 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1973/6478
K: 1974/876
T: 28.02.1974
DAVA : Taraflar arasında tapulama tesbitinden mütevellit davadan dolayı verilen hükmün Yargıtay'ca tetkiki davalılar vekili tarafından müddetinde istenilmekle dosyadaki kağıtlar okunup gereği görüşüldü:
KARAR : 315, 316 ve 406 parsel sayılı taşınmazlar daha önce tek bir parça olarak Temmuz 1319 gün 55 sayılı tapu kaydı ile davacıların miras bırakanı M.M. adına kayıtlı olduğu ve M.M.'nın 1942 yılında ölümü üzerine mirasçılarına kaldığı ve yapılan taksimde 315 ve 406 sayılı parsellerin K.K. düştüğü, 316 sayılı parselin de A.G.'ye verildiği K.'nin A.E. ve D.K.'ye sattığı belirtilerek tapulama sırasında Asliye Hukuk'un 1962/431 sayılı davası ile davalı olduğundan malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Davacı malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Davacı G.G. tesbite itiraz etmiş, taksim vaki olmadığını, davanın muhtesata tabaen temlik davası olduğunu ileri sürerek M.M. mirasçıları adına tesbite karar verilmesini istemiştir. Tapulama komisyonunca, 315 sayılı parselin A.E. 406 sayılı parselin D.K. 316 sayılı parselin de A.G. adına tesbitine ve tapuya tesciline karar verilmiştir, bu karara karşı aynı nedenlere dayanarak G.G. tapulama mahkemesine dava açmış, mahkemece Kaşif payını satın alan davalılar, diğer payların ise M.M. mirasçıları adına tesciline hükmedilmiş ve hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tapulama sırasında nizalı parsellerin Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı olduğundan söz edilerek malik haneleri açık bırakılmıştır. 1962/431 sayılı Asliye Hukuk dosyasının D.K. ve A.E. tarafından açılmış ve Medeni Kanunun 650. maddesine dayanan bir davaya ilişkin olduğu tesbit olunmuştur. 766 sayılı Tapulama Kanununun 47. maddesi hükmünce bu tür davalar tapulamayı ilgilendirmez. Nitekim tapulama komisyonu da bu nedenle işe el koymuştur. Ancak tutanaklarda malik hanesi açıktır. Tapulama Kanununun getirdiği ilkelere göre tapulama tesbitini teknisyen ve yardımcısı bilirkişiler ve muhtarla birlikte yapar. Tutanakların malik haneleriyse ancak tapulama kanununun 13. maddesindeki şartlar var ise açık bırakılabilir.
Tappulamayı ilgilendirmeyen bir dava malik hanesinin açık bırakılmasını gerektirmez. Bu takdirde tapulamanın henüz tamamlanmamış olduğu sonucu çıkar. Böyle bir durumda tapulama komisyonunun malik hanesini itiraz yoluyla kapatmak yetkisi bulunmamaktadır. Tapulama eksik ve yanlış yapılmış ise tapulama kanununun 25. maddesi hükmünce tapulama müdürü tamamlama ve düzeltme işlemini gene teknisyen ve yardımcısına yaptırır. Tapulama tamamlanmadıkça itirazları inceleme mercii olan komisyonun yada dava yoluyla tapulama mahkemesinin işe el koyması mümkün değildir. Komisyonun malik hanesini kapatması, ilk kademede tapulama yapması anlamına gelir ki, bu takdirde ilk kademede hakkı tesbit eden bu işlere itiraz ve ikinci kademe mercii olarak inceleme imkanı kaldırılmış olur. O halde mahkemece henüz tapulama yapılmadan komisyonca verilen komisyon kararının iptaline ve tutanakların tapulamanın tamamlanması için Tapulama Müdürlüğüne verilmesine karar vermekten ibarettir. Bu nedenlerle temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve işin esasının incelenmesine yer olmadığına, 766 sayılı Tapulama Kanununun 73. maddesi uyarınca harç alınmasına mahal olmadığına 28.2.1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.