 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1948/28
K: 1949/5
T: 13.04.1949
DAVA : Her ne kadar; Hadisede borçlu tarafın karra tashihi istemi üzerine dairece ittihaz olunan 31.1.1947 tarihli kararda alacaklı şirket aleyhine Danıştay'a dava açıldığı anlaşıldığı; ve bir alacağın nizalı olması takas istemeye mani bulunmadığı cihetle bu iddianın nazara alınması lazım geleceği mucip sebebiyle merci kararı bozulmuş iken bozmaya uyularak verilen kararın da alacaklı şirket vekili tarafından temyiz olunmasına binaen; Danıştay'a açılan dava müeccel bir alacağa taalluk ettiğinden böyle bir alacakta takas şart ve unsurunun mevcut bulunup bulunmadığı göz önünde tutularak gerekli inceleme yapılması noktasından 13.5.1948 tarihli kararla merci kararı tekrar bozulmuş ise de, ikinci kararda; sözü geçen 31.1.1947 tarihli kararın ittihazına saik olan keyfiyetin; Orman işlerinde kullanılan zarar ve ziyan tabirinden usulsüz katiyyat veya tahribat yapılmış olmasının kastedilmesi ve böyle bir davaya konu teşkil eden alacağın da muaccel sayılması telakki ve zehabiyle nizalı alacakların dahi takası istenmek caiz bulunduğu sonucuna varılması; sebep teşkil edip halbuki; açılan davanın şirketin yüklendiği borçları ifa etmemesinden doğan her türlü zararları aramak hakkı mahfuz kalmak üzere şimdilik tetkiki tamamlanan sahalara münhasır olarak şüceyrat enkazı temizliği ile teşcir masrafının istenmesinden ibaret blunuduğu dosyada mevcut Danıştay Başkanlığının 26.5.1947 tarihli cevabından anlaşılması üzerine davanın mahiyeten müeccel bir alacğa taallukunun tahakkuk etmesi sebebiyle 13.5.1948 tarihli kararla; Merci kararının bozulduğu izahan beyan edilmiş olmasına göre daire ilk defa verdiği karardan sonradan dönmüş olmayıp; ancak sözü geçen kararın alınmasına; Danıştay'a açılan davanın ifade olunan müphem şekli; ve ikinci kararın alınmasına da davanın; Danıştay Başkanlyığının cevabiyle tezahür eden hakiki mahiyeti hakim olmuş bulunmaktadır. Bu sebeple 31.1.1947 tarihli kararın gerekçe ve neticesi davanın o zamanki telakki ve tefehhüm tarzına göre kendi mevzuuna ve 13.5.1948 tarihli kararın gerekçe ve neticesi ise; işbu davanın ahiren vuzuh ve sarahat kespeden şekline göre kendi mevzuuna mühhasır kalması icabedeceğinden her iki karar arasında mübayenet vardır, denilemez. Çünkü; her iki kararda maddi mesele ayrıdır. Ve kararlarda ayrı olan meseleler üzerine ittihaz olunmuştur. Bu husus; kararların gerekçesini açıkça göstermektedir.
SONUÇ : Binaenaleyh ortada içtihadın birleştirilmesini gerekli kılacak kanuni lüzum ve şart tekevvün etmemiş bulunduğundan içtihadın birleştirilmesine mahal olmadığına 13.4.1949 tarihinde çoğunlukla karar verildi.