 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1944/9
K: 1944/30
T: 01.11.1944
DAVA : İskan idaresince tefviz suretiyle bir kimseye verilmiş olan bir gayrimenkuldeki hissei şayiaya o kimse tescilden evvel malik olamıyacağından o hisseye istinaden diğer bir hissenin satışı münasebetiyle şüf'a hakkını da kullanamayacağına dair evvelce verilen 27.3.1930 tarih ve 1405/140 sayılı karar hilafına bu kerre yeni bir içtihat tebellür etmiş olduğun bahsile keyfiyetin tevhidi içtihat yoliyle halli Temyiz 1. Hukuk Dairesi reisliğinin 31.3.1944 tarih ve 1055 sayılı yazısıyla istenilmesine mebni ihtilafın mevzuunu teşkil eden ve zikri geçen yazı ile ilişiği karar örneği teksir edilerek Umumi Heyet azasına tevzi olunmuştur.
Müzakere için tayin olunan 18.10.1944 tarihine rastlıyan çarşamba günü saat 9.30'da toplanan Umumi Heyet 1. Reis Halil Özyörük'ün başkanlığı altında müzakereye başlıyarak ihtilafın esasını teşkil eden noktalar hulasaten 1. Reis tarafından izah edildikten sonra söz alan :
1. Hukuk Reisi Cevat Gücün : Şüf'a da iki unsur vardır. Biri müşa gayrimenkulde satılan meşfu hisse diğeri de şüf'aya sebep ittihaz olunan meşfu'unbih hissedir. Şefiin orada hissedar olması o hissenin de tapuda mukayyet olması şüf'a hakkının istimali için şarttır. Çünkü müşterek mülkte hissedarlık demek bir şayi hisseye malik olmak demektir. Mülkiyet ise ancak tapuya tescil ile hasıl olur. Binaenaleyh tapuda müseccel olmayan bir hisseye istinatla şüf'a davası ikame olunamaz. Fakat tescilden evvel dahi mülkiyet tahakkuk eden hallerde kablet tescil dahi şüf'a davası ikame olunabilir. Şu hale göre bir kimse namına tapuda kayıtlı olan şayi bir hisse malikin vefatiyle mirasçılara geçeceğinden intikal muamelesi tapuya geçirilmeden evvel dahi mirasçının müntekil hisseye istinatla şüf'a davası istima olunur. İlam ile tahakkuk eden mülkiyet sebebiyle de şüf'a davası ikame olunabilir. Bu arzettiğim kelam müttefekunaleyhtir. İhtilaf tahsi ve tefvizdedir.
Bir kimseye Hükümet canibinden vaki hissei şayia üzerine vaki tahsis ve tefviz katileşmiş olup da bu henüz tapuya tescil edilmemiş ise bu hisseye istinaden şüf'a davası ikame olunabilir mi olanamaz mı? İhtilaflı nokta buradadır.
Temyiz 1. Hukuk Dairesince tefviz tescil ile mülkiyet ifade edebileceğinden andan evvel vefat halinde mirasçıya intikal etmiyeceği gibi şüf'a davasına da mesnet olamaz, denilmekte ve kanunu medeninin metnine istinat olunmakta idi.
Ahiren bir murafaalı işte dairenin bu eski içtihadı hilafına tebellür eden bir ekseriyetin reyine göre tefviz muamelesi kat'ileştiğinde tescilden evvel dahi mülkiyet ifade edeceğinden tefevvüz edilmiş bir hissei şayiaya istinadan şüf'a davası ikame olunabilir. Bu iki içtihattan hangisinin musip olduğunun tayini için Yüksek Heyetinize gelmiş buluyoruz. Tefevvüz olunan bir şayi hisse neden meşfu olamaz da meşfuunbih olabilir? Bunda muadelet yoktur, buyurdular. Evet tefviz olunan hissei şayia hakkında şüf'a davası mesmu olmaz. Çünkü evvela tefviz para mukabilinde bir adi satış değildir. Saniyen, bu şüf'aya cevaz verilse ahdi ve kanuni olan tefviz işlerine halel gelir. Yani bunda şüf'aya cevaz verilse 1331 ve 1771 numaralı kanunların tatbik edilmemesi gibi bir netice hasıl olurdu. Halbuki tefevvüz şayi hissenin meşfuunbih olması gayet tabii ve kanunidir. Çünkü zararı ihtilafı ref gayesi bunda da vardır.
SONUÇ : İdari ve hususi kanunlara tevfiken gayrimenkullerin devletçe fertlere yapılan tahsis ve tefviz alelade satış kabilinden olmadığından bunların tescilden evvel mülkiyet hakkı tevlit edip etmiyeceklerinin tayini yine o husui mevzuatla hallolunması lazım geleceğine ve 1331 ve 1771 ve 2510 sayılı kanunların zımni ve sarih hükümlerine göre usulü dairesinde yapılıp kat'ileşen tahsis ve tefvizler tescilden önce de mülkiyet ifade ettiklerine ve bu misillu müfevvez gayrimenkuller mütefevviziin malı addolunacağına ve onun kablet tescil vefatiyle mirasçılarına intikal edeceğine kıyasen bir hissei şayianın tefvizi henüz tapuya kaydedilmemiş olsa dahi ayni gayrimenkulde satılan diğer bir hisse hakkında mütefevvizin müşteri aleyhine şüf'a davası ikamesine salahiyeti olacağına 1.11.1944 tarihinde 2. müzakerede kafi olan mutlak ekseriyetle karar verildi.