Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1966/23
K: 1968/5
T: 21.02.1968
DAVA : İcra tetki merciinin takip hukukuna müteallik kararları aleyhine temyiz yoluna müracaat halinin borçlunun üzerinde veya üçüncü şahıs zimmetinde iken haciz veya sair suretlerle tahsil edilerek icra veznesine konulan paraların alacaklıya verilmesine engel olup olmayacağı hususunda Yargıtay İcra ve İflas Dairesinin çoğunlukla verilmiş 30.12.1944 tarihli, 3856/3953 sayılı ve 24/3/1958 tarihli 1894/1843 sayılı ilamları arasında içtihat uyuşmazlığı bulunduğu bildirilmiş, sözü edilen ilamlar ve daire başkanının yazılı mütalaası 1. Başkan tarafından Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Kısmı Genel Kuruluna tevdi edilmiş olmakla 21.2.1968 Çarşamba günü toplanan kurulda, ilamlar ve yazılı mütalaa okunduktan ve ilamlar arasında içtihat uyuşmazlığı bulunduğu oybirliği ile kararlaştırıldıktan sonra gereği görüşülüp konuşuldu, neticede:
Söz konusu Yargıtay ilamlarındaki içtihat uyuşmazlığı, borçlunun üzerinde veya üçüncü şahıs zimmetinde iken (İcra ve İflas Kanunu Mad: 89) haczedilerek icra veznesine alınan veya sair suretlerle tahsil olunan paralara inhisar etmektedir. Mahcuz malın satılması suretiyle elde edilen paranın ihale kesinleşmeden alacaklıya teslim edilip edilemeyeceği haline bu ilamların şümulü bulunmadığı için bu cihet tartışma ve oylama konusu yapılmamıştır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 443. maddesinde; temyiz yoluna başvurmanın, gayrimenkule ve buna müteallik aynı haklara, aile ve şahsın hukukuna taalluk edenler müstesna olmak üzere hükmün icrasını durdurmayacağı, ancak; temyiz yoluna başvuran neticede haksız çıktığı takdirde hüküm altına alınan parayı ödeyeceğine veya malı teslim edeceğine dair kuvvetli kefalet göstermek veyahut hükmedilmiş olan para ve eşyayı resmi bir mevkiye yatırmak veya hasmı tarafından malları ve emlaki haczettirilmiş olmak şartıyla, Yargıtayın istek üzerine, ivedilikle icranın durmasına karar verebileceği belirtilmiştir. Bu hüküm, umumi muhakemelerin menkul mallara, para ve teminat alacaklarına ilişkin, nihai kararlarının infaz şekli ile alakalıdır. Böyle bir ilamın kesinleşmeden dahi icrası mümkündür. Mücerret hükmün temyiz edilmiş olması Yargıtaydan (icranın durdurulması) kararı alınmadıkça, satış da dahil olmak üzere, hiç bir takip işlemini durdurmaz.
Takip hukukuna ait icra işleri ile tetkik mercii kararlarına gelince; bu gibi kararların temyiz edilmesi halinin hukuki sonuçları Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 443. maddesi hükmüne bağlanmamıştır. Bu hal İcra ve İflas Kanununa konulmuş hükümlerle çözülmüştür. Olay ile ilgili aynı kanunun 364. maddesinin üçüncü fıkrasında; (temyiz yoluna başvurmanın, satıştan başka icra işlemlerini durdurmayacağı) gösterilmiş fakat Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 443. maddesinde olduğu gibi Yargıtayın teminat karşılığında icranın durdurulmasına karar verebileceğine dair bir hüküm sevk eylememiştir. 18.2.1965 tarihinde kabul edilen (2004) sayılı İcra ve İflas Kanununun bazı maddelerinde değişiklik yapılmasına ve bazı madde ve fıkralar eklenmesine dair 538 sayılı Kanunun kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe yöneltilen (borca itiraz) halinin incelenmesi usulünü tespit eden 169. a maddesinin son fıkrasında her ne kadar, kambiyo senedine mahsus takipte borca itirazın reddi kararının hiçbir icra işlemini durdurmayacağı, şu kadar ki; borçlu 33. maddenin üçüncü fıkrasına göre teminat gösterirse icranın duracağı hükmü konulmuş ise de, bu husus içtihadı birleştirme konusu dışında kalmaktadır.
