 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1973/3301
K: 1973/4733
T: 26.11.1973
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Ankara As. 3. Ticaret Mahkemesince görülerek sabit olmayan davanın reddine dair verilen 29.12.1972 tarih ve 438/408 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı Avukatı Metin Sürmeli ile davalılardan Abbas Çetin avukatı Nadir Yalçınkaya ve Niyazi Şahin vs. avukatı Abbas Çetin gelip, diğer davalılar tebligata rağmen gelmediklerinden temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığında ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işina gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Davacı banka hakkında 7129 sayılı Bankalar Kanunun 60. maddesi uygulanarak geçici idare kurulu tayin edilmiş ve tedrici tasfiyesinin Türkiye Emlak ve Kredi Bankasının nezareti altında yapılması Maliye Bakanlığınca öngörülmüştür.
Dava, bankanın tedrici tasfiyeye girmesinden sonra açıldığından mahkemece bu durumun gözönünde tutularak, davanın açıldığı gündeki vakıalara ve fiili duruma göre uygulanması mümkün kanun hükümlerinin, tatbiki gerekir.
28.9.1964 tarihli genel kurulun usulüne uygun olarak toplandığında uyuşmazlık yoktur. Bu toplantıya ait gündem, eski idare meclisi azalar ile umum müdürlerinin mes'uliyeti hakkında karar ittihazına ilişkin bulunmaktadır. Toplantı sırasında yapılan müteaddit konuşmalarda mürakiplerinde sorumlu oldukları ileri sürülmüş ve mürakipler hakkında da dava açılması önerilmiş, bu öneriler kabul edilerek mürakipler aleyhinde de dava açılması hususu karara bağlanmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere, davacı banka hakkında Bankalar Kanununun 60. maddesi uygulanarak hükümetçe muvakkat idare meclisi azaları, Genel Müdür ve mürakipler hakkında dava açmak üzere bu idare meclisini vazifelendirmiş, dava da bu idare meclisinin verdiği vekaletnameye müsteniden açılmışa olmasına göre, davanın mürakipler tarafından açılmasının icabedeceğine dair mahkemece benimsenen görüş yerinde değildir. Davanın Genel Kurulun verdiği yetkiye göre açılması ve davayı açabilecek bir organın da mevcut olması nedeni ile olayda Medeni Kanununun 376. maddesinin uygulanmasına da mahal yoktur.
Tedrici tasfiyeye girmiş davacı Bakanın yönetim ve temsil organı geçici idare kuruludur. Türk Ticaret Kanununun 450. maddesi delaletiyle 219. maddesinin birinci fıkrası gereğince bankayı mahkemelerde tasfiye memurları temsil edeceğinden, tasfiye görevi ile de vazifeli geçici idare kurulunun banka adına dava açma yetkisi de bulunmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 1.3.1967 gün ve 66/T-1511 esas 133 sayılı kararında da geçici idare kurulunun banka adına dava açılabileceği görüşü benimsenmiştir.
2 - Genel Kurul 28.9.1964 tarihli kararında (Tasfiye İdare Meclisi raporunda belirtilen hususlardan)a ötürü idare meclisi azaları, müdür ve mürakipler hakkında dava açılmasına karar verildiğinden, mahkemenin fiilin muayyen olmadığı yolundaki görüşü de yerinde değildir. Esasen davacı bankanın mali bünyesinin taahhütlerini karşılamıyacak derecede zaafa uğramış bulunması ve faaliyetine devamına imkan olmaması nedeni ile banka idaresine Hükümetçe el konularak Maliye Bakanlığınca tedrici tasfiyesine karar verilmiş olmasına ve bankayı bu duruma düşüren bütün işlemlerde yöneticilerin ilgileri bulunabileceğine göre, Genel Kurulca alınan karar da kanuna uymayan bir cihet olmadığı gibi, bu karara uygun olarak açılan davanın mahkemece zararın ve zarara meydan verenlerin kesin olarak tesbiti ile meculleri hakkında dava ikamesine karar verilmemiş olması gerekçesi ile ve dava şartı yönünden reddi yolunda karar tesisi, olayın özelliğine ve kanuna aykırıdır.
3 - Kabul şekline göre de, davalılardan Raybank Kadıköy Şubesi eski müdürü Saf'i Varnalı ile Kadıköy Şubesi Müdür Muavini Şahap Ercan hakkındaki davanın Türk Ticaret Kanununun 341. maddesinden bahisle reddedilmesi de kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda yazılı sebeplerden dolayı davacı avukatının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 26.11.1973 tarihinde bir oya karşı muhalefet şerhi çoğunlukla karar verildi.