 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1957/15
K: 1958/5
T: 27.05.1958
DAVA : Temyiz Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi Reisliğince 1. Reisliğe yazılan 12.9.1957 tarihli yazıda haftanın altı günü sekizer saat çalıştıktan sonra tatil günü dahi sekiz saat çalışmış, ve böylece haftada ellialtı saat çalışmış bulunan işçinin tatil günü için alacağı paranın hesaplanma şekli hakkında Hukuk Umumi Heyetinin T/110 esas, 101 karar sayılı ve 28.9.1955 günlü kararı ile T/77 esas, 72 karar sayılı ve 19.9.1956 günlü kararı arasında birbirini tutmazlık bulunduğu bildirilmesi üzerine toplanan İçtihadı Birleştirme Büyük Heyetince kararlar arasında birbirini tutmazlık bulunduğu kabul edildikten sonra iş incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Söz konusu kararlardan birincisinde tatil günündeki sekiz saatlik çalışmasıyla haftalık çalışma müddeti 56 saate yükselen işçinin tatil günü alacağı paranın İş Kanununun 37. maddesiyle Büyük Millet Meclisi'nin bu maddeye ilişkin 255 sayılı tefsir kararı gereğince zamlı olarak hesaplanan gündelik ile 5837 sayılı kanun hükmünce hiç bir iş karşılığı olmaksızın tatil günleri için işçiye ödenecek gündeliğin tutarından ibaret olacağı kabul edilmişken kararlardan ikincisinde işçiye tatil günü çalışması karşılığı olarak sadece İş Kanununun 37. maddesiyle 255 sayılı tefsir kararı gereğince zamlı olarak hesaplanan gündelik ödeneceği ve 5837 sayılı kanunla kabul edilen gündeliğin verilmeyeceği esası benimsenmiştir. O halde kararlar arasında birbirini tutmazlık açıktır.
İşin esasının anlaşılması için işçilere ödenmesi gerekli fazla çalışma gündeliği ile tatil gündeliğinin ne şartlar altında ödeneceğinin anahatlarıyla hatırlatılması uygun olacaktır.
A) İş Kanununun 35. maddesi hükmünce işçi kaide olarak haftada en çok 48 saat çalışacaktır, lakin adı geçen kanunun 37. maddesi hükmünce bir takım zaruretler dolayısıyla, muafakatı ile ve yılda 90 günü ve günde üç saati geçmemek üzere fazla çalışma ile mükellef tutulabilirse de her bir saat fazla çalışma karşılığında gündeliğinin sekizde birinin ve bunun yüzde yirmibeşten yüzde elliye kadar zammının tutarını alır ki bu ücret, fazla çalışma gündeliğidir.
B) 5837 sayılı kanun ile işçinin hiç bir çalışma karşılığı olmaksızın hafta tatili gününde, diğer günlerde sekiz saatlik çalışma için aldığı asıl gündeliğin yüzde ellisine hak kazanacağı kabul edilmiş ve 5837 sayılı kanunun bazı maddelerini değiştiren 6734 sayılı kanunla bu nispet, asıl gündeliğin yüzde yüzüne çıkarılmıştır ki buna tatil gündeliği denilmektedir.
Burada halledilecek mesele, haftanın altı günü, sekizer saat çalıştıktan sonra tatil gününü de çalışarak geçirmiş ve böylece haftada (48 saat yerine) ellialtı saat çalışmış bulunan işçiye tatil günü çalışmasına karşılık ödenecek gündeliğin sadece fazla çalışma gündeliği mi, yoksa fazla çalışma gündeliği ile tatil gündeliğinin tutarından ibaret olan gündelik mi olacağıdır. Aşağıda bildirilen sebeplerle ilk kararın kanuna uygun olduğu neticesine varılmıştır.
