 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1957/12
K: 1959/3
T: 21.01.1959
DAVA : İftira suçundan maznun olan kimsenin bu suçu inkar etmesinin ceza tatbikatında rücu sayılıp sayılmıyacağı hakkında Temyiz Mahkemesi Ceza Umumi Heyeti'nin 10.12.1956 tarih, 4/177 Esas, 183 Karar, tebliğname 6/5432 sayılı ilamı ile 4. Ceza Dairesi'nin 29.4.1947 tarih, 5017 E. 6524 K. sayılı ve yine 29.1.1951 tarih, 541 E. ve 541 K. sayılı ilamları arasında mübayenet ve içtihat ihtilafı istendiğinden bu baptaki ilamlar ve evrak okundu, Azadan bir kısmının meselenin tenevvürü bakımından ait olduğu dosyaların mahallinden celp ve tetkiki reyine karşı evrak arasında mevcut 13.8.1954 ve 16.4.1955 tarihli hazırlık tahkikatında ve duruşmada talimat yoluyla mesbut ifade suretlerine 17.2.1957 tarihli Kurdalan, 25.4.1955, 30.4.1956 tarihli Kemaliye Asliye Ceza Mahkemeleri kararları suretine ve ilamlar mündericatına göre dosyaların celbine mahal olmadığına ekseriyetle ve Ceza Umumi Heyeti ile, ceza dairesi ilamları arasında içtihat ihtilafının mevcudiyetine ittifakla karar verildikten sonra işin esası toplanmış bulunan İçtihadı Birleştirme Büyük Heyeti'nce tetkik ve müzakere ve aşağıda yazılı karar tespit edildi.
KARAR : "İnkar gerek lügat manasiyle, gerek hukuki terim olarak müsnet suçun her veçhile ademi kabulüne delalet eyler. İftira suçunda rücu, hakikata dönmek, mağdur hakkındaki ihbarın varit olmadığını açıklamak ve binnetice suçu kabul etmektir. Kanunun rücu dolayisiyle cezadan indirmeyi gerektirdiği bir halde, inkarla, ahlaki reddetinde ısrar eden münkiri faydalandırmanın düşünülemiyeceği derkardır. Türk Ceza Kanunu'nun 289. maddesi hükmünden de rücuan bir bakımından hakikatı ifadeyi tazammun ettiği anlaşılmakta ve binaenaleyh sarih ve tereddütten ari şekilde beyanı 285. madde hükmü iktizasından bulunmaktadır. Netice :
SONUÇ : İftira suçundan inkarın rücu olarak ad ve kabul edilemiyeceğine 21 Ocak 1959 tarihinde ittifakla karar verildi.