduğundan bahisle davanın Asliye Ceza Mahkemesinin görevi içinde bulunduğu belirtilmiş ve hüküm bu yönden bozulmuştur.
Direnme kararında TCK.nun 2. maddesindeki ilke hatırlatılarak sonradan çıkan yasa hükmünün daha ağır olması nedeniyle lehdeki ilk hükmün uygulanması gerekeceği belirtilmiştir.
Oysa mahkemelerin görevlerinin ilgilendiren yasa değişiklikleri usule ilişin ve kamu düzeni ili ilgili olup, bunların geriye yürümelerini önleyici bir hüküm yoktur. Kaldı ki, göreve değinen bozmalara karşı direnilemiyeceği Yargıtayın yerleşmiş görüşleri arasındadır.
Öte yandan mahkemenin bozmaya uyarak davayı Asliye Ceza Mahkemesi'ne göndermesi halinde TCK.nun ikinci maddesinde yer alan ilkeyi zedeleyici bir durum ortaya çıkmayacaktır. Çünkü CMUK.NUN 326. maddesine göre sanığın temyizi halinde yeniden verilecek hüküm önceki hükümde belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz. Bu maddede yer alan ve ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkı gösteren kural sanık lehine uygulanacaktır.
15.2.1950 gün ve 21/1 - 4 sayılı İçtihadı Birleştirme kararında bu konu yeterince açıklığa kavuşturulmuştur.
Şu hale göre, usule ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulması gerekirken yazılı biçimde ilk hükümde direnilmesi isabetsiz bulunduğundan sanıkların temyiz isteklerinin kabulü ile esası incelenmeksizin hüküm bu yönden bozulmalıdır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle direnme hükmünün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak, ceza miktarı yönünden kazanılmış hak saklı kalmak üzere görev bakımından BOZULMASINA depo paralarının geri verilmesine 4.2.1974 gününde oybirliğiyle karar verildi. ki