 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1954/12
K: 1957/21
T: 05.06.1957
DAVA : Devlet ve resmi daire ve müesseseler hesabına tahsil etmek üzere her çeşit okullara devam etmekte iken tahsillerin ikmal etmeden kendi kusurları yüzünden okuldan ihraç edilen öğrencilerle muhik bir sebep olmaksızın tahsilini terk eyleyen öğrencilerden ve yine bunlardan tahsillerini ikmal ettikten sonra kanun ve taahhütnameleri gereğince muayyen süre ile ifasına mecbur oldukları hizmetten kendi kusurları sebebiyle ihraç olunanlarla haklı sebep olmaksızın mecburi hizmet süresini itmam etmeden bu hizmeti terk edenlerden aranılan okul masraflarına taalluk eden faizin, ilgili kanun ve taahhütnamede faizin mebdei açıkça gösterilmediği takdirde, masrafın tahakkuk yani sarf tarihinden mi, veyahut mükellefiyetin ihlal edildiği yani okul ve hizmetten ilişiğin kesildiği tarihten mi, yürütülmesi gerektiği hususunda Temyiz Mahkemesi Hukuk Umumi Heyetinin 22.9.1954 gün ve 3/110 E. 112 K. sayılı ve Temyiz Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'nin 3.11.1949 gün ve 5968/5632 sayılı ve 26.4.1951 gün ve 4119/3249 sayılı ve 13.11.1952 gün ve 6681/4929 sayılı ve 17/12/1954 gün ve 6884/5307 sayılı ve 16.1.1956 gün ve 56/161 sayılı Temyiz Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin 13.4.1953 gün ve 3968/2683 sayılı ve 6.7.1953 gün ve 6565/4557 sayılı ve 6.7.1953 gün ve 6567/4558 sayılı ilamları arasında hasıl olan içtihat ihtilafının halli ilgililerce talep edilmiş olduğundan keyfiyet İçtihadı Birleştirme Büyük Umumi Heyetinde müzakere olundu:
KARAR : Okul masrafları, kanuni bir hüküm veya öğrenci tarafından verilmiştir. Taahhütname mevcut olduğu takdirde, okuldan ihraç veya tahsili terk veya mecburi hizmetten ihraç veya mecburi hizmeti terk halinde ödenmesi gereken masraflardandır. Bu hususda kanuni bir hüküm veya taahhütname mevcut değilse öğrenci bu masraflarla ilzam edilemez. Görülüyor ki, okul masrafları hususi hukukta müşahede edilen masraflar gibi esasen ödenmesi lazım gelen masraflardan değildir. Kezalık bu masraflar, tahakkuk ve sarf tarihinden itibaren behemehal lüzum ifade eden masraflardan olmayıp öğrencinin okuldan veya mecburi hizmetten ihraç veyahut okulu veya mecburi hizmeti terk etmesi halinde lüzum ifade etmektedir. Nitekim okulu ikmal ve mecburi hizmetini ifa eyleyen öğrenci hiç bir masrafla sorumlu tutulamaz. Bu mahiyetteki, aslen lüzum ifade etmeyen ve kanuni hüküm veya taahhüdün mevcudiyeti halinde dahi bidayeten edası lazım olmayan bir masrafa ait faiz mebdeinin, kanun ve taahhütnamede tahakkuk ve sarf tarihinden itibaren faiz yürütüleceği hakkında bir sarahat mevcut olmadıkça, tahakkuk ve sarf tarihine ircaı kabul edilemez. Diğer taraftan öğrencinin okulu ikmal ettikten sonra bir müddet mecburi hizmetini ifa eylemesi yani kısmen edada bulunması halinde masraftan ifa edilen hizmet süresine nispet dairesinde isabet eden kısmının tenzili icap eder. Bu takdirde faiz mebdeinin masrafın tahakkuk ve sarf tarihine ircaı, kısmen eda olarak kabul ve öğrencinin tazminatla sorumlu olmasını gerektiği iltizam edilen süre için dahi faiz yürütülmüş olmasını tevlit eder ki, bu netice adalet ve hakkaniyet kaideleri ile bağdaşamaz.
Demek oluyor ki, hususi hukukun derpiş ettiği masraf ve tazminatlardan mahiyeti ve bünyesi itibariyle farklı olan okul masraflarına sözü geçen hususi hukuk sahasındaki masraf ve tazminatlarla müteferri hükümlerin ve bu meyanda masraf ve tazminat faizlerinin masrafın sarf ve tazminatın tahakkuk tarihinden itibaren yürütüleceği esas ve prensibinin aynen tatbikine hukuki imkan yoktur. Okul masraflarının kendi bünyesi icaplarına ve bu konuda taraflar arasında mevcut münasebetin mahiyetine uygun bir şekilde mütalaası ve bu esas göz önünde tutularak muktazi hükümlerin istihracı zaruridir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı sebeplere binaen devlet ve resmi daireler ve müesseseler hesabına tahsil etmek üzere her çeşit okullara devam etmekte iken tahsillerini ikmal etmeden kendi kusurları yüzünden okuldan ihraç edilen öğrencilerle muhik bir sebep olmaksızın tahsilini terk eyleyen öğrencilerden ve yine bunlardan tahsillerini ikmal ettikten sonra kanun veya taahhütleri gereğince muayyen süre ile ifasına mecbur oldukları hizmetten kendi kusurları sebebiyle ihraç olunanlarla haklı sebep olmaksızın mecburi hizmet süresini itmam etmeden bu hizmeti terk edenlerden aranılan okul masraflarına taalluk eden faize, ilgili kanun veya taahhütnamede faiz mebdeinin masrafın tahakkuk veya sarf tarihi olduğu açıkça kayit ve irae edilmemiş olan hallerde, mükellefiyetin ihlal kılındığı yani öğrencinin okul ve hizmetten ilişiğinin kesildiği tarihten itibaren hükmedilmesi gerektiğine ve Temyiz Mahkemesi Hukuk Umumi Heyeti ile Temyiz Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi içtihatların isabetli olduğuna ilk toplantıda üçte iki ekseriyetle 5.6.1957 tarihinde karar verildi.