Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1947/3
K: 1947/15
T: 07.05.1947
DAVA : Türk Ceza Kanunu'nun 526 ncı maddesi "bir aya kadar hafif hapis veya elli liraya kadar hafif para cezasına mahkum edilecekleri" yolunda sarahatı ihtava eylemektedir. Hafif hapis cezasının son haddi bir ay ve hafif para cezasının son haddi ise, elli liradan ibaret olup Türk Ceza Kanunu'nun102 nci maddesinin beşinci bendinde bir aydan ziyade hafif veya otuz liradan ziyade hafif para cezasını müstelzim fiillerin dava zamanaşımı süresi iki sene ve altıncı bendinde de bundan evvelki bendde beyan olunan miktardan aşağı cezaları müstelzim kabahatlerde dava zamanaşımı süresi altı ay olarak gösterilmiş olmasından dolayı bu cezalardan hafif hapis cezasının son haddinin esas tutulması halinde sözü geçen altıncı bendi hükmünce dava zamanaşımı süresinin altı ay ve hafif para cezasının münteha haddinin esas tutulması halinde de müzkur beşinci bent gereğince iki sene olması gibi birbirine uygun düşmeyen bir netice ile karşılaşılmaktadır.
KARAR : Kanun; bir suçluya mahkemece tayin ve tertip edilecek cezayı zamanaşımının hesaplanmasında esas tutmuş olsaydı ve Ceza Kanunu'muzun mehazı olan İtalyan Ceza Kanunu'nun 91 inci maddesinde olduğu gibi 102 nci maddede dahi "hükmolunması icap eden ceza" tabiri bulunsaydı bir madedde mevcut cezalardan mahkemece hafif hapis cezasının tayin edileceği yerlerde bu cezanın ve hafif para cezası tertip olunacağı yerlerde de hafif para cezasının son haddinin göz önünde bulundurulması ve ona göre zamanaşımı süresinin hesap edilmesi mümkün olurdu. Türk Ceza Kanunu dava zamanaşımının hesap edilmesinde hükmedilecek cezayı esas tutmamış yalnız, o suçun istilzam ettiği cezayı gözönünde bulundurmuştur.
Suçun istilzam ettiği ceza esas tutulmuş olunca mahkemenin de bu esası takip etmesi ve vereceği cezayı değil, kanun maddesinde yazılı cezayı nazara alması icap eder. Türk Ceza Kanunu'nun 102 nci maddesinin beşinci ve altıncı bentleri altında kabul ettiği zamanaşımı süresi ise ayrı, ayrı maddelerde müstakillen mevzu hafif hapis ve hafif para cezaları hakkında olduğu için nevileri bir maddede yazılı şahsi hürriyeti bağlayıcı ceza ile mali cezalar ayrı, ayrı maddelerde yazılmış gibi telakki edilerek ve cezaların nevi ve mahiyetine bakılmayarak mütalaa yürütülmesi Türk Ceza Kanunu'nun suçlara ait davaların zamanaşımında suçların nevileri ve ceza miktarları bakımından tabi olduğu tefrik esasına muhalif düşer.
Her ne kadar 526 ncı maddenin tatbikini istilzam eden fiilerin dava zamanaşımının, hafif hapis cezasının son haddi itibariyle 102 nci maddenin altıncı bendi hükmü dairesinde hesap edilmesine dair olan 18.11.1936 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı'ndan sonra 526 ncı madde değiştirilerek bu maddedeki bir ay hafif hapis ve elli liraya kadar hafif para cezası ibaresi arasına "veya" edatı ilave edilmiş ise de; hafif hapis cezasının, hafif para cezasından nevi itibariyle daha ağır olmasına ve böyle iki nevi cezayı ihtiva eden bir maddeye uyan suçun dava zamanaşımının hesaplanmasında ağır neviden olan cezanın esas tutulması, hem suçları cürüm ve kabahat diye bir taksime tabi tutan ve birbirine nisbetle ağırlıkları derecesini gösteren 11 inci maddedeki tertibe ve hem de ceza zamanaşımından bahis olan "nevileri başka başka cezaları havi olan hükümler, en ağır ceza için konulmuş olan müddetin geçmesiyle ortadan kalkar" yolunda sarahatı ihtiva eyleyen 112 nci madde ile kabul olunan esasa uygun bulunmaktadır.
526 ncı maddede mevcut olan ve nevileri başka, başka bulunan cezaların tadilat sırasında "veya" edatı ile ayrılarak hafif para cezasının, hafif hapis cezasına munzam ceza olmaktan çıkarılması; ve bu maddedeki cezalardan her hangi birinin verilmesinde mahkemenin muhayyer bırakılmış olması; nevileri ayrı, ayrı olmak üzere bir maddede yer almış olan cezalardan nevan daha ağır olan cezanın zamanaşımında esas tutulması hakkındaki esas kaideyi bertaraf edemez.
SONUÇ : Yukarıda beyan ve izah olunan sebeplerle göre Türk Ceza Kanunu'nun 526 ncı maddesine uyan suçlara ait dava zamanaşımının bu maddede nevileri başka başka olmak üzere gösterilen cezalardan hürriyeti bağlayıcı olan ve nevan hafif para cezasından ağır bulunan hafif hapis cezasının son haddi itibariyle Türk Ceza Kanunu'nun 102 nci maddesinin altıncı bendi hükmünce altı aylık müddete tabi olması icap ettiğine ilk oturumda üçte iki çoğunluk hasıl olmadığından bu toplantıda salt çoklukla 7.5.1947 tarihinde karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini