 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1966/10
K: 1966/12
T: 26.12.1966
DAVA : Zilyedin olağanüstü zamanaşımına dayanan iktisap iddiasında zamanaşımı süresini tayinde 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanununun 10. maddesi hükmünün etkili olup olmadığı hususunda Yargıtay 5. Hukuk Dairesi ilamı ile 8. Hukuk Dairesi ilamı arasında içtihat aykırılığı bulunduğu İmar ve İskan Bakanlığının Toprak ve İskan İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli yazısına atfen Adalet Bakanlığı tarafından bildirilmiş, buna ilişkin yazılar ile ilamlar ve daire başkanlarının mütalaaları Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Kısmı Genel Kuruluna tevdi edilmiş olmakla Kurulda bunlar okununup görüşüldü:
KARAR : 8. Hukuk Dairesinin 27.4.1961 tarih, 961/969 esas, 3184 karar sayılı ilamında yüzölçüsü 20 dönümü geçen sahipsiz arazinin zamanaşımı ile iktisap ve tesçil davasında istinat olunan vergi kaydının 1947 yılında tesis edildiği, davanın 1960 yılında açıldığı, bu tarihe kadar 20 senelik malik gibi zilyetliğin tahakkuk ettiği ve vergi kaydının tesis tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıldan fazla bir süre geçtiği belirtilmiş, tesçil kararının onanması cihetine gidilmiştir.
5. Hukuk Dairesinin 25.5.1956 tarih, 2505/3195 sayılı ilamında ise: Dava konusu gayrimenkulün Toprak Tevzi Komisyonu tarafından devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlerden olarak Hazine namına tesbit edildiği belirtilmiştir, 4753 sayılı Kanunun 8 ve 10. maddeleri hükmünce bu kabil yerler bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Tarım Bakanlığının emrine girdiğinden kanunun yürürlük tarihi olan 15.6.1945 ten geriye doğru 20 senelik iktisap müddetinin tahakkuk edip etmediğinin araştırılması gerektiğine işaret olunmuştur.
5. Hukuk Dairesi Başkanının 18.12.1961 tarihli karşılık yazısında, 5. Hukuk Dairesince 20 senelik iktisap süresinin 4753 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 15.6.1945 tarihine kadar doldurulmuş olması gerektiği yolunda içtihat tesis edildiği ve fakat bu içtihattan dönülmesi ve el konulmuş arazi hakkında el koyma tarihine kadar, el konulmamış arazi hakkında dava tarihine kadar geçen sürenin hesaba katılması gerektiği yolunda bir görüş ve oybirliği husule geldiği bildirilmiştir. Aynı daire başkanının 31.5.1966 tarihli yazısında ise, daire başkanı ve üyelerinin değişmiş olması sebebi ile yeni kurulun evvelki mütalaaya iştirak etmediği ifade olunmuş ve gerekçeleri gösterilmiştir.
8. Hukuk Dairesi başkanının 24.9.1962 tarihli karşılık yazısında, dairece zilyetlik ile iktisap şartlarının dava tarihindeki duruma göre aranması gerektiğinin kabul edildiği bildirilmiştir.
Kurulumuzda iki dairenin ilamı arasında içtihat ihtilafı bulunduğu gibi 5. Hukuk Dairesinin eski içtihatları ile 18.11.1961 tarihli karşılık yazıda belirtilen temayülü arasında dahi içtihat uyuşmazlığı bulunduğu ve bunun giderilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Gerçekten 8. Hukuk Dairesi yüzölçüsü belli bir miktarı geçen gayrimenkuller hakkında vergi kaydı şartını ve bütün gayrimenkullerde zilyetlik süresini davanın açıldığı tarihe nazaran tahkiki gerektiği içtihadında bulunduğu halde 5. Hukuk Dairesi ilamında 4753 sayılı Kanunun, yürürlüğe girdiği 15.6.1945 tarihinde iktisap şartlarının tahakkuk etmiş olduğu aranmaktadır. Aynı dairenin bu içtihadından vazgeçme temayülünde bulunduğu ilk yazıda bildirildiği halde son yazıda eski içtihadın devam ettirildiği haber verilmiştir.
