 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1973/21700
K: 1974/5402
T: 14.03.1974
DAVA: Davacı avukatı, müvekkilinin işçi niteliğinde, davalı idarelerde çalıştığını, 1971 ve 1972 senelerine ait ikramiyelerinin verilmediğini bildirerek, fazlaya ait dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydiyle 100 liranın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği aynen hüküm altına almış fazlaya ait dava ve talep hakkını saklı tutmuştur.
Hükmün süresi içinde davalı idare avukatı tarafından temyiz edilmekle dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR: Davacı, işçi olduğunu, 1971 ve 1972 senelerine ait ikramiyelerin verilmediğini bildirerek tahsilini istemiştir.
Davalı cevabında, davacının hizmet akti ile işe alınmadığını, atama suretiyle işe alındığını, memur statüsüne tabi bulunduğunu, bu sebeple kendisine Bakanlar Kurulu Kararı ile diğer memurlarda olduğu gibi yan ödeme verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davacının işçi olması halinde 6772 sayılı Kanunun 1. maddesine göre senede iki maaş tutarında ikramiye alması gerekir. Ancak davalı taraf davacının işçi olmayıp memur statüsünde olduğunu savunmaktadır.
Gerçekten, 1317 sayılı Kanunla değiştirilen 274 sayılı Kanunun 2. maddesine göre, bir kimsenin bedenen ve fikren çalışması ve bedeni faaliyetlerinin fikri faaliyetine galip olması halinde işçi sayılacağı öngörülmüş ise de; bu kanundan kısa bir süre sonra yürürlüğe giren ve 657 sayılı Personel Kanununun hükümlerni değiştiren 1327 sayılı Kanun, işçileri Personel Kanununun hükümlerine tabi olmayan şahıslar demek suretiyle 1317 sayılı Kanundaki işçi tarifini değiştirmiştir.
Buna göre davacı; kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerde devamlı vazife görmek üzere atanan genel ve katma bütçelerle bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlardan ... aylık alan kimselerden olup işçi niteliğinde değildir.
Her ne kadar kanun hükmündeki 7 sayılı Kararnamenin 1. maddesi işçiyi tarif ederken İş Kanununa göre işçi sayılanlar ile genel ve katma bütçelerle bunlara bağlı döner sermayeli... işyerlerinde bedenen ve fikren çalışanlardan bedeni çalışmaları fikri çalışmalarına galip olan kişiler diye tarif etmiş ve bu fıkra kapsamına girenler hakkında bu kanun hükümler uygulanmaz hükmünü koymuş ise de: Bu kararname 1973 senesinde yürürlüğe girdiği cihetle istek tarihine göre hadiseye uygulanmaz.
Yüksek Hakem Kurulu Kararı bu davacı hakkında olmamakla beraber olsa dahi Yüksek Hakem Kurulu kararları kazai nitelikte olmadığı cihetle yargı organlarını bağlamaz. Zira Yüksek Hakem Kurulunun yürürlükteki kanunlara göre memur olan bir kimseye işçi demesi, kanunu uygulamak zorunda olan hakimin bu uygulama sırasında o kimsenin gerçek kanuni statüsünün incelenmesine engel teşkil etmez.
O halde, evvelemirde davacının memur olup olmadığının istek tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre incelenerek memur olduğu sonucuna varıldığı takdirde davanın reddine karar verilmek gerekirken, eksik inceleme sonucu isteğin hüküm altına alınması bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebepten davalı yararına BOZULMASINA, 14.3.1974 gününde oybirliğiyle karar verildi.