 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1973/4130
K: 1973/4375
T: 22.12.1973
- KANUN DIŞI YAKALAMA VE TUTUKLAMADA
- TAZMİNAT
ÖZET:Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklananlara tazminat verilmesi hakkındaki 466 sayılı yasanın 3. maddesi gereğince, davacının süresinde verdiği dilekçesi heyetçe kabul edilerek aralarından birini naip hakim olarak tayin etmiş ve onun tarafından subut delilleri toplanmış, Cumhuriyet Savcısının mütalaası alınmış olmasına göre davacı lehine hüküm kurulması gerekir.
(466 s. KDYTK m. 2/2-3, 3)
Adam öldürmek suçundan sanık olarak Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesince yapılan duruşması sonunda: Beraatine karar verilen H. K.'nın tutuk kaldığı günler için 466 sayılı kanuna göre vaki tazminat isteği üzerine Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesince bozma üzerine yapılan inceleme sonunda 466 sayılı kanunun 2 inci maddesi gereğince davacının davasının reddine dair ittihaz olunan 13/12/1972 gün ve 1972/40-265 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi adı geçen davacı vekili tarafından istenilmiş ve para yatırılmış olduğundan dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmekle okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği konuşuldu ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Kanun dışı yakalanan veya tutuklanan kimselere tazminat verilmesi hakkındaki 466 sayılı yasanın 2. maddesinin 2 fıkrasında haksız tutuklanmaktan zarara uğrayan kişinin vereceği başvurma dilekçesinde, zararın dayandığı sebepler ile sübut delillerinin ve ödenmesi istenen zararın neden ibaret olduğunun yazılı bulunması ve belgelerinin dilekçeye ekli olarak verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu hususları kapsamayan dilekçenin mahkeme kararı ile reddolunacağı aynı maddenin 3. fıkrasında yazılıdır.
Yasanın 3. maddesinde ise bu dilekçe üzerine görevlendirilecek, mahkeme üyesinin yapacağı incelemeler ayrı ayrı açıklanmıştır. Dilekçe belge eksikliğinden reddolunmadığına ve heyetten başkan vekilinin naip olarak tayin olunduğuna göre beraat kararı örneğinden başka bir belge ibraz edememiş olan dilekçe sahibinin isteği tazminat miktarına esas olmak üzere subut 'delillerinin naip hakim vasıtasiyle araştırılıp tesbitinden sonra mahkemece 'bir karar verilmesi gerekirdi.
Bu konu üzerinde Ceza Genel Kurulunun görüşü ve temayülü bu yolda tebellül etmiş ve 29.11.1971 ve ayrıca 17.12.1973 tarih ve esas 1973/45 numaralı kararları da bu temayülü doğrulamış bulunmaktadır.
Buna göre davacı H. K. süresinde verdiği 15/9/197 1 'tarihli dilekçesi mahkeme heyetince kabul edilerek aralarından birinin naip hakim olarak tayin etmiş naip hakim tarafından tazminat miktarına esas olmak üzere sübut delilere toplanmış Cumhuriyet Savcısının 23.3.1972 tarihli mütalassına alınmış olmasına göre davacı lehine hüküm kurulması gerekirken yapılmayarak aksi görüşü öngören bir gerekçe ile dilekçesinin reddine karar verilmesi.
Yasaya aykırı, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde olduğundan tebliğnamedeki onama isteğinin reddiyle hükmün gösterilen sebepten ötürü CYUK.nun 321 inci maddesi uyarınca (BOZULMASINA), depo parasının geri verilmesine 22.12. 1973 gününde oybirliğiyle karar verildi.