Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1973/2094
K: 1974/2496
T: 14.05.1974
DAVA : Davacı avukatı; müvekkilinin davalılardan işgal tazminatından 375440 lira alacağı olduğunu ileri sürerek alınmasını istemiştir.
Yapılan yargılama sonunda: Davacının davalılardan 224035 lira alacaklı olduğu bilirkişi raporu ve belgelerle sabit olduğundan bu paranın faiziyle birlikte davalılardan kararda gösterilen miktarlarda alınarak davacıya ödenmesine karar verildiğine ilişkindir. Temyiz eden ve duruşma isteyen: Davacı avukatı ile davalılardan N.O. ve Sipahi Ocağı avukatları.
İşin duruşmaya bağlı olduğu anlaşılarak ilgillilere çağrı kağıdı gönderilmiştir. Belli günde temyiz edenlerden davacı adına avukat M.S. gelmiş diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda duruşmaya başlanarak temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - Uyuşmazlık işgal tazminatından doğmuştur. Ayazağa 7 parselde kayıtlı taşınmazı davacı, davalı ve üçüncü kişilerin tapuda kayıtlı ortak malı iken üçüncü kişi Bz. tarafından ortaklığın giderilmesinin istenip üzerindeki muhtesatıyla birlikte 39625 metrekaresi davacı K.T.ye 24000 metrekaresi davalı N.O. ya 37515 metrekaresi BZ.ya belli sınırlara göre taksim ve tahsis edilip farklarının tahsili de belirtilerek ifraz ve tesciline karar verilmiştir. Davacı paydaşken kendisine tahsis edilen yerin taksim ve tahsis kararının verildiği 10.6.1963 den 23.8.1966 gününe kadar geçen 38 aylık döneme ilişkin işgalin karşılığını istemiştir. Paydaşlar taksim konusundaki karar uyarınca tapuda ferağı 26.7.1966 de vermişlerdir. Bu durumda uyuşmazlığın çözümlenmesi için taksim kararının verildiği gün ile bu karar uyarınca ferağın verildiği gün arasında geçen dönem içinde mülkiyetin, Medeni Yasanın 633. maddesi uyarınca geçip geçmediğinin saptanması ve bu ön sorunun çözülmesi gereklidir. Çünkü taksim ve tahsis kararı, davacı paydaşa tahsis ettiği bölüm üzerinde, ona bir ayni hakkı sağlamışsa, davacı Medeni Yasanın 908. maddesine dayanarak yerin işgalinden ötürü giderim isteyemez.
Gerçekten taksim ve tahsisine ilişkin 10.6.1963 günlü karar bir hakem kararıdır. Usulün 518, maddesi hükmünce bir uyuşmazlığın yanları özgürce sözleşemiyecekleri alanda tahkim sözleşmesi yapamazlar, yaparlarsa bu hukukça geçerli olmaz, yasanın buyurucu kurallarından ayrılacak herhangi bir sözleşme bu buyurucu kurallara aykırılığı derecesinde geçersizdir. (Örneğin boşanmaya ilişkin tahkim sözleşme ve kararlarında olduğu gibi) Çünkü, bu gibi kararların sözü edilen kurallara aykırılğı yönünden Yargıtay'ca denetimi sınırlı olarak kabul edildiğinden, bu gibi konularda hakeme gidilmesi olanaksızdır ve uygulamada hakemlerin yürürlükteki hukuk düzenine uygun biçimde karar vermeleri sistemi benimsenmemektedir; yanların tahkim sözleşmesinde bu esası kararlaştırdıkları da belirmemektedir. Borçlar Hukuku alanının aksine aile hukukunda ve ayni haklar alanında sözleşme özgürlüğü daha sınırlıdır. Özellikle ayni haklar alanında yanlar ancak yasanın öngördüğü tipler ve koşullar içinde özgürce sözleşme yapabilirler. Öğretide tartışmalı olmakla beraber (Bakınız: Postacıoğlu, 1970 sh. 644 - 647 Kuru 1968, sh. 732 - 734; Aydın Aybay, taksim, 1966 sh. 52 - 54; Alangoya, Tahkimin niteliği, 1973, sh. 84; Hafta sh. 73 - 76); ayni haklar ve özellikle taşınmaz mallar konusunda ancak yanların üzerinde özgürce işlem yapabilecekleri konularda tahkim sözleşmesi yapabileceklerinin kabulü gerekir. Bunların dışındaki sözleşmeler geçersizdir. Bu nedenle;
a - Yanların tahkim sözleşmesini Borçlar Yasasının 213. maddesinin öngördüğü geçerlik biçimine uygun olarak düzenledikleri anlaşılamamaktadır.
