 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1973/10149
K: 1975/1510
T: 05.02.1975
DAVA : Davacı davalıların haksız eylemi yüzünden 3000 lira zarara uğradığını ileri sürerek alınmasını istemiştir.
Yapılan yargılama sonunda; 3000 liranın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiğine ilişkindir.
Temyiz eden: Davalılar.
Temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Davacının sürüp ekin ektiği, taşınmaz, sürüp ekme olayından çok evvel tapulama mahkemesinin 27.10.1969 gününde kesinleşen ilamı ile davalı adına tespit ve tescil edilmiş ve davacının el atması da icra marifetiyle önlenmiştir. Şu halde davacının, davalının malik ve mutasarrıf bulunduğu taşınmaz üzerinde kötü niyetli zilyed durumunda bulunduğu ve kötü niyetle tarlayı sürüp ektiği hiç bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde kabul edilmek gerekir. M. Kanunun 904. maddesi hükmünce kötü niyetli zilyedin şeyi fiili kuddretinde bulundurmaya ve ondan yararlanmaya hakkı yoktur ve bu itibarla da malı hak sahibine iade borcu altındadır. Bu yön Medeni Kanunun 908. maddesi hükmünde de dile getirilmiştir. Bu şekilde şeyi hak sahibine iade borcu altında bulunan ve iade eden kötü niyetli zilyet, Medeni Kanunun 908/2. fıkrası hükmünce ancak ve sadece (hak sahibi için de apılması zaruri olan giderlerini) isteyebilecek, fakat faydalı ve lüks giderleri isteyemeyecektir. Burada yeri gelmişken zaruri ve faydalı giderler kavramları üzerinde durulmasında yarar vardır.
Zaruri giderler; bir şeyin mutad ve rasyonal bir suretle muhafaza ve işletilmesinin gerektirdiği, diğer bir deyimle muntazam bir iade veya işletmenin, malın yada veriminin korunması, telef veya ziyanını önlemesi için yapılmasına zorunluk duyduğu giderlerdir. (Dr. Feyvi Necmettin Feyzioğlu - Zilyetlikte iadenin mevcudu ve şumulü - İstanbul 1958 - sayfa 201) (Dr. Sefa Reisoğlu Türk Eşya Hukuku - Cilt: 1. - Giriş,zilyetlik, tapu sicili - Ancak 1965 - Sayfa 79) (Dr. Jale G Akipek - Türk Eşya Hukuku - Aynı Haklar. 1. Kitap Zilyetlik ve Tapu Sicili - Ankara, 1965 - Sayfa: 241), (Dr. Selahattin Sulhi Tekinay - Eşya Hukuku - İstanbul, 1970 - 1971, Sayfa: 134). Demek oluyorki, bir gideri hak sahibini de zaruri addederek yapacağı kabul edilebilirse o gider zaruri sayılacaktır. Örneğin; bir evin çatısını tamir ettirmek, bir atı tedavii ettirmek, bir otonun vergisini ödemek gibi.
Buna karşılık faydalı giderler; sadece şeyin değerini attıran giderlerdir. Bu gidirler şeyin muhafazası ile ilgili değildir, yani bu giderler yapılmasa da şey ne yok olacak nede telef olacaktır. bu tür giderlere örnek olarak, toprağın ıslahı, ağaç dikilmesi, su yalları yapılması, kalorifer tesisatı yaptırma için yapılan giderler gösterilmektedir. Bu açıklamalardan çıkan sonuç kötü niyetli zilyet ancak hak sahibi için zaruri olan giderleri isteyebilir, bunun dışındaki faydalı yada lüks gideleri ne Medeni Kanunun 908/2 ve nede Borçlar kanununun 64/2. madeleri hükümlerince isteyemeyecekleridir. (Feyzioğlu -age- Sayfa: 347), (Nomberger -age- Sayfa: 160).
Kötü niyetli zilyed durumunda olan davacı davalı hak sahibinin tarlasını sürüp ekin ekmiştir. Bu durumda davacının katlandığı giderler hiçbir veçhile yukarda tanımı yapılan zaruri giderler niteliğinde değildi. O halde Yargıtay uygulanmasına göre faydalı gider niteliğinde olan ekin ekme giderlerinin Medeni Kanunun 908/2. maddesi hükmünce kötü niyetli zilyet tarafından istenmesi olanağı yoktur. Genel kural bu olmakla beraber, şayet hak sahibi, kötü niyetli zilyedin sürüp ektiği mahsulü benimseyip devşirmiş ise durum ne olacaktır. Bu yön, gerek bilimsel ve gerekse yargısal gördüşlerde kesin bir sonuca bağlanmış değildir. Ancak Dairemizin öteden beri istikrarlar kabul ettiği görüşe göre, kötün niyetli zilyede sürme ve ekme giderlerini ödemekle yükümlü olacaktır ki bu görüş doktrinde de dayanak bulmuştur (Feyzioğlu -age- Sayfa: 348 vd. özellikle 353, 369).
Ancak olayımızda ekilen masulü benimseme durumu sözkonusu değildir. Davalı hak sahibi, kötü niyetli zilyed tarafından ekilen mahsulü benimsememiş ve ekilen yeri yeniden sürmüş ve ürünün kemale ermesine engel olmuştur. Davalının bu davaranışının davacı kötü niyetli zilyede karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde kabul edilmesine olanak yoktur. Çünkü hak sahibi, mülkiyet hakkına dayanarak mülkünü kanunun öngördüğü sınırlamalar dışında dilediği gibi tasarrufa yetkilidir. Bu yön Medeni Kanununun 618/1, 644 maddelerinde düzenlenmiştir 618. madde hükmüne göre malik dilerse o şeyi tahrip dahi edebilir (Weland - aynı haklar - Ankara 1946 - Sayfa: 24).
Nitekim, bu yön H.G.K. nun 31.3.1965 gün ve 1969/D - 3, 139 E. sayılı kararı ile de kabul edilmiş bulunmaktadır. O halde, kötü niyetli zilyed durumunda bulunan davacının davalı hak sahibi aleyhine açtığı davanın reddi gerekirken, yukarda anılan ilkere aykırı bazı düşüncelerle isteğe hükmedilmiş olması yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin harcın istek halinde geri verilmesine 5.2.1975 gününde oybirliğiyle karar verildi.