İcra ve İflas Kanunun 365. maddesinde; (takip hukukuna müteallik karar aleyhindeki temyiz, kanuni süre geçtikten sonra yapılmış veya temyizi kabil olmayan bir karara veya vazgeçme sebebiyle itiraz ve şikayetin reddine veyahut müddeti geçmiş bir şikayete taalluk etmiş ise, tetkik merciinin bu sebeplerle temyiz isteğinin reddine karar vereceği, temyiz eden kişi bu kararı kabul etmediği takdirde temyiz dilekçesi diğer tarafa tebliğ edildikten sonra, karar örneği ve verilirse cevap layihasıyla birlikte Yargıtaya gönderileceği, bu halde satış da dahil hiçbir icra işlerini sınırlandırmak, olur olmaz sebeplerle takibi aksatmamak gayesini güttüğünden tetkikat için icra dosyasının değil, karar örneği ve temyiz layihalarının Yargıtayca gönderilmesini uygun bulmuştur.
İcra ve İflas Kanununun, takip hukukuna ait kararların temyiz edilmesi haline münhasır hukuki sonuçlarını tespit eden maddeleri hükümlerini, takip hukukunun özelliğini, gerektirdiği emniyet ve sürati, alacaklının mevcut belgelere ilaveten hakimin kararıyla da teeyyüt eden hakkının sürüncemede bırakılmaması gibi hususları da göz önünde tutularak, kendi bünyesi içinde yorumlamak ve uygulamak zorunluğu vardır. 30.12.1944 tarihli Yargıtay ilamında her nekadar, satışın durdurulmasındaki sebepler ve gaye göz önünde tutularak 364. maddenin 3. fıkrasındaki istisna hükmünün sair sebeplerle icra veznesine girmiş paralara da teşmil edilmesi ve temyiz sonuna kadar bekletilmesi lüzumuna işaret edilmiş ise de, istisnai hüküm halinde telafisi imkansız neticeler doğuracak, gerek borçluya ve gerekse müşteri durumundaki üçüncü şahısları büyük zararlarla karşı karşıya bırakacak (satış muamelesine) hasredilmek lazımdır. Madde metni açık ve kesin olup bu madde yorum veya benzetme yoluyla satış niteliği arzetmeyen ve maddenin kabulündeki maksat ve sebeplere dayanmayan sair icra muamelelerine uygulanamaz.
SONUÇ : 1 - Temyiz; kanuni süre geçtikten sonra yapılmış veya temyizi kabil olmayan bir karara taalluk etmiş veya vazgeçme sebebiyle itiraz ve şikayetin reddine yahut süresi geçmiş bir şikayete taalluk edip merci hakimi yalnız bu sebeplerle temyiz isteğini reddetmiş ise, temyiz isteyenin isteği üzerine temyiz dilekçesinin, karar örneği ve diğer tarafın verdiği cevap layihasıyla beraber, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtaya sevkedilmiş olması, satış işlemi dahil olmak üzere hiçbir icra işlemini durdurmayacağına,
2 - Kanuni şartları haiz, usulüne göre ve süresinde yapılmış temyiz isteği yalnız satış işlemlerini durdurup diğer icra işlemlerine etki yapamayacağına, İcra ve İflas Dairesinin 24.3.1958 tarihli, 1894/1843 sayılı ilamında beliren içtihadın doğru olduğuna, ilk görüşme ve toplantıya ait 21.2.1968 tarihinde mevcudun üçte ikisini aşan çoğunlukla karar verildi.
KARŞI OY
N.Ülgenalp, K. Terzioğlu, A.N. Ozanalp, E.Şener:
Tevhidi içtihat müzakeresi yapılmaz.
M.Poyraz, S. Eryut, M. Kumbaraoğlu :
Para ile verilmesin.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini