 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1973/11908
K: 1973/11535
T: 20.12.1973
DAVA : Alacaklılar N.Ü. ve H.K. ile borçlular C.A. ve Sınırlı sorumlu Zeytinburnu sigortalı işçiler Yapı Kooperatifi İflas Memurluğuna müteallik olmak üzere (İstanbul) 6/C İcra Hakimiğinden verilen 24.9.1973 tarih ve 1916-839 sayılı kararın müddeti içinde temyizen tetkiki C. vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 1.12.1973 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : İcra takibi N.Ü. ve H.K. tarafından müflis Kooperatifin borcundan dolayı ortak aleyhine tevcih edilmiş ve borçlunun şikayet dilekçesinde hasım olarak kooperatifin adı yazılıp takibi yapan alacaklılar gösterilmemiştir. Ancak; dilekçe metninden şikayetin bunlara da teşmil edildiği anlaşılmaktadır.
1163 sayılı kooperatifler kanununun kabul ettiği sistem, anasözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça borç ve taahhütlerinden dolayı münhasıran kooperatifin sorumlu olduğudur. Anasözleşmeye konulacak hükümlerle ortaklar (sınırlı) veya (sınırsız) sorumluluk altına sokulabilecekleri gibi (ek ödeme yüklemi ile de mükellef tutulabilirler, (madde; 29.30,32,33)
Sınırlı sorumluluk esaslarının tesbit eden 30 uncu maddede sınırlı sorumluluk şu şekilde tesbit edilmiştir. anasözleşmeye ortakların kooperatif borçları kooperatif borçları için, kendi iştirak payından fazla olarak, şahsen ve belirli bir miktara kadar, kooperatiften sonra sorumlu olacaklarına dair bir hüküm konulabilir. Ortakların şahsen ve tek başına sorumlu olacakları bu meblağın kooperatifteki paylarının tutarı ile orantılı olarak tesbit edilmesi de mümkündür. Ortakların bu sorumlulukları iflasın sonuna kadar ancak iflas idaresi tarafından ileri sürülebilir.
Sınırlı sorumlu Zeytinburnu işçiler Yapı Kooperatifine ait eski statünün 17 inci maddesinde; (kooperatifin üçüncü kişilere karşı taahhütlerinden dolayı her ortağın, hissesinin beş misline kadar sorumlu olduğu, bu sorumluluğun kooperatiften ayrılma tarihinden itibaren iki yıl daha devam edeceği yazılıdır. 1163 sayılı kanun hükümlerine intibak için düzenlenen yeni statünün 17 inci maddesinde ise, (her bir ortağın, kooperatifin üçüncü şahıslara karşı giriştiği taahhütlerden dolayı, taahhüt ettiği payla şahsına tahsis edilen kredi miktarı kadar sorumlu olacak) ve 48 inci maddesinde de (kooperatifin bir kısım ortakları ferdileşmiş bir kısmı ferdileşmemiş ise kooperatifin bütün ortakları ferdileşinceye kadar geçen zaman için, sonradan doğan kooperatif borçlarından dolayı ferdileşen ortakların sorumlulukları devam edeceği gibi ortağın 17 inci madde gereğince yüklenmiş olduğu sorumluluğun kooperatifin tasfiyesine kadar süreceği) yazılıdır. İzah edilen bu sebeplere göre;
1 - Kooperatif mevcudunun borçlarını tamamen ödemeye kifayet etmemesi halinde artan kısımla mesuliyet sınırları içinde ortaklara müracaat olunması gerekeceğinden bunlardan herbirinin anasözleşme uyarınca sorumlu olabileceği meblağı tesbit edilerek bu paranını iflas masası tarafından kendilerinden istenip tasfiyenin devam ve ihtaç ettirilmesi zorunludur. 30 uncu maddede işaretlendiği gibi, bu sorumluluk iflasın ve tasfiyenin sonuna kadar ancak iflas idaresi tarafından ileri sürülebilir.
2 - İ.İ.K. 245 inci maddesi hükmü, masa tarafından neticelendirilmesinde alacaklılarca lüzum görülmeyen bir (iddianın) takibi hakkının, isteyen alacaklıya devrine mütedairdir. Maddede sözü geçen iddia deyimi ile takibinden olumlu bir neticeye vardırılması meşkuk veya bu uğurda karşılaşılabilecek masraf ve külfete deymeyecek nitelikteki iddialar kasıt olunmuştur. Tetkik konusu olayda bu madde hükmünün uygulanmasını gerektirir unsurlar yoktur.
3 - İflas İdaresinin, idaresinin, anatüzğünün 17 ve ilgili maddelerindeki mesuliyet sınırlarını değil de kooperatifin üçüncü kişilere olan borcuna ortaklardan herbirine tahsis edilmiş dairenin nafi sahaları ile orantılı olarak paylaştırmak suretiyle ödeyecekleri meblağı tesbite kalkışması ve binnetice bu paranın sorumluluk sınırlarını aşıp aşmadığının incelememesi isabetsizdir.
4 - Dairemizin 13.2.1972 tarihli kararında; ortaklardan herbirinin sorumluluk şekli ve derecelerini tesbit eden 1163 sayılı kanunun 29, 30 uncu maddeleri hükümlerine işaret edilip bu yolla tahkikata lüzum gösterilmiştir. Bu karara dayanılarak ortakların sorumluluklarına mütedair önceki merciikararının kesinleştiğinden söz edilemez.
SONUÇ : Temyiz itirazları yukarıda işaretlenen nedenlerle yerinde görüldüğünden mercii kararının İİK 366 ve HUMK. 428 inci maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 20.12.1973 gününde oybirliğiyle karar verildi.