 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1947/16
K: 1949/13
T: 22.06.1949
DAVA : Yaralama neticesi husule gelen sabit eserin estetik bakımından çehreye tesiri olup olmadığının araştırılması gerekli bulunup bulunmadığı hususunda Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 30.9.1946 tarih ve 4-178/180 ve 6.9.-947 tarih ve 80/86 sayılı kararlarını havi ilamları arasında müabeynet mevcut olduğundan bahsile mezkur mübayenetin içtihatları birleştirme yoluyla halli C. Başsavcılığı'nın 17.9.1947 tarih ve 2249 sayılı yazısiyle istenilmesine mebni bahsi geçen ilam örnekleri çoğaltılıp dağıtılmış ve 22.6.1949 tarihine rastlayan Çarşamba günü saat 9,30 da müzakerenin başlayacağı Genel Kurul üyelerine bildirilmişti.
KARAR : Bugün toplanan Kurula elliüç zatın iştirak ettiği görülüp müzakere nisabının tahakkuk ettiği anlaşılmakla 1. Başkan Halil Özyörük'ün Başkanlığı'nda müzakereye başlanarak uyuşmazlık konusu kağıtlar 1. Başkan tarafından okunduktan ve olayın özeti anlatıldıktan sonra evvelemirde içtihadın birleştirilmesine mahal olup olmadığı noktasında oylara baş vurularak sonuçta;
Mezkur ilamlardan 30.0.1946 günlü olanında : Karısı Nigarı Jilet tıraş bıçağı ile yüzünden yaralayan kocasının 456/2 ve 457/2-1 inci maddeleriyle tecziyesine dair asliye mahkemesinden verilen karar Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nce; raporda, çehrede, değişikliği mucip olmaması suretiyle - kaydının müphem olmasına ve esasen sabit eserin estetik bakımından çehreye tesirini tayin etmenin tıp işi bulunmasına göre duruşmadaki görüşü zapta geçirilmek veya bilirkişilere sorulmak suretiyle eserin yüz güzelliğine tesiri tespit edilmeden ikinci fıkranın uygulanmasında isabet olmadığından ve 457 nci maddenin iki defa tatbik edilmesinden bozulması üzerine ısraren, Nigar'ın çehresinde mevcut eserin estetik bakımından çehreye tesiri olup olmadığı keyfiyeti, bozmadan evvelki duruşmada mahkemece, Güzel Sanatlar Akademisi Profesörlerinden Zeki Faik İzer'den sorularak tespit ve halledilmiş olmasına ve rapor müddeasına göre bozma sebebi yerinde olmadığına karar verilmiş ve bu ısrar kararı Genel Kurul'ca tasdik olunmuştur.
Diğer 9.6.1947 tarihli olanında da Şükrü'yü yüzünde sabit eser bırakacak derecede bıçakla yaralamaktan sanık şahsın 456/2 ve diğer maddelerle tecziyesine mütallik olarak asliye mahkemesinden sadır olan karar, temyizen tasdik edilmiş, bu karar aleyhine Başsavcılıktan 1 - Çehrede husule gelen yaradan dolayı 456 ncı maddenin ikinci fıkrasının uygulanabilmesi için izin, yaralının yüzünde çirkinlik yapan veya yaralının normal durumuna tesir edebilen bir eser sayılıp sayılamıyacağı, 2 - Aynı yerde ve aynı şekil ve mahiyette olan bir iz yaralının cinsiyetine, sosyal durumuna, bulunduğu muhitin görüş ve düşünüşüne göre birinin çehresinde sabit eser sayılabileceği halde başka birinde böyle olmayabileceği gözönünde tutularak estetik bakımından bir mahazur tevlit edip etmediğinin tespit edilmesi lazım geleceği noktalarından bozulması gereken hükmün tasdikinde isabet bulnumadığından bozulması gereken hükmün tasdikinde isabet bulunmadığından bihbahis vaki itiraz üzerine, Ceza Genel Kurulu'nca, tasdik ilamının gerekçelerine göre itirazlar yerinde olmadığından reddine karar verilmiştir.
SONUÇ : Her iki ilamın yukarıda izah edilen muhtevalarına göre yüzde değişikliği mucip olmayacak derecede yalnız sabit eser bırakan yara izleri hakkında mahalli mahkemelerince gereken incelemeler yapılarak karar verilmiş olmasına göre içtihatları birleştirme yoluyla çözülmesi gereken bir uyuşmazlık mevcut olmadığına 22.6.1949 tarihinde çoklukla karar verildi.