 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1973/5090
K: 1974/55
T: 15.01.1974
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Tarsus As. 2. Hukuk Hakimliğince verilen 6.6.1972 tarih ve 84/430 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı avukatı M. Sıtkı Elçi gelip davalı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden temyiz dilekçesinde süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü KARAR : Davacı, davalının idaresindeki kamyonun, karşıdan gelen kendisine ait tankere çarpmak suretile hasara uğrattığını belirterek (22.574,60) liranın faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında: Olayın sol ön lastiğin aniden patlaması şeklinde tezahür eden bir teknik arıza ve mücbir sebepten ileri geldiğini, kusurlu ve sorumlu olmadığını belirtmiştir.
Mahkemece, olay davalıya yüklenmesi kabil olmayan bir sebepten ve teknik arızadan ileri geldiğinden 6085 Sayılı Kanununun 50 inci maddesinin 2 inci fıkrasına göre davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Gerçekten 6085 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 232 sayılı Kanunla değişik 50 inci maddesinin 2 inci fıkrası gereğince araç sahibi kendisinin veya ef'al ve harekatından sorumlu olduğu kimsenin kusurunun bulunmadığını ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Bu bakımdan Kanununun 55 inci maddesinin konusu istihdam edenin sorumluluğundan farklı ve kusura dayanan bir sorumluluktur.
Dosyada mevcut Teknik Üniversiteden seçilen bilirkişi raporunda davalıya ait kamyonun sol ön tekerleğinin, muhtemelen çivi batması neticesinde ani olarak patlaması ve havasının sür'atle boşalması sebeb ile çarpma olayının vuku bulduğu ve bu itibarla şoförün bir kusurunun bulunmadığı belirtmiş ve mahkemece bu rapora dayanılarak dava reddedilmiştir.
Dosyada mevcut hazırlık tahkikatı sırasında ifadesi alınan tanık N.D. olay günü idare ettiği kamyon ile olaya sebebiyet veren kamyonu takip ettiğini ve bu kamyonun lastiğindeki havanın az olduğunu anladığını, arkadan ikaza çalışmış ise de kamyon şoförünü uyarmağa muvaffak olmadığını, takriben 2 kilometre gittikten sonra tankere çarptığını bildirmiştir. O halde tecrübeli bir şoförün trafik nizamatına uygun şekilde ve ve emniyetli bir surette seyrederken iki kilometrelik bir mesafe içinde olsa durumu anlaması ve ona göre gereken tedbiri alması lazımdır. Bu arada patlayan lastiğin durumu da sonuca etkilidir. Genellikle yeni lastiğe nazaran eski lastiğe daha kolaylıkla çevi battığı bilinen bir gerçektir. Kamyonun taşıdığı yük miktarı istiap haddini tecavüz edip etmediği araştırılmamıştır. Bundan başka yolun genişliği, böyle bir olayı önlemeye, çarpmaktan kaçınmağa everişli olup olmadığı, arazi vaziyeti ve banketin alçak olup olmadığı, sonuca etkili şekilde incelenmemiştir. Özellikle davalının kamyonunun davacının aracına çarpmasının, önüne geçilmez bir olay olarak mı meydana geldiği yoksa tazminatı göze alarak daha büyük bir zarardan korunmak için kamyonu durdurmak amacına mı matuf olduğu tespit edilmelidir. Her halde hiç bir kusuru ve olaya etkisi söz konusu olmayan davacının bu zarara katlanmak durumunda bulunup bulunmadığı tayen ve takdir edilmelidir.
Bu itibarla mahkemece gerekli soruşturma ve inceleme yapılmalı, yeniden yetenekli bilirkişi mütalaasına başvurulmalı ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı sebeplerden dolayı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 15.1.1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.