b - 6785 Sayılı Yasanın 37. maddesinin b bendi ifraz ve taksimlerin o yer için düzenlenmiş imar planlarına aykırı olamıyacağını buyurmakta ve parsellerin imar planına uygun düşmediği durumlarda bu konudaki kararların yerine getirilmesi olanağı bulunmamaktadır ( bu konuda Bakınız: Danıştay 6. Dairesinin 23.11.1963 gün ve 2963/390 sayılı kararı ve Artukmaç, Türk İmal Hukuku, 1969,, sh. 359; Hs. Kur. 12.7.1967 gün K. 330, E. 966/1 - 213 A. B, Der. 1967 - 6 sh. 951.
c - Taksim ve ifraz konusunda bekletici sorunlar çözümlenmedikçe taşınmaz üzerindeki hak sahiplerine gerekli ihbar yapılmadıkça sonuca gidilemez. (Mülkiyet uyuşmazlıkları tapu kaydının düzeltilmesi - tapu ve yerdeki alan ölçüsü farkları, sınır yanlışları - şufla, satış vadi ve benzerleri ve 27.1.1954 gün ve 1/22 sayılı İçtihadı birleştirme kararı gerekleri).
ç - Usulün 561 ve 562. maddesinin görevi kesin biçimde buyurmuş olması.
d - Medeni Yasanın 628. maddesinin 2. fıkrası taksimi taşınmazın değerine önemli bir eksiltme yaratmaması koşuluna bağlamıştır. Yanlar birleşerek bu koşulun gerçekleşmediği biçimde taksimi (sulh yoluyla) sağlayabilirse de maliklerin rızalarının birleşmediği durumlarda hakem kararıyla bir tarafa bu zararlı sonucu benimsetme kuralın amacına aykırı olur.
e - Yargıtay'ın yerleşmiş uygulaması bu yolda olduğu gibi konuda görevli 6. Hukuk Dairesinin 13.2.1964 gün ve 6808 Esas 703 Karar sayılı kararı da bu yoldadır.
O halde taşınmaz malların aynen taksimi yolunda paydaşlar arasında yapılan tahkim sözleşmesi geçersizdir. Geçersiz sözleşmeye göre seçilen hakemlerin verdikleri karar, Medeni Yasanın 633. maddesi hükmünce yanların tapuda buna dayanarak ferağ vermesinden önce müstakil mülkiyeti ithas etmiyeceğinden davacı paydaş Karabet Tatar ne hakem kararı ne de buna dayanarak gönderdiği ihtar ile öteki paydaş N. O.'ya karşı bir hak sağlamış olmaz. Geçersiz hakem kararı ve buna dayanan tahsis uyarınca yapılan ferağ günü olan 26.7.1966 dan önceye ilişkin süre içinde verilen giderim kararı yasaya aykırı olduğundan bozulmalıdır.
2 - İşgal gideriminin değerlendirilmesinde esas civarda bulunan ve ahır ve samanlık olarak kullanılan yapıların emsal durumu ve konfor farkı varsa bu farklılığın değeri ve büyüklüğe etkisidir. Bu yönler araştırılarak tesbit edilmiş rapora göre karar verilecek yerde bilirkişilerin hiç bir nesnel dayanağı gösterilmiş olmayan ve bu bakımından kabule değer bulunmayan düşünceleri esas tutularak karar verilmesi benimseme biçimi bakımından bozmayı gerektirir.
3-1 ve 2. bentlerde açıklanan bozma nedenleri karşısında hesap yanlışı faiz ve benzeri konulara ilişkin yönler üzerinde şimdiden durulmasına yer yoktur.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin harçlar istek halinde geri verilmesine 14.5.1974 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini