 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1954/18
K: 1954/23
T: 10.11.1954
Temyiz Mahkemesi Hukuk Umumi Heyetinin 30.12.1953 tarih 110 esas 105 karar numaralı ilamiyle Ticaret Dairesinin 15.2.1954 tarih 5500 esas, 903 karar sayılı ilamı arasındaki mübayenetin halli gerekli görülmesine mebni toplanan Tevhidi İçtihat Büyük Heyetinde keyfiyet müzakere olundu.
KARAR : Müzakereye mevzu olan mesele: Devlet Demir Yolları ve Limanları İşletme Umum Müdürlüğü memurları için bir takım derece ve bu derecelerin muadili ücretler tespit etmiş olan 2847 Sayılı Kununun meriyeti zamanında İdarede vazife gören Memur ve Müstahdemlerin bu yeni derecelere intibakları yapıldıktan sonra intibaklarda hata edildiği idarece kabul edilerek vaki hataların tashihi sebebiyle bu tashihten mütevellit maaş farklarının tahsilinin Memur tarafından dava edilmesi halinde Memurun idarece yapılan tashihin yanlışlığını sonradan iddia edip edemeyeceği hususudur.
Hukuk Umumi Heyeti ilamiyle ( Memurun evvelce İdare alyhine açtığı alacak davasında idarenin intibak muamelesindeki hatasını düzelttiğini kabul ve beyan eylemiş olması, o muameleye bir sıhhat izafe edemeyeceği gibi, kanunun mutlak surette tatbikini emreylediği hususatının hakikatta tatbik edilmediği halde, davacı tarafından yanlışlıkla tatbik edilmiş gibi tavsif ve beyan edilmesi kanuni manada bir kabul ve feragat mahiyetinde bulunmadığı, binaenaleyh Ticaret Dairesinin bozma kararının yerinde olduğu ) mucip sebebiyle ısrar kararı bozulmuştur. Ticaret Dairesi ilamında ise Memur tarafından ikame edilen dava ile Demir Yollarınca 945 tarihinde yapılan tashihin kabuliyle bu tashihten mütevellit maaş farklarının tahsili dava edilmiş ve mezkur dava derdesti rüyet bulunmuş olmasına göre 945 senesinde yapılan tashih, bu şekilde kabul edildikten sonra bu tashihin de yanlış olduğu beyaniyle yeniden dava açılmasına kanun hükümlerinin müsait bulunmadığı belirtilmiştir.
Yukarıya dercedilen hulasalardan anlaşılacağı veçhile bu iki ilamdan Hukuk Umumi Heyeti ilamında Memurun idarece yapılan tashihe müsteniden dava ikamesi diğer haklarından feragati tazammun etmediği, Ticaret Dairesi ilamilede bunun tamamen aksine olarak Memurun idarece yapılan tashihe müsteniden maaş farklarının tahsilini istemesi tashihin doğruluğunun kabulü ve ayrıca dava ikamesinden feragati tazammun ettiği içtihat edilmiş olduğundan iki ilam arasındaki mübayenet açıktır.
Umumi hayat telakkilerine göre bazı fiil ve hareketlerden bir hukuki neticeye matuf zımni bir iradenin izhar edilmiş olduğu kabul olunabilirse de; idareden hakkının talep eden bir memurun bu şekilde tezahür eden irade beyanından diğer haklarından vazgeçtiği yolunda bir irade izhar ettiği neticesine varılamaz. Zira, bir hakkın istifası hususunda izhar edilen irade yalnız o hakkın yerine getirilmesi gayesine müteveccihtir, diğer cihetten bir kısmı hakkının istifasının talep, eden davacı hak sahibine diğer haklarından vazgeçme iradesinin izafe edilebilmesi için irade izharı anında hakkının mevcudiyetine vakıf olduğunun ve iradesini mevcut olduğunu bildiği haklarından feragata matuf olarak izhar ettiğinin irade beyanından anlaşılması lazımdır. Halbuki, davacı, alacak iddiasını dermeyan ettiği anda diğer haklarının davalı tarafından ihlal edildiğinden haberdar değildir. Zira, kanunla tespit edilmiş olan haklarının idare tarafından yerine getirileceği hususunda bir inanca sahip olan davacının intibak hatasının tashihinden mütevellit maaş farklarını isterken Demir Yolları İdaresinin diğer haklarını tanımadığını veya ihlal ettiğini derpişedemez. Bu itibarla birinci davayı açan Memurun diğer haklarından vaz geçtiğini vazıh bir şekilde gösteren bir irade izhar ettiği anlaşılmadıkca mücerret idarece yapılan tashihe müsteniden ikame edilen davadan Memurun diğer haklarından vaz geçtiği yolunda bir irade izhar etmiş olduğu neticesine varılamaz.
Netice;
Demir Yolları İdaresince yapılan intibak hatasının tashihi dolayisiyle maaş farklarının tahsilini dava eden Memurun diğer haklarından vaz geçtiğini gösteren başka bir fiil ve hareketi sabit olmadıkca diğer haklarından feragat etmiş olduğunun kabulü caiz bulunmadığına ve Hukuk Umumi Heyeti kararının bu itibarla kanuna uygun bulunduğuna 10.11.1954 tarihinde üçte ikiyi geçen ekseriyetle karar verildi.
AYKIRI GÖRÜŞ
Vedat Ardahan
İntibak kanunu hükmidir. Davacı kendi hakkında yapılan intibakda bir yanlışlık varsa bunu bilerek ilk davayı açmış ve yalnız intibak sebebile ücret farkını istemiş olduğuna göre yanlışlığı kabul ve buna istinat edecek tazminat talebinden zımnen feragat etmiş durumdadır. İlk dava sonunda tazminat mahiyetinde bulunan ücret farkına hüküm aldıktan sonra intibakın yanlışlığından bahsile yeniden tazminat istemeğe hakkı olamaz reyindeyim.