 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1973/5124
K: 1974/64
T: 17.01.1974
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Bursa As.5.Hukuk Hakimliğince verilen 25.9.1973 tarih ve 428/767 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı avukatı Cengiz Sabancı ile davalı avukatı Mahmut Homorlu gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmaştı.Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalıya ait prasaların nakliye mukavelesine uygun şekilde, konşimento gereği, alıcı İsviçre'deki firmaya nakledilip, kabul edilmemeleri sonucu iki vasıtalarının bir ay yüklü olarak bekletilip, talimat üzere malların bir hayır kurumuna verildiği, binnetice nakliye mukavelesinden mütevellid (37.273,50) lira navlun bedeli bekleme tazminatı (22.500) lira ki cem'an (59.573,50) liranın faizile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında, mezkur pırasalar, İsviçre'deki firmaya teslim edilmek üzere, davacı firmaya tevdi edilmiş ise de, bilinmeyen nedenlerle ortadan kaldırılıp alıcı firmaya teslim edilmediğini beyanla davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
Mahkemece, bilirkişi incelemesi yapılarak, (37.273,50)lira taşıma ücreti ile bekleme tazminatı (15.000) lira ki cem'an (52.273,50) liranın dava tarihinden kanuni faiziyle tahsiline, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
KARAR : Türk Ticaret Kanunun 781 nci maddesi gereğince taşıyıcı eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen müddet içinde uğradığı ziyan ve hasardan sorumludur. Bu sorumluluktan kurtulabilmek için hasarın kendi kusurundan doğmadığını veya taşınnanın mahiyetinden neşet ettiğini yahutda gönderen veya gönderilenin fiilinden ileri geldiğini ispat etmesi lazımdır. Şu halde taraflar arasındaki taşıma akti malın Bursa'dan alınarak İsviçre'deki alıcıya teslimi şeklinde olduğuna göre, davacının bu vecibeyi yerine getirmesi ve ondan sonra taşıma ücretine müstehak olması ve iddia edilen beklemeden mütevellit zararı ve beklemenin gönderen veya gönderilenin fiilinden ileri geldiğini ispat etmesi gerekir.
Dava dilekçesinde, alıcı firmanın malı kabul etmek istememesi sebebi ile bir ay beklemek mecburiyetinde kalındığı iddia edilmiştir. Bu beklemenin münih'te vaki olduğu orada araçlardan birini 9 gün, diğerinin 11 gün beklediği duruşma sırasında anlaşılmıştır.
Şu halde davalının savunmasında ileri sürdüğü davacı adamlarının grevi sabit görülmediğine göre herşeyden önce davacı taşıyıcı tarafından takip edilen güzergahın işina icabına öe akti uygun olup olmadığı üzerinde durulması ve malın doğrudan doğruya İsviçre'ye gönderilemeyerek Münih'te bekletilmesi ve alıcı firma ile oradan muhaberata geçilmesi bebeplerinin incelenmesi gerekir. Bu arada davalının alıcıya pırasa sattığı ve davacı tarafından pırasa taşındığı ve fakat davacının Münih'teki mümessili ile İsviçre'deki alıcı arasında cereyan eden teleks muhaberatında (lahanadan) ve (Türk lahanasından) bahsedildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar mahkemece davacının tanık sıfatiyle dinlenen adamları malı, muamelesi ikmal edilmediğinden İsviçre'ye sokamayacaklarını anlayınca Münih'te beklemek mecburiyetinde kaldıklarını beyan etmişler ve alıcı firmanın teleksinde de malın zamanında bildirilmediği ifade edilmiş ise de Münih'te beklemek mecburiyeti ve malın İsviçre'ye alınıp alınmaması mahkemece incelenmek ve bu amaçla davacı adamlarının beyanı icabında sorumlu olmak durumunda bulunan alıcının teleksindeki ifade ile iktifa edilmiyerek güzergah ve İsviçre'ye kabul muamelelerinin iddia gibi olup olmadığının Almanya ve İsviçre'deki Ticaret Ataşeliklerinden tahkik olunması, ayrıcı teleksde (lahana) Türk lahanası) kelimelerinin, satılan mal pırasa olduğu halde kullanılması sebebi üzerinde durulması ve bunun alıcının kabul etmemesine amil olup olmadığının araştırılmasına iktiza eder.
Bundan başka bilirkişinin davacının verdiği listeden seçilmesi de doğru görülmemiştir.
Ayrıca yukarıda açıklandığı gibi sureti kabule göre de bekleme süresine ait tazminatın hesabında davacının dilekçesindeki talebi ile bağlı kalmak zorunluluğu dolayısiyle hesap hatası yapılmıştır.
Sonuç olarak, ispat yükümü taşıyıcı ve davacı olması yönünden F. Firmasına ait bulunduğundan esasen işe karıştığı anlaşılan ateşeliklerden tahkik olunmak gerektiğinde tarafların defterleri incelenmeka ve satış aktinin tahakkuk ettiğinin ispatı için davalıya ispat imkanı tanınmak ve teslim edilememenin davalının veya gönderilenin fiilinden ileri geldiği kesin olarak tesbit olunmak ve sonucuna uygun bir karar verilmek iktiza ederken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı sebeplerden dolayı davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve (1.000) lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 17.1.1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.