 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 1973/2387
K: 1973/3122
T: 26.06.1973
DAVA : Kumkapı Emniyet Başkomiserliğinde bekçi bulunduğu sırada Emniyet nezaretinde bulunan N.Y.'ye esrar temin etmekten sanık M.A.'nın yapılan yargılaması sonunda TCK.nun 403/3-4, 406/2 ve 59. maddeleri gereğince 16 sene sekiz ay ağır hapis ve 1666 lira 60 kuruş ağır para cezasiyle mahkumiyetine, hakkında 31. ve 33. maddelerin tatbikine ve esrarın müsaderesine dair İstanbul 2.Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 17.4.1974 tarihli ve 972/72 - 974/41 sayılı re'sen temyize tabi olan hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık tarafından istenilmesi üzerine mahallinden gönderilip C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye tevdi olunan dava evrakı incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçe ve takdire göre sanığın sübuta ilişen temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine, Ancak;
1 - Kabule göre TCK.nun 406/2. maddesinin uygulanması karşısında sanığa aynı madde ile memuriyetten müebbeten mahrumiyet cezasının verilmesi gerekirken TCK.nun 31. maddesinin uygulanması,
2 - İstanbul Kumkapı Emniyet Komiserliğinde bekçi olup olayın vuku bulduğu gün bir mevcutluyu İstanbul Emniyet Müdürlüğü müteferrika nezarethanesine götürmekle görevlendirilen sanığın o mevcutluyu müteferrika nezarethanesindeki görevlilere teslim ettikten sonra önceden tanıdığı N. adlı şahsı nezarethanede görünce onunla konuşup anlaştığı ve mevcutluyu teslim etmekten ibaret görevi biten sanığın bu yeri terk edip gittiği ve bir müddet sonra tekrar nezarethaneye gelerek görevli polis memurlarına müteferrikada bir şahsa sigara getirdiğini söyleyip, aldığı özel müsaade üzerene nezarethaneye girerek yukarda adı geçen N.'ye sigaradan ayrı olarak suç konusu 80 santigram esrarı bir başka paketin içinde verdiği, bunun oradaki görevliler tarafından görümesi ile yakalandığı anlaşılmış ve karar yerinde de böyle kabul edilmiştir.
TCK.nun 406. maddesinin 2. bendindeki şiddet sebebinin uygulanabilmesi için, 403. maddede ve 404. maddenin birinci bendinde yazılı cürümlerin, Devlet ve Kamu müesseselerinden birine ait nakil vasıtaları veya umuma açık olan yerlerde görevli memur ve müstahdemler tarafından memuriyet görev ve nüfuzunu kullanmak suretiyle işlenmiş olması gereklidir. Dava konusu olayda ise, sanığın resmi görevi mecutlu şahsı yetkili polis memurlarına teslim etmekte nihayet bulmuştur. Bundan sonraki başkasına esrar tedarik etmesi keyfiyeti memuriyet görevi ile ilgili değildir. Görev bulunmayan hallerde onun kötüye kullanılması da söz konusu olmayacağı gibi, Kumkapı Komiserliğinde bekçi olan sanığın İstanbul Emniyet Amirliği müteferrika nezarethanesindeki evvelden tanıdığı N.'ye temin ettiği esrarı adı geçene verebilmek için müteferrikada yetkili memurlarından özel müsaade almak lüzum ve zaruretini duymuş olmasına göre sanığın orada bir nüfuzundanda bahsedilemez.
Bu itibarla unsurları tekevvün etmediği halde TCK.nun 406/2. maddesinin sarahatına uygun düşmeyen gerekçe ile esrar tedarikinden dolayı verilen cezanın mezkur madde ile artırılması, bozmayı gerektirmiştir.