 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1947/8
K: 1948/9
T: 01.12.1948
DAVA : Tescil davalarında hasım gösterilmesi ve bu davanın incelenmesinden önce behemehal ilanın Yargıçlıkça yaptırılması lazım geldiğine dair kanuni bir hüküm mevcut olmadığı ve bilakis Medeni Kanunun 639 uncu maddesinde yazılı talep ve emir kelimelerinin biliktiza delalet ettiği üzere olayın nizasız kaza usulüyle incelenmesi gerektiği, zira hukuk ıstılahınca talep kelimesi tek taraflı ve hasım gösterilmeksizin Yargıçtan bir şeyin yapılması isteminden ibaret ve bununla beraber maddenin son cümlesinde yazılı "tescil ancak hakimin emriyle olur" ibaresinin tazammun ettiği mana dahi olayın tek taraflı olarak bakılmasını gerektirmekde olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü, emir hüküm gibi hasımlı olan davaların gayrisine ait meselelerde müstamel ve emir ile hüküm arasında bariz bir farkın mevcut bulunduğu da Borçlar Kanununun 136 ıncı maddesinde gösterilmekle beraber tapuda kayıtlı olmıyan veya tapu sicilinde maliki kim olduğu anlaşılamıyan veya yirmi sene evvel vefat etmiş, yahut gaibliğine hüküm verilmiş bir kimsenin uhdesinde mukayyet olan bir gayrimenkulü nizasız ve fasılasız yirmi sene müddetle ve malik sıfatiyle yedinde bulunduran kimsenin bu husus tek taraflı olarak isbat edebileceği müelliflerce kabul olunmaktadır. Bu bakımlardan tescil davalarında hasım gösterilmesi tescil taleplerinin sıhhat unsurlarından olmadığı gibi tescil için Kanun koyanın gösterdiği şart ve unsurların olayda bulunup bulunmadığının tahkiki dahi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ikinci babının dördüncü faslında yazılı hükümler dairesinde Yargıca bırakılmış olup bu yönde tescil davalarında ilanın behemehal yapılması dahi tescil davalarının sıhhat unsurlarından değildir. Gerçi, İsviçre Medeni Kanununun 662 inci maddesinde "tescil ancak resmen vaki olan bir ilan ile tayin edilecek müddet içinde hiç bir itiraz vaki olmadığı, yahut vaki itiraz reddedildiği takdirde hakimin emriyle yapılır" fıkrası mevcut ise de, Medeni Kanunumuzun 639 uncu maddesinin vaz ve taknininde bu fıkranın tayyedilmiş olması ilanın lazım ve zaruri olmadığını ifham etmektedir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı mucip sebeplere göre tescil davalarında ne hasmın gösterilmesi ve ne de ilanın yapılması kanunen meşrut olmadığına mevcudun üçte ikisinin çoğunluğu ile 1.12.1948 tarihinde karar verildi.