İşin esasına gelince; 4753 sayılı Kanunun 8. maddesinin a bendinde (Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan arazi) dağıtılacak arazi arasında gösterilmiş, 10. maddesinde de bu arazinin bu kanunun yürürlüğe girmesi ile Tarım Bakanlığının emrine gireceği belirtilmiştir. Bu kanun 15.6.1945 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Tarım Bakanlığı bu kanunun kabul ve ilan edildiği tarihte kanunu uygulayan kuruluşun bağlı bulunduğu bakanlık idi. Sonradan özel kanunlarla bu kanunu uygulayan Toprak ve İskan Genel Müdürlüğü önce Başbakanlığa, sonra İmar ve İskan Bakanlığına bağlandı. Köyişleri Bakanlığı kurulduktan sonra Bakanlar Kurulu kararı ile bu bakanlığın kuruluşları içine alındı.
Medeni Kanunun 641. maddesi uyarınca sahipsiz şeyler ile menfaati umuma ait olan mallar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Menfaati umuma ait olan mallar zilyetlikle iktisaba elverişli olmadığı için uyuşmazlığın konusunu yalnız sahipsiz arazi teşkil etmektedir. Medeni Kanunun 639. maddesinin 1. fıkrası uyarınca tapu sicilinde kayıtlı olmayan gayrimenkul zilyetlikle iktisap edilebilir. Zilyetlikle iktisaba engel olan husus tapu sicilinde kayıtlı olmaktır. Sahipsiz arazinin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunmuş olduğunun kabulü zilyetlikle iktisabına engel teşkil etmez. Tapuda kayıtlı olmaması, niteliği bakımından zilyetlikle iktisaba elverişli bulunmuş, zilyetliğin fasılasız, nizasız ve malik gibi belli bir süre devam etmiş olması ve Medeni Kanunun 639. maddesinde göz önünde tutulan diğer şartların tahakkuku iktisap iddiasının kabulü için yeterlidir.
Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki sahipsiz arazi üzerinde temliki tasarruf yetkisi prensip itibariyle belli usullerle Maliye Bakanlığına ait bulunmaktadır. 4753 sayılı Kanunun 10. maddesi ile sahipsiz arazinin Tarım Bakanlığının emrine verilmiş olması bu kanun, ek ve tadilleri ve bunların verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan ve çıkarılacak tüzük ve yönetmeliklerin uygulanması suretiyle Tarım Bakanlığınca muhtaç çiftçilere kolaylıkla intikalini sağlamak, dağıtım işini süratlendirmek ve başka devlet dairelerinin arazi dağıtmasını önlemek içindir. Şimdi Toprak ve İskan Genel Müdürlüğü Köyişleri Bakanlığına bağlandığı için sahipsiz arazi artık bu bakanlık emrine geçmiş bulunmakta, bunların dağıtım ve muhtaç çiftçi üzerine geçirilmesi işleri bu bakanlığın denetimi altında Toprak ve İskan Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.
Sahipsiz arazinin devletin hüküm ve tasarrufu altında çıkıp Tarım (Köyişleri) Bakanlığının emrine geçmiş olması o araziye menfaati umuma ait mal niteliğini bahşedemez. Bunun için o yolda bir tahsisin yapılmış olması gerekir. Bu itibarla da söz konusu edilen 10. madde hükmü zilyetlik süresinin hesabında etkili olamaz.
SONUÇ : Zilyedin olağanüstü zamanaşımına dayanan iktisap iddiasında zamanaşımı süresini tayinde 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanununun 10. maddesinin etkisi bulunmadığına, tescil davasında 15.6.1945 tarihine kadar devam eden zilyetlik süresinin değil, nizaın doğduğu zamana kadar devam eden zilyetlik süresinin 20 seneye varıp varmadığının araştırılması gerektiğine, zilyetliğin vergi kaydı ile dahi ispatı gereken hallerde niza tarihinden en az 10 sene önceki kaydın yeterli olacağına, niza dava ile doğmuş ise dava tarihinin, 4753 sayılı Kanun uyarınca toprak komisyonu tarafından el konulması ile doğmuş ise el koyma tarihinin, kadastro tahdidi veya tapulama tespiti ile doğmuş ise tahdit veya tespit tarihinin esas tutulacağına ve bu itibarla Yargıtay 8. Hukuk Dairesi ilamında belirtilen içtihat ile 18.12.1961 tarihli karşılık yazıda belirtilen yeni temayülün doğru olduğuma, 26.12.1966 tarihli toplantıda üçte ikiyi aşan oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
S.Olgaç
Gerekçede yer alması icap eder.Bazı hususlar sonucu alınmış.
N. Ozanalp :
Toprak komisyonunun el atması ile zilyetliğin kesilmesi, mükere konusu olmamıştır. Sonuçta yer alan bu yöne muhalifim.
N. Kejanlıoğlu :
Sonucta alttan 6,7. satırda yer alan husus müzakere konusu olmamıştı. Sonucta yer alan bu hususa muhalifim.