 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1973/751
K: 1974/271
T: 14.02.1974
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 5.6.1968 gününde verilen dilekçe ile Moda caddesindeki 22 parsele iyi niyetle inşa edilen iş hanı nedeniyle davalının payının muhik tazminat karşılığı müvekkil adına tescili istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 8.9.1973 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 15.1.1974 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı A.S. ile vekilleri Avukat S.A S.Ü. H.İ. ile karşı tarf Ö.S. ve vekili A.A. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulü karar verildikten sonra taraflar vekillerini sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı A.S. 2/3 payı kendisine ve 1/3 davalı Ö.S.'ye ait olan 14 ve 21 sayılı parseler üzerindeki evleri yıktırarak bu parselleri birleştirdikten sonra 22 sayılı parsel üzerinde inşa ettirdiği (yeşil Saray İş Hanı)nın mustakillen kendisine aitolduğunu, davalının rıza ve muvafakatile, iyi niyetle yaptırmış bulunması nedeniyle muhik tazminat karşılığı davalının payının kendi adına tescilini istemiş, davalı ise söz konusu inşaatta kendisininde payı bulunduğunu savunarak davanı reddini talep etmiştir.
Davacı: A) İnşaat yapılıp bittikten sonra tapudaki cinsinin tashihi için tapu Sicil Muhafızına verdiği 16.9.1961 günlü yazılı beyanında (22 parsel sayılı beş dükkanı olan kargir iki ev ve dükkünlı apartman vasıflı taşınmazın tamamı 3 pay itibariyle 2/3 payı M. oğlu A.S. ve 1/3 payıda şerikim Ö.S. uhdelerimizde kayıtlırdır. Mezkür taşınmazdaki binaları yıktırarak yerine 75 dükkanı olan kargir iş hanı inşa ettirdiğimizden..) demek suretiyle çoğul ifade kullanarak davalının du bu inşaata payı olduğunu kabul ettirmiştir..
B) 4.2.1963 tarihinde 2. İflas Memuruna verdiği ifade de bu iş hanının 2/3 payıının kendisine ait olduğnu ikrar etmiştir.
C) Hakme heyetine vediği 15.11.1967 günlü dilekçede (Resmi defterlere göre inşaatın yapılmasına Ö.S. bir kuruş para vermediği için A.S. borçlu olduğunu ve A.S. topladığı kira bedellerini Ö.S. borç hissesine mahsup etmekte iken..) demek suretiyle binada Ö.S. de payı olduğunu, ancak bu inşaat nedeniyle ondan alacaklı bulunduğunu ifade etmiştir.
Ç) Kadıköy Noterliği vasıtasıyla Ö.S. gönderdiği 25.4.1966 tarihli ihtarnamenin 9. maddesine (Yeşil Saray İş Hanının hesabı ve buna ait borcunuz ayrıca bildirilecektir) demek suretiyle Ö.S. inşaatta paydaş olduğunu belirtmiştir.
Davacının ikrarını kapsayan bu belgelerden ayrı olarak, inşaatla ilgil bir kısım belgelerin A. ve Ö.S. tarafından müştereken düzenlenip imza edildiği ve bir kısmının da A.S. tarafından kendisine asaleten Ö.S. vekaleten imzalandığı görülmüştü.
Bilirkişi S.Ü. tarafından hakem heyetine verilen raporda dava konusu inşaatta Ö.S. de payı olduğu ifade edildikten başka, mahkemeye verdiği 11.4.1972 günlü raporun 3. safasında (Şirket muhasebecisi M.Ö. heryıla ait kira miktarı ile gayrimenkul masraflarını o yılın şirket defterikebirinin sonunda ayırdığı özel yapraklarda göstermiş ve kiralarla masrafları sahipleri arasındada tevzie tabii tutmuş bulunmaktadır. Defterikebirin son sahifelerindeki hususi izahata göre Yeşil Saray İş Hanının kiraları ile masraflarından Ö.S. 1/3 A.S. 2/3 hisse verilmiştir) denilmiş, Ö.S. bu binada payı ve hakkı bulunduğu özel kayıtlara dayanılarak açıklanmış ve bu açıklama, davacının yukarda sıralanan belgelerdeki byanlarına uygun düşmüştür.
Böylece bizzat A.S. davalının Yeşil Saray İş Hanında payı olduğunu muhtelif vesile ve şekilerden ifade ve ikrar etmiş olmasına göre binanın mustakillen kendisine ait olduğu yolundaki iddiaya itibar ve iltifat edilemez. Her ne kadar davacı vekili, davalının da maliyeye verdiği servet beyannamesinde binanın tamamının müvekkili A.S. ait olduğunu ikrar ettiğini ileri sürmüşse de; getirtilip üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılan bu beyannamelerde davalının savunmasını doğrular nitelikte sonradan yapılmış ilave ve tahrifat bulunduğu tesbit edilmiş, davacıya ait beyannamelerde de bu iş hanının hizasında mülkiyet payı sütunundaki (Tam) kelimesinin sonradan yazıldığı, silinen yazının okunamadığı, tarflara ait beyannamelerdeki bu ilave ve tarifatın kim tarafından, ne zaman yapıldığının bilinemediği raporda açıklandığına göre mahkemece bu beyannamelere dayanılmamış olması yerindedir.
Dosyadaki diğer delillere göre inşaat işinin A.S. tarafından yürütüldüğü, masrafların A.S. tarafından yapıldığı, hatta giderleri karşılamak için tarafların ortağı bulunduğu kolektif şirketten 784558 lira para çektiği ve bu paranın A.S. zimmetine kaydedildiği anlaşılmakta ise de; bu inşaattan dolayı taraflar arasındaki alacak borç münasebeti ile binanın maliki olma durum yektiğerinden ayrı hukuki konulardır. O halde, mahkemece bu husus gözönünde tutularak dava konusu binanın mustakillen davacıya ait olmadığının kabulü ile davanın reddine dair verilen karar doğrudur.
Davalı lehine hükmolunan vekalet ücreti takdiren tesbit edilmiş ve ücret tarifesinde belirtilen asgari haddin 3 misli aşılmamıştır. Bu bakamdan davalı lehine takdir olunan vekalet ücretinde de bir isabetsizlik görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle, mahal mahkemesi kararında yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarınn reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 14.2.1974 gününde oybirliğiyle karar verildi.