 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1958/29
K: 1959/1
T: 19.01.1959
DAVA : Bir mahalde heyeti teşkile salahiyetli başka hakimler mevcut ise heyetin bu hakimlerle teşkili icap edip ret, istinkaf gibi sebepler dolayisiyle davanın nakli cihetine gidilemiyeceği hakkındaki 1. Ceza Dairesinin 21.6.1955 tarih ve 2081/1969, 29.5.1957 tarih ve 1640/1827 ve tatilde nöbetçi 1. Ceza Dairesinin 9.8.1955 tarih ve 14419/13629 numaralı ilamları ile 3. Ceza Dairesinin 5.6.1958 tarih ve 4982/9142-9142, 15.5.1958 tarih ve 4947/8143 numaralı ilamları arasındaki içtihat ihtilafının halli C. Başmüeddeiumumiliğinin 9.6.1958 tarih ve 1344 sayılı yazılarıyla istenmekle ilamlar arasında mübayenet bulunduğu müşahede edildikten sonra keyfiyet Ceza Kısmı Umumi Heyetinde münakaşa ve müzakere olundu:
KARAR : Ceza Usulünün 8. maddesi hükmünce davaya bakmak salahiyeti suçun işlendiği yer mahkemesine aittir. Delillerin toplanması, tarafların ihtiyar edeceği zahmet ve külfet gibi hususlar nazara alınarak bu esas kabul edilmiştir.
Hakimin reddi talebini tetkikte de bu esasa riayet olunmuştur. Usulün 26. maddesine göre hakimin reddi talebine mensup olduğu mahkemece karar verilir. ancak reddolunan hakimin müzakereye iştirak edmemesinden mahkeme teşekkül edemezse bu taktirde diğer hakimi veya mahkemeye gidilir.
Davanın nakli bu esasın bir istisnasıdır. Davanın naklinden bahseden 141 inci maddede (salahiyetli hakim veya mahkeme, hukuki veya filili sebepler dolayısiyle kaza vazifesini ifa edemiyecek halde bulunursa) denilmiştir. İlamlardaki hadiselerde, nakledilen mahallerde heyeti teşkile salahiyetli başka hakimlerin mevcut olduğu ve bunun nakle karar veren mahkemelerce araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
367 numaralı kanun hükmünce Adliye Vekili Hakimlere ve Hakim Muavinlerine yetki vermek salahiyetini haizdir. Diğer hakimlere salahiyet verilmesinin sebebi bu kabil ihtiyaçları karşılamak içindir.
Mesele basite irca edilerek bir Sorgu Hakimine tatbik edildikte: Sorgu Hakimi izinli veya raporlu bulunduğu zamanlarda o mahalde yetkili diğer hakimlerin sorgu Hakimligi vazifesini ifa edecekleri şüphesizdir. Sorgu Hakiminin ret veya istinkafı vukuunda da yine vazifesinin yetkili diğer hakimler tarafından rüyet edilmemesi için hiçbir sebep mevcut değildir. Bu misal heyet halindeki hakimlere ve tatbik edilebilir.
Davanın nakli, salahiyetli hakimin bulunmaması, heyetin diğer salahiyetli hakimlerle teşkilinin imkansızlığı haline maksur kalması iktiza eder.
Heyetdeki ekalliyetin noktai nazarı davanın, yetki verilmiş olan diğer hakimlere gönderilmesi ve heyetin bunlarla teşkili tarafların teminatını zedeleyeceğinden ve durumun yeni bir heyet teşkili demek olacağından davanın aynı derecede diğer bir mahkemeye nakli icap edeceği merkezindedir. Halbuki yetki verilmiş hakimler de aynı salahiyeti haiz olduğundan meselenin tarafların teminatiyle bir alakası düşünülemez. Yetkili hakimlerin vazifesi muayyen meselelere münhasır bulunduğundan yeni bir heyet teşkili manasına da gelemiyeceğinden ekalliyetin mütalaaları ekseriyet tarafından kanun hükümlerine uygun görülmemiştir.
SONUÇ : Bir mahalde aynı salahiyeti haiz başka hakimler bulundukça davanın nakli cihetine gidilemiyeceğine ilk toplantıda reylerin üçte ikisini geçen ekseriyetiyle 19.1.1959 tarihinde karar verildi.