 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1947/20
K: 1949/2
T: 12.01.1949
DAVA : Yapılan tartışmada her ne kadar sarhoş olup da başkasına tecavüz ve umumum istirahatını selbedenlerin hareketi Ceza Kanun'un 572 nci maddesi gereğince mevsuf sarhoşluk suçunu teşkil ettiğinden bu gibi sarhoşların fiili hakkında sözü geçen maddenin tatbikiyle ceza tayini icap ederse de, tecavüzün müstakil bir suç teşkil etmesi halinde bu hareketten dolayı ayrıca ceza tayini lazım geldiğinden tecavüzün başkaca müşeddit vasıf olarak nazara alınması hukuk esaslarına uymayacağı ve binaenaleyh bu gibilere mevsuf sarhoşluk cezası değil, adi sarhoşluk cezası hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmüş ve bu hususta Ceza Kanunu'nun 78 nici maddesine istinat olunmuş ise de, aşağıda yazılı sebeplerle bu düşüncede isabet görülmemiştir.
KARAR : Şöyle ki: Ceza Kanunu'nun 572 nci maddesinde suç teşkil eden ve temiyen tecavüz diye bir tefrik ve tasnif yapılmamış ve ancak mütecaviz sarhoşluk hali ile adi sarhoşluk hali birbirinden ayrıtedilmek istenilmiştir. Yani kanun vazıı, tecavüzden bahsederken, tecavüzlerin taalluk edebilecekleri fiil ve hareketleri teşdit unsuru ittihaz etmeyi düşünmemiş ve yalnız tecavüzle terafuk eden bir sarhoşluğun mevsuf sarhoşluk sayılacağını göstermek istemiştir. Bu itibarla 572 nci madde ile mütecaviz sarhoşluğa ceza verilmesi, tecavüzün taalluk ettiği fiilden dolayı ceza tayinine mani değildir. Esasen tecavüzlerin taallik ettiği fiil ve hareketler kanunen cürüm vasfını haiz olduklarından bunların kabahat derecesinde olan sarhoşluğa teşdit unsuru ittihaz edilmiş olmaları bir ihtimal olarak dahi varit değildir. Bundan dolayı da hadisede Ceza Kanunu'nun 78 nci maddesinin tatbik kabiliyeti yoktur.
Diğer taraftan tecavüz teşkil eden fiil ve hareketler ekseriyetle dövmek ve sövmek ve izrar etmek gibi takibi şikayete veya şahsi davaya bağlı maddelere teferru eder. Muhalif mütalaanın kabulün halinde bu suçlardan dolayı dava açılıp açılmadığının ve açılmamışsa, feragat edilip edilmediğinden vce ceza hükmolunup olunmadığının araştırılması lazım gelir ve tecavüz sonunda beliren hale, ceza hükmedilmiş veya feragat sebebiyle düşme kararı verilmiş, olup olmamasına göre sarhoşluk suçunun vasfı değişebilir. Yani muhtelif takibat sahfalarında davacının şikayet ve feragat hususundaki şahsi istekleriyle, suç mevsuf iken adi, ve adi olarak takip edilmekte iken feragat sebebiyle mevsuf mahilet iktisap edebilir ve bu taktikde kamu adına takibi lazım gelen sarhoşluk suçu vasfını tayinde kanunun kasıt ve gayesi değil, şahsın irade ve ihtiyarı hakim olur.
SONUÇ : Ceza Kanunu'nun 572 nci maddesinde, mütecaviz sarhoşluk hali, adi sarhoşluktan ayırt edilmek istenilmiş ve yalnız bu maksatla başkasına tecavüzden bahsedilmiştir. Tecavüzün taalluk ettiği fiil ve hareketlerin teşdit unsuru olarak sarhoşlukla herhangi bir ilgisi yoktur. Bu sebeple tecavüzi hareketin müştakil suç teşkil etmesi sebebiyle ceza hükmedilmesinin mütecaviz sarhoş hakkında Ceza Kanunu'nun 572 nci maddesi gereğince ceza tatbikine mani teşkil etmeyeceğine üçte ikiyi geçen çoğunlukla 12.1.1949 tarihinde karar verildi.