Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1948/21
K: 1950/7
T: 05.04.1950
DAVA : Kaçakcılık işinde kullanılan nakil vasıtalarının zoralımına karar verilmesi için nakilin bilerek kullanılması kafi olup sanığın zati malı olmasının tahkikine lüzum olmadığı hakkındaki Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin bozma kararlarına Kilis Ceza Yargıçlığı'ndan mal sahibinin malumatı haricinde kaçakcılık işinde kullanılan nakil vasıtalarının müsadere olunamayacağından bahisle verilen 27.12.1947 ve 16.1.1948 tarihli ısrar kararları Ceza Genel Kurulu'nca : 1.5.1948 gün ve 5826/6731 sayılı ve 10.5.1948 gün ve 52/53 sayılı ilamlariyle tasdik edilmiş olması üzerine 3. Ceza Dairesi Başkanlığı'nın 11.5.1948 gün ve 156 sayılı yazısında : 1918 sayılı Kaçakcılık Kanunu'ndan evvel neşredilen 1510 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 1. Ağustos 1929 tarihinden kaçak eşya naklinde kullanılan nakil vasıtasının sahibinin rıza ve muvafakatı olmasa dahi nakil vasıtasını nakilin bilerek kullanması halinde bu vasıtanın müsadere edilmesi esası kabul edilmiş olduğu halde dairenin müstekar içtihadı hilafında Ceza Genel Kurulu'nca verilen kararlar ile mümasili işlerde 3. Ceza Dairesi'nde verilen kararlar arasında ihtilaf hasıl olduğundan vaki ihtilafın, İçtihadı Birleştirme Kurulu'nca halli istenilmiş olmasından dolayı 3. Ceza Dairesi Başkanlığı'ndan gönderilen ilam suretleri ile Ceza Genel Kurulu ilamlarının suretleri kurul üyelerine tevzi edildikten sonra yapılan müzakere sonunda : T.C. Kanunu'nun 36 ncı maddesinde; cürüm ve kabahatte kullanılan eşyanın fiilde methali olmayan kimselere ait olmamak şartiyle müsaderesi gösterilmekte isede; 1918 sayılı Kanunu'nun 47 nci maddesi kaçakcılık işinde kullanılan nakil vasıtaları hakkında sözü geçen 36 ncı maddede yazılı hükümden gayri bir hükmü ihtiva etmektedir. 47 nci madde de aynen (kaçak eşya naklinde bilerek kullanılan vasıtalar hakkında aşağıda gösterildiği veçhile muamele olunur.
A - Kara nakil vasıtalarından umum hayvanlar ve komşuları, her nevi araba ve hayvan ve koşumları, otomobil, kamyon ve kamyonet ve bunlara benzer vasıtalar, deniz ve nehir vasıtalarından sal, sandal, mavna ve emsali ve yüz tonilataya kadar "100 tonilato dahil" motorlu veya buharlı ve yelkenli umum sefineler, deniz altı sefineleri ve her nevi tayyareler müsadere olunur.
B - 101 gayri safi tonilatodan 1000 gayri safi tonilatoyla kadar "1000 tonilato dahil" her nevi sefineler: kaçak hamulesi kaçak olmayan hamulesinden gümrük resmi itibarile fazla bulunduğu halde sefine kıymetinin üçte biri nisbetinde ağır para cezası hükmolunur.
C - 1000 gayri safi tonilatodan fazla olan her nevi sefineler nakil ettikleri kaçak eşya kıymetinin iki misli veya daha aşağı kıymette oldukları halde müsadere edilir. Sefine bu nisbetten daha fazla kıymette olduğu takdirde kıymetinin dörtte biri derecesinde ağır para cezası hükmolunur) denilmiştir. Bu maddenin ihtiva ettiği hükümlerin T.C. Kanunu'nun 36.ncı maddesinden büsbütün farklı olduğu görülmektedir. Suça yabancı kimselere ait eşyanın müsadere edilememesi kaidesini koyan 36 ncı madde hükmünün kaçakcılık işlerinde tatbikine cevaz yoktur; çünkü, T.C.K. nun 10 uncu maddesi hususi kanunların muhtelif hükümleri ihtiva etmesi halini istisna etmiştir. Eğer suça yabancı kimselere ait eşyanın müsadere edilememesi kaidesini kaçakcılık konusu muhafaza etmek iştemiş olsaydı, Kaçakcılık Kanunu'na 47 nci maddeyi ilave etmezdi nitekim, 47 nci maddenin Kaçakcılık Kanunu'na konulması sebebini gösteren karma komisyonu raporunda kaçak eşya naklinde bilerek kullanılan vasıtalar hakkında yapılacak muameleyi gösteren 47 nci maddenin kabulü için komisyonda ehemmiyetli münakaşanın yapıldığı tasrih edildikten sonra şöyle denmiştir. Aynen (bu madde esasen meri olan bir hükmün aynen bu kanuna naklinden ibaret olup ihtiva ettiği esas kaçak eşyanın naklinde kullanılan vasıtanın sahibi başka bir şahıs olursa sahibinin adamının veya kiracısının ve sefinelerde kaptan ve mucehhizinin o vasıtaya bilerek kaçak eşya alıp nakil etmesinden, bundan haberdar olmayan ve bir guna rıza ve malumatı bulunmayan sahibinin malik olduğu vasıtanın müsaderesi veya o vasıta kıymetine göre para cezası alınmak suretile mütazarrır olmasının adilane bir hüküm olmayacağı ve bir şahsın fiilinden, diğerinin sebepsiz mesul edilmesi neticesi hasıl olduğu izah edilerek bu yapılan hallerde mal sahibinin mesuliyeti kabul edilmemesi ve böyle bir iddianın dinlenmesi yolunda maddeye kayıtlar ilavesi teklifi olunmuş isede; bazı kayıtlar ile mukayyet olmakla beraber ahar bir şahsın fiilinden malen mesuliyetin hukuki esaslara uygun ve mevzuatımızda da böyle umumi kaideler mevcut olduğu ve bu madde de mal sahiplerinin mutlak mesuliyeti maliyesi şeklinde kabulü, kaçakçılık kanununda en mühim ve kuvvetli bir müeyyide olacağı ve şimdiye kadar tatbikatta temyiz mahkemesi kararlarına iktiran etmiş bu hükme müstenit mukarrerat bulunduğu ve nihayet bir mal sahibinin ne surette olursa olsun malını verdiği şahsın efalinden malının kıymetçe mesul olmasının tecviz edildiği ve bu layihada kabul edilen umumi esasat ve ahkama menafi mevat arasında bunun da bir zaruret olarak kabulü icap edeceği) denmek suretile suça yabancı kimselere ait eşyanın müsedere edilememesi hakkında Ceza Kanunu'nun 36 ncı maddesile konulan umumi kaideden inhiraf edildiği açıklanmıştır. Ceza Genel Kurulu'nca tasdik olunan ısrar kararında, bahsi geçen 1918 sayılı Kanun'un 58 nci maddesine eklenen fıkranın hadise ile alakası görülmemiş olduğu gibi 47 nci maddede de yazılı (bilerek) sözünün nakile değil, mal sahibine matuf olduğuna ve aksini kabul Kanun Vazıının maksadına uygun düşmeyeceğine ve yolsuzluklara meydan vereceğine dair serdolunan esbabı mucibe ve bu işin müzakeresi sırasında bu hususlar ile ilgili olmak üzere ileriye sürülen mütalaalar, gerek kanunun sarih metni ve gerek Kanun Vazıının maksadını açıklayan karma komisyonu raporu karşısında kabule şayan görülmemiştir. Karma komisyonu raporunda da izah edildiği gibi 1. Ağustos. 1929 tarihinde 12.1.1932 tarihine kadar yürürlükte kalmış olan 1510 sayılı Kanun'un 28 nci maddesi de 1918 sayılı Kanun'un 47 nci maddesi hükmünü tamamile ihtiva etmiş ve mezkur Kanunu'nun 28 inci maddedesi hükmü aynen 1918 sayılı kanuna nakledilmiş ve bu maddeye istinaden yıllarca evvel verilen müsadere kararlarının Yargıtay'ca tasdik edilmeside kanun metnine uygun bulunmuştur. Kaçakcılık yapan bir şahsın başka birinin malını çalıpta bilerek kullanması veya bir şahsın sevk ve idare ettiği tramvay, otobüs ve tren gibi bir vasıta da kaçak malın bilerek nakil etmesi hallerinde de müsadereye karar verilmesi adalet ile asla telif edilemeyeceği yolunda ileri sürülen mütaalaat da varit görülmemiştir; Çünkü, yukarıda derç olunan karma komisyonu raporunda da gösterildiği üzere bir mal sahibinin ne suretle olursa olsun eline verdiği şahsın efalinden malının kıymetce mesul olması esası gözönünde bulundurularak mezkur 47 nci madde Kaçakcılık Kanunu'nda yer almıştır. Bu böyle olunca başka bir şahsın malını çalıp da bilerek kaçak eşyayı nakil etmesi halinde o nakil vasıtasının müsaderesine cevaz olmadığı gibi yolcu taşımaya mahsus olan ve kaçakcılık işine tahsis edilmemiş bulunan ahar bir şahsa ait herhangi bir nakil vasıtasının müsadere edilmesi de sözü geçen 47 nci madde hükmünü tamamen münafi bulunmaktadır. Esasen müsaderesine cevaz olup olmadığı bakımından ihtilafa konu olan nakil vasıtaları sahipleri tarafından teslim edilen şahıslar tarafından sahiplerinin rıza ve muvafakatı olmaksızın bilerek kaçak eşya naklinde kullanılmış olan vasıtalardır. Netice :
SONUÇ : Yukarıda izah olunan sebeplere ve 1918 sayılı kanun 47 nci maddesindeki sarahata ve kaçakcılığın önlenmesi bakımından mühim ve kuvvetli bir müeyyide olmak üzere umumi esaslar hilafında 47 nci maddenin kabul edilmiş olduğu karma komisyonu raporunda irae ve tasrih olunmasına göre hususi ceza kanunları meyanında bulunan sözü geçen 1918 sayılı kanunun 47 nci maddesinde hususi hüküm mevcut olmasından dolayı nakil vasıtasının müsaderesine karar verilmesi için T. C. Kanunu'nun 10 uncu maddesi gereğince 36 ncı maddesinin birinci fıkrasındaki fiilde methali olmayan kimselere ait olmamak şartının aranmasına mahal olmadığına ve kaçak eşya naklinde kullanılan vasıtanın sahibi başka bir şahıs olduğu ve malının başka işlerde kullanılmak üzere verdiği takdirde dahi kaçakçının o vasıtayı kaçakcılık işine tahsis ederek kaçak malı bilerek nakil etmesi o vasıtanın mezkur 47.nci maddenin sarahatı dairesinde müsadere için kafi olup mal sahibinin bu hususta ırza ve muvaffatının inzimam etmesi icap etmeyeceğine ilk oturumda üçte iki çoğunluk olmadığından ikinci oturumda mutlak çoğunluk ile 5.4.1950 gününde karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini