Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1944/23
K: 1945/5
T: 28.02.1945
DAVA : Dört oturum süren görüşme ve tartışmalarda:
1 - 2510 sayılı kanunun gösterdiği kimselere dağıtılacak gayrimenkullerin ancak bu kanunda yazılı Devlete ait veya Hükümetin kamulaştırma yoluyla aldığı mallardan ibaret olduğu ve hakiki ve hükmi şahısların tapulu gayrimenkullerini Hükümetin bu kanuna dayanarak bu gibi şahıslara dağıtmaya hak ve yetkisi bulunmadığı ve böyle tapulu malların da dağıtılmış olması halinde sahiplerinin bunları her zaman geri alabilecekleri ve eklenen fıkradaki ayın davasında ve Müstehik tabirlerinden de ancak kendilerine tefviz ve tahsis edilip de henüz adlarına tapu verilmemiş kimselerin gayrimenkulleri dağıtılmış ise bunların açacakları dava kastolunduğu,
2 - Yirmi üçüncü maddeye eklenen fıkranın uygulanacağı yerler biraz daha genişletilerek bu tabirlerle Medeni Kanunun 633. maddesinde yazılı işgal, miras, istimlak, cebri icra veya mahkeme ilamiyle bir gayrimenkulün maliki olan ve fakat tapuya bağlanmamış bulunan gayrimenkul sahiplerinin açabilecekleri davalar kastolunduğu ve bu eklenen fıkra hükmünün ancak bu gibi kimseler tarafından açılacak davalara uygulanacağı, yoksa bir kimsenin tapulu malı hakkında bu fıkra hükmü yürütülemiyeceği.
3 - Bu eklenen fıkra hükmünce istihkak davası açacakların ancak Araziyi ihya eden ve senetsiz tasarruf eyleyen veya yirmi sene fasılasız olarak bir yerde tasarruf etmek suretiyle hakkında iktisabi zamanaşımı tamam olan veya senetsiz tasarruftan irs suretiyle kendisine intikal eden kimseler) olduğu şeklinde hülasa edilebilecek üç görüş ileri sürülmüştür.
Tartışmaya konu olan ve metni Bu suretle temlik edilmiş olan gayrimenkuller hakkında vukubulacak ayni davalarda hasım taraf yeni malikle birlikte hazinedir. Temlik tarihinden itibaren bir sene geçtikten sonra müstehikler tarafından ancak hazine aleyhine vaziyet tarihindeki rayiç üzerinden bedel davası açılabilir)den ibaret olan fıkrada "Mutlak" olarak kullanılan "Ayni davalar" ve "Müstehikler" terimlerinin taşıdıkları mana ve kanuni mefhumun ne olduğunu Medeni Kanun hükümleri belli ettiğinden bu hükümler gözden geçirildikten mesele aydınlatılmış olur.
Medeni Kanuna göre ayni dava: Bu kanunun ayni hak olarak saydığı şeylerin taalluk ettiği bir ayne haksız olarak el komalara ve tecavüzlere karşı bu hakların sahipleri tarafından açılan davalardır.
Ayni hakların en başında ise bu kanunun 618. maddesinde gösterilen mülkiyet hakkı gelir. İhtilafın konusu gayrimenkule dair ayni dava olduğundan incelemenin de bunun üzerinde yapılması gereklidir.
2510 sayılı İskan K.nun hükümlerine girdiği zannı ile bir başkasının tapulu malı da bu kanunun yirmi üçüncü maddesi gereğince bir başkasına temlik edilmiş ise asıl tapulu yer sahibinin ihlal olunan ve tecavüze uğrayan mülkiyet hakkının korunması için açılan dava; ayni bir dava olduğu gibi haksız olarak o gayrimenkule el koymuş olan kimseye karşı açılan bu davaya, adı geçen 618. maddenin sarahatı veçhile istihkak davası da denilir. Ve bu gibi davalar Medeni Kanunun 933. maddesi gereğince haklı bir sebep olmaksızın yapılan tescilin değiştirilmesi veya o tescilin bütün, kütükten çıkarılması iddiasını da tazammun eder.
Gayrimenkulün mülkiyetine dayanılarak ayni bir dava açan kimsenin mülkiyet hakkına malik olduğunu başka bir deyimle o gayrimenkulün mülkiyetini iktisap etmiş bulunduğunu ispat eylemek zorunda olmasına ve bir gayrimenkul mülkiyetinin nasıl iktisap olunacağı ise Medeni Kanunun 633. maddesinde gösterilmekte bulunduğuna göre 3667 sayılı kanunun üçüncü maddesinde Aynı dava ve Müstehik terimlerini tapusuz gayrimenkul sahiplerinin açacakları davaya ve böyle bir davayı açanlara hasretmeye hukuki bir imkan bulunamaz.
Esas olarak gayrimenkul hakkında ayni dava nevinden mülkiyet hakkına dayanılarak istihkak davası açmak yetkisi, Medeni Kanunun 618 ve 905. maddeleri gereğince tapu sahiplerine aittir.
İşgal, miras, istimlak, cebri icra ve ilam gibi hallerde veya hususi kanunları hükmünce tefviz ve tahsis ve temlik suretleriyle gayrimenkul mülkiyetinin iktisabına sebep teşkil eden şeylere dayanılarak istihkak davasının açılabilmesi ise kanunun verdiği yetkiye dayandığı ve asıl kaideye bunların da ilhak olunduğu içindir ki: Mutlak olarak kullanılan ayni dava ve müstehik terimlerini bu feriler hakkında uygulayıp asıl hakkında uygulamamak için kanunda kayıtlar bulunmalıdır. Halbuki bu eklenen fıkrada böyle bir kayıt olmadığı gibi kanuni bir delalet de yoktur.
İleri sürülen senetsiz tasarruflara gelince: bunların hukuki durumlarını da kanunlar belirtmiştir. Şöyle ki:
Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz ve tapuda kayıtlı olmayan ham toprakları açıp ihya edenlere 2644 sayılı Tapu Kanunun altıncı maddesinde yazılı şartlar dairesinde ihya ettikleri yerler kısmen parasız ve kısmen paralı olarak devlet tarafından verilebilir ve adlarına da tapu çıkartılır.
Yine Medeni Kanunun 639. maddesi hükmünce tapu kütüğünde kayıtlı olmayan gayrimenkulleri nizasız ve fasılasız uzun zaman tasarruf edenlerin bu yