 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1973/3976
K: 1973/4249
T: 08.11.1973
DAVA : Taraflar arasındaki davanın İstanbul As. 3. Ticaret Mahkemesince görülerek sabit olmayan davanın reddine dair verilen 21.5.1983 tarih ve 469/154 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı avukatı Ferih Tekin ile davalılardan Emet Boraks Limited Şirketi avukatı Şevket Karadeniz gelip diğer davalı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunun taraflar avukatları dinlendikten sonra, vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, dava dışı iki kişi ile birlikte ortağı bulunduğu Emet Boraks Madencillik Limited Şirketi ile Türk Boraks Madencilik Anonim Şirketi arasında yapılan 12.2.1965 tarihli işletme mukavelesinin limited Şirket statüsünün 3. maddesinde yazılı şirketin mevzu ve maksadının dışında bulunduğundan Türk Ticaret Kanununun 137. maddesi gereğince hükümsüzlüğün tesbitini talep ve dava etmiştir. Yargılama sırasında 15/12.1972 tarihli aynı şirketler arasında yapılan mukavele ile 12.2.1965 tarihli mukavele feshedilmiştir.
Mahkeme davacının dava tarihinde tesbit davası açmakla hukuki yararı bulunduğunu kabul etmekle beraber, dava sırasında hükümsüzlüğünün tesbiti istenilen mukavelenin feshedilmiş olması sebebiyle davacının hukuki yararı kalmadığından tesbit davasını reddetmiştir.
Mukavele 12.2.1965 tarihinde yapıldığına ve 15.12.1972 tarihinde feshedildiğine göre davanın açıldığı 2.10.1970 tarihi itibariyle mukavelenin hükümsüzlüğünün tesbitini istemekle davacının hukuki yararı bulunduğundan, davanın görülerek talep hakkında bir karar verilmesi iktiza ederken dava sırasında mukavelenin feshedildiğinden bahisle davanın reddi yolunda hüküm tesisi doğru değildir.
Ancak, Limted Şirket esas mukavelenin 3. maddesinde, şirketin iştigal konusu içinde, belli maddenin işletilmesi ve bu suretle ticaret yapılması hususu da yer amış olduğundan, limited şirketin daha karlı gördüğü için bir başkasına devrederek işletmeyi yürütmesine ilişkin olarak ortaklarının ittifakla 11.1.1964 tarihinde ve davacı da dahil olduğu halde aldığı karara müsteniden maddenin belli süre ile işletilmesine ve idaresine ait 12.2.1965 tarihli sözleşme, Türk Ticaret Kanununun 137. maddesinde yazılı olduğu gibi şirket mevzuu ve maksadının dışına çıkan bir niteik taşımamaktadır.
Bu bakımdan mahkemein red kararı, sonucu itibariyle yerinde görülmüştür.
Davacı taraf davada değer beyan etmiş ve mahkemece bu değer tesbit edilerek harç ve vekillik ücreti ona göre tayin edilmiştir.
Bu yönden tesbit davası ile eda davası arasında bir fark yoktur.
SONUÇ : Yukarıda yazılı sebeplerden dolayı davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu bakımından doğru olan hükmün ONANMASINA, 8.11.1973 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.