1) Türkiye Büyük Millet Meclisinin 255 sayılı ve 11.11.1953 günlü ve İş. Kanununun 37. maddesine ilişkin bulunan tefsir kararında aynen (Kanunda başkaca sarahat bulunan ahval müstesna olmak üzere haftada 48 saatlik normal mesainin dışındaki hukuki ve fiili her türlü mesai, fazla mesai olup işçiye de bu sebeple fazla ücret ödenmesi icap eder) denilmektedir. Bu kararın ne sebeple verilmiş olduğu araştırıldığı takdirde Büyük millet Meclisi reisliğine Başvekaletçe gönderilen 28.1.1953 günlü tezkereye ekli Gümrük ve İnhisarlar Vekaleti'nin 16.12.1952 günlü yazısında pazar günleri çalışmasıyla 48 saatlik en yüksek çalışma haddinin aşıldığı kabul edilmekle beraber İş Kanununun 37. maddesinde ve fazla saatlerle çalışma nizamnamesinde hedef tutulan fazla çalışmanın sadece haftanın tatil günü olmayan altı günü içindeki zamanda ve günlük 8 saati aşan çalışmadan ibaret olduğu, buna rağmen iş davalarını gören İstanbul Asliye 14. Hukuk Mahkemesinin 8.12.1951 günlü kararında haftanın altı gününde çalışmış olan işçinin yedinci günündeki sekiz saatlik çalışmasının dahi İş Kanununun 37. maddesinin şumulüne giren bir fazla çalışma olduğu kabul edilerek verilen kararın Temyiz Mahkemesi Ticaret Dairesince tasdik edildiği belirtilerek zamlı ücrete esas olacak çalışmanın mahkeme kararında kabul edilen şekilde bir çalışma olup olmadığının tefsir yoluyla bildirilmesi istenilmektedir ve müzekkereye ekli olan iş mahkemesi kararında gerçekten pazar günündeki sekiz saatlik çalışmanın dahi fazla çalışma olduğu kabul edilmiş bulunmaktadır. (Büyük Millet Meclisi zabıt ceridesi devre 9 cilt 25 - 1 Kasım 1953'den 30 Kasım 1953'e kadar S. sayısı 252, Sayfa 1 ila 4).
Başvekalet tezkeresi üzerine Meclisce kurulan geçici komisyonun esas 3/437, karar 10 sayılı ve 3/12/1953 günlü raporunda haftada altı gündeki 48 saatlik çalışmanın dışına çıkan pazar çalışmasının kanunun hafta tatilinde çalışılmasını yasak ettiği, cihetle hukuki bakımından fazla çalışma sayılamayacağı fakat fiili bakımdan fazla çalışma olan pazar çalışmasının İş Kanununun 37. maddesinin şumulü dışında kaldığının düşünülemeyeceği, kanunun müsaade ettiği haftanın iş günlerindeki fazla çalışma için dahi işçinin her günün dinlenme saatlerinin bir kısmından mahrum edilmesine karşılık İş Kanununun 37. maddesiyle zamlı ücret ödenmesi derpiş edilmiş iken aynı mahiyette korunma konusu olan ve hatta işçinin çalıştırılmasına hiç cevaz verilmeyen ve çalıştırana ceza verilen pazar gününde yaptırılan 48 saatlik çalışmaya bu 37. maddede bildirilen fazla ücretin verilmesinin kanun tarafından evleviyetle hedef tutulduğu, pazar günü çalışmasının hukuki bir çalışma olmayıp sadece fiili bir çalışma olmasının işçinin verdiği fazla emek ve neticede hak etmesi gerekli fazla ücret bakımından hiç bir önemi olmadığı esasına dayanılarak neticede 3008 sayılı İş Kanununun 38. maddesinde olduğu gibi kanunda işin mahiyetine ve karşılığına ilişkin açık hüküm bulunan haller müstesna olmak üzere çalışma günlerine taksim edilmek üzere adı geçen kanunun 35. maddesiyle konulmuş olan haftada 48 saatlik normal çalışma dışındaki hukuki ve bilhassa fiili çalışmanın evleviyetle fazla çalışmadan sayılması ve işçiye ücretinin 37. madde gereğince ödenmesi kanunun ruhuna, gaye ve maksadına uygun bulunduğundan, haftanın diğer bir gününde tatil verilmeksizin işçiye pazar günü yaptırılan çalışma ve bunun ücreti hakkında 37. maddenin teklif edildiği şekilde tefsiri gerektiği hükmüne varılmış ve Meclisce olduğu gibi kabul edilen ve yukarıya örneği çıkarılan tefsir metni teklif olunmuştur. (Büyük Millet Meclisi zabıt ceridesi devre 9 - cilt 25 - 1 Kasım 1953'den 30 Kasım 1953'e kadar S. sayısı 252).
Bütün bu açıklamalara göre, İş Kanununun 37. maddesine ait tefsir kararının esas hedefi, haftanın altı gününde çalışmış olduğu halde yedinci tatil gününde ve hususiyle pazar gününde çalıştırılmış bulunan bir işçinin pazar günündeki sekiz saatlik çalışmasının fazla çalışma mahiyetinde olduğu ve bu bakımdan işçinin pazar günündeki sekiz saatlik çalışmasına karşılık adı geçen 37. madde hükmünce zamlı ücrete hak kazanacağıdır.
2) Memleketimizde ücretli hafta tatili esasını kabul eden 5837 sayılı kanun ise hafta tatili gününde kanun hükümlerine aykırı olarak veya kanunun bir müsaadesine dayanılarak çalıştırılmış olan işçiye hafta tatili günü çalışmış olmasına karşılık ne esaslar uyarınca ücret ödeneceğini gösteren umumi bir hükmü ihtiva etmemektedir. O kanunun hafta tatiline ait hükümleri, hafta tatili günü için her hangi bir emek karşılığı olmaksızın işçiye belli bir para ödenmesini sağlama maksadıyla konulmuştur. Ve o kanunda bu paraya (hafta tatili ücreti) denilmektedir madde 2). Gerçekten, bu kanunun hafta tatilini ilgilendiren maddeleri, birinci, ikinci, dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci, sekizinci, dokuzuncu, onikinci maddeleridir. 1. madde, İş Kanununun tatbik edilmekte olduğu iş yerlerinde haftanın tatilden önceki günlerinde devamlı olarak çalışmış bulunan işçilere çalışmadıkları hafta tatili günü işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın ücret ödeneceğini, beşinci madde, hafta tatili kanununun 4, 5 ve 6. maddeleri gereğince pazar günleri açık olan işyerlerinde çalışıp haftanın diğer bir günü çalışmayan işçilere de bir iş karşılığı olmaksızın ücret ödeneceğini, ikinci madde hafta tatili ücretine hak kazanabilmek için birinci madde hükmünde aranılan devamlı çalışma şartının manasını ve müstesnalarını, dördüncü madde, devletin idare ve murakabesi altında bulunan veya devlet hesabına işleyip de Milli Savunma ile ilgili olan müesseselerde hafta tatilinden istisna edilen işçilerin çalıştıkları hafta tatili günü için bir misli tutarında fazla ücrete hak kazanacaklarını, altıncı madde, iş kazaları ile meslek hastalıkları, hastalık ve analık sigortaları kanunları gereğince işçi sigortaları kurumundan iş göremezlik ödeneği alan işçilere hafta tatili günleri için dahi iş göremezlik ödeneği verileceğini, yedinci madde, saat veya parça hesabıyla veya götürü olarak çalışılan işlerde o hafta içinde kazanılan ücretin aynı hafta içinde çalışılan iş günlerine bölünmesi sonunda bulunacak ücretin ve hafta, 15 gün veya ay hesabiyle ücret alarak çalışan işçilere beher çalışma gününe karşılık olan ücretin hafta tatili ücreti olarak verileceğini, sekizinci madde, aylık ücret alan işçilerin hafta tatili günü çalıştıkları hallerde tatil günlerine ait ücretlerinin ayrıca ödeneceğini, dokuzuncu madde, fazla çalışma karşılığı olarak alınan ücretlerin ve primlerin ve hazırlama, temizleme işlerinde normal çalışma saatleri dışında çalışan işçilerin bu şekildeki çalışmaları sebebiyle aldıkları ücretlerin tatil ücretinin hesabında göz önünde tutulamayacağını ve nihayet on ikinci madde ise bu kanunun tatbiki dolayısıyla önceden işçilere ödenmekte bulunan ücretlerde hiç bir indirme yapılamayacağını, bu kanunun hiç bir hükmünün işçilere hafta tatili günlerinde ücret verilmesi hakkındaki daha elverişli menfaatler sağlayan kanun, mukavele veya adetlerden doğan müktesep haklara halel getirmeyeceğini bildirmektedir.
Kanunun dördüncü maddesi, işçinin pazar günü çalışmış olduğunu derpiş ederek bir hüküm koymuş ise de o hükümde de işçinin pazar günkü çalışması karşılığında ne esaslara göre para alacağını değil ve fakat çalışarak istirahattan mahrum kalmış bulunması dolayısıyla ne esaslara göre hafta tatili ücreti alacağını tayin etmiştir. Bütün bu metinlerden çıkan netice, 5837 sayılı kanunun işçinin pazar günü çalışması halinde bu çalışmasının karşılığında ne esaslara göre ücret alacağını bildirmeyi konu dışında bırakıp sadece işçinin hafta tatili günü çalışmaksızın ücret alacağını ve bu ücretin nasıl hesaplanacağını hedef tutarak yalnız bu cihetlere ait hükümler koymuş bulunmasıdır. Bu itibarla, işçinin pazar günü çalışmış olması halinde çalışması karşılığında ne kadar para alacağı meselesini 5837 sayılı kanun hükümlerine dayanarak halletmeye ve 5837 sayılı kanunun herhangi bir hükmünün İş Kanununun veya akitlerinin çalışma karşılığı ücret hakkında işçi lehine koyduğu bir hükmü takyit ettiği şeklinde manalandırılmasına imkan yoktur.
3) Gerek İş Kanununun haftalık çalışma müddetini en çok 48 saat olarak sınırlandıran hükmü ile haftada 48 saatten fazla çalışma halinde fazla saatler için zamlı ücret esasını derpiş eden 37. maddesinin hükmünün, gerekse işçilere ücretli hafta tatili sağlayan 5837 sayılı kanunun kabul edilmesindeki gayeler araştırıldığı takdirde, bu gayelerin aynı alması halinde hükümlerin birbirini kayıtlandırdığı neticesine varılacağı gibi, gayelerin ayrı olması halinde de bu hükümlerin birbirinden ayrı olarak tatbik olunacağı neticesine varılacaktır. Bu sebeplerle bunların gayeleri de araştırılmalıdır.
a) İnsan gücünün uzun zaman işe yarar halde bulunması ve iş hayatı emrinde uzun zaman ve verimli olarak netice verebilmesi ve işçinin kendisine ve ailesine ait maddi ve manevi ihtiyaçlarını ve hususiyle kültürel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için yüzyıllar boyunca yapılan araştırma ve denemeler sonunda tesiri itibariyle birbirini tamamlayıcı ve fakat haddizatında birbirinden ayrı iki tedbirin iş hayatında tatbikinin zaruri olduğu anlaşılmıştır. Bunlardan birisi işçinin günde ve dolayısıyla bir hafta içinde belli saatten fazla çalıştırılmaması, diğeri ise her işçinin haftanın bir gününde mutlak şekilde çalıştırılmaması...
b) Bir hafta içinde kanunun kabul ettiği en çok çalışma zamanı olan 48 saatten fazla işçinin çalıştırılmaması ve böylece işçinin sağlığının ve verim kabiliyetinin korunması ve işçinin fazla çalıştırılması zarureti bulunan hallerde dahi fazla çalışılacak saatlerin sayısının yine kanunun tayin ettiği en yüksek haddi aşmaması ve fazla çalışma saatlerinde işçi normal saatlerdeki çalışmadan daha fazla yorulacağından bu fazla yorulma karşılığının zamlı ücret şeklinde ödenmesi maksadıyla İş Kanununun 35, 36 ve 37. maddeleri konulmuştur.
c) Hafta tatili mecburiyeti, 394 sayılı hafta tatili kanunu ile kabul edilmiş ve ayrıca İş Kanununun 35. maddesinin çalışma günlerinin haftanın altı gününden ibaret olacağını esas tutan hükmü ile teyit olunmuştur. Çalıştığı günlerin karşılığı olan kazancının ancak o günlere ait olan masraflarını karşılayacak derecede az olması itibariyle tatil gününü yokluk içinde geçirmeye mecbur kalan ve bu itibarla tatil gününde bir iş bulup çalışma yolunu arayan işçinin hafta tatilini iç rahatlığı ile geçirerek herkes gibi dinlenmesini sağlamak üzere iş günlerindeki kazancının tatil günleri içinde işçiye ödenmesi uygun görülmüş (Büyük Millet Meclisi tutanak dergisi devre, 9, cilt 9, 2/7/1951- 10/8/1951 Meclis zabıtları ve bunun eklerinden olan S. sayısı 278'deki teklif ve raporlar) ve bu gayeye erişmek üzere 5837 sayılı kanun kabul edilmiş ve kanunun ilk şeklindeki hafta tatili ücretinin miktarı 6734 sayılı kanunla artırılarak gayeye uygun hükümler konulmuştur.
ç) Fazla çalışma ücretine ait hükümlerin gayesi, işçinin haftada belli saatten fazla çalışması dolayısıyla fazla yorgunluğunun karşılanması, ücretli hafta tatiline ait hükümlerin gayesi ise işçinin çalışıyormuş gibi ücret almasını ve haftada bir gününü rahatça geçirmesini sağlama olduğu cihetle her iki kısım hükmün gayeleri, birbirinden müstakil bir mahiyet arzediyor demektir. O halde bir hadisede her iki hükmün de tatbik şartları gerçekleştiği takdirde her iki hükmün de tatbiki zaruri olur.
IV) Haftanın altı günü sekizer saat çalışmış bulunan işçinin pazar günü dahi sekiz saat çalışmış olması halinde pazar çalışmasının İş Kanununun 37. maddesi hükmünce fazla çalışma sayılarak sekiz saatlik pazar çalışması ücretinin zamlı olarak ödenmesi, 1. bentte açıklanan 255 sayılı tefsir kararı hükümlerindendir. Aynı pazar günü işçiye hiç bir emek karşılığı olmaksızın tatil ücreti ödenmesi ise 5837 sayılı kanunun 1. ve 2. maddesi hükümlerindendir. O halde işçiye pazar çalışmasının karşılığı (fazla çalışma karşılığı olması sebebiyle) zamlı olarak ödenecek ve tatil ücreti de 5837 sayılı kanun hükümlerince hesaplanarak ödenecektir. Bunun aksinin kabulü, haftanın bütün günlerini çalışmakla geçiren işçinin fazla çalışma ücretini alması ve hafta tatilinden mahrum kalmış olduğu halde altı günlük çalışması neticesinde bir iş karşılığı olmaksızın almaya hak kazandığı tatil ücretinden de mahrum edilmesidir. Halbuki 5837 sayılı kanun işçiyi her hangi bir hakkından mahrum etmek için değil, belki ona daha önce tanınmamış olan bir hakkı tanımak ve onun iktisadi durumunu eskisine nazaran düzeltmek maksadıyla konulmuş bulunmaktadır. İşçinin pazar çalışmasının fazla çalışma olması sebebiyle zamlı ücret almış olması halinde artık başka bir istekte bulunamayacağını kabul etmek, şöyle garip bir neticeye de ulaştıracaktır: 5837 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinden önce haftanın yedi günü çalışıp İş Kanununun 37. maddesi hükmünce pazar günleri çalışması için zamlı ücrete hak kazanmış olan bir işçi, işçiye o tarihe kadar mevcut olmayan yeni bir ücret sağlayan 5837 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinden sonra dahi aynı şekilde haftanın yedi gününde çalıştığı halde pazar günleri için aynı parayı almakta devam edecektir ve bunun gelirinde bir artma olmayacaktır.
V) Kanun koyucuya İş Kanunlarını kabul ettiren tarihi sebepler ve bunlar arasında iktisadi durumca zaif olan işçiyi iktisadi durumu daha kuvvetli olan işverene karşı özel şekilde koruyacak içtimai muvazeneyi ve cemiyetin sükununu sağlama hedefi ve hukuk hükümlerinin tefsirinde lafzın gayenin ışığı altında manalandırılmasının gerektiği göz önünde tutulunca, iş hukukuna ait hükümlerin tefsirinde tereddüt halinde işçinin lehine olan hal şeklinin kabul edilmesi, iş hukukunun ana kaidelerinden olduğu neticesine varılır. Zaten mahkemelerin iş hukuku tatbikatında bu esas benimsenmiş bulunmaktadır. Hadiseye tatbiki gerekli metinler incelenince hemen hemen tereddüde yer olmamakla beraber, bir tereddüdün söz konusu olabileceği kabul edilse dahi,
heyetçe varılan netice, burada hatırlatılan tefsir esasına da uygun bulunmaktadır. Netice;
SONUÇ : Haftanın altı günü çalışmış bulunan işçinin tatil günü dahi çalışmış olması sebebiyle hem İş Kanununun 37. maddesi hükmünce fazla çalışma gündeliğine, hem de ücretli hafta tatiline ait 5837 sayılı kanun ile 6734 sayılı kanun hükmünce hafta tatili gündeliğine hak kazanacağına 67 reyin ittifakıyla ve 27.5.1958 tarihli birinci toplantıda karar verildi.