 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1946/18
K: 1947/10
T: 09.04.1947
DAVA : Türk Ceza Kanunu'nun 266.cı maddesi resmi sıfatı haiz olan memurlara huzurlarında ve yaptıkları vazifelerden dolayı şeref ve haysiyetlerine taarruz ve hakarette bulunanlar hakkında uygulanacak cezaların şiddetlerini derece derece arttırarak, üç fıkralarda tesbit olunan memurlardan gayrisine vaki olacak hakaretler hakkında birinci fıkranın uygulanması lüzumunu açıklamışdır.
KARAR : Resmi bir memura 266 ncı maddede derpiş olunan şartlar altında vukubulan hakaret suçları, memurdan ziyade, memurun temsil ettiği Hükümet'in nüfuz ve itibarını ihlal ettiği için, tecavüze uğrayan memurun şikayetine bağlı tutulmaksızın resen takibata tabi tutulmuş ve mahiyetleri itibariyle
şahıslar aleyhine işlenen suçlardan idadına ithal edilmeyerek, devlet idaresi aleyhine işlenen suçlar hakkındaki Türk Ceza Kanunu'nun üçüncü babının dokuzuncu faslında yer almış bulunmaktadır.
266 ncı madde ihtiva ettiği üç fıkradan fail hakkında hangisinin tatbiki gerektiğini tayin hususunda memurun ifa ettiği vazifeyi değil, haiz olduğu memurluk sıfat ve derecesini nazarı itibara almış bulunmaktadır. Daha açık bir ifade ile, memurun derecesine kadar yüksek olursa Devlet otoritesi o nisbette haleldar olarak cürüm o nisbette vahamet kesbetmekte ve cezalarda bu kıstas dairesinde tedricen artmış bulunmaktadır.
SONUÇ : Kanunun kabul ettiği bu esasa göre Enmiyet Teşkilatı Kanunu'na göre polis komiser muavinlerinin, komiserlerinin gördükleri vazifelerde görevlendirilmiş olmaları veya bunların komiserlere vakalet ederken tecavüz ve hakarette maruz bulunmuş olmaları, hakaret fiilinin komisere karşı vaki olmuşcasına cezalandırılmasına imkan vermemektedir. Komiser muavinleri 266 ncı maddenin ikinci ve üçüncü fıklarında yer alan memurlardan olmadıkları cihetle bunlar hakkında kavlen veya fiilen vaki olacak tecavüz ve hakaretlerden dolayı 266 ncı maddenin birinci fıkrasının uygulanması gerektiğine ve komiser muavininin mensup olduğu merkezde ayrıca komiser bulunmamasının tatbikatı değiştiremeyeceğine, üçte iki çoğunlukla 9.4.1947 tarihinde karar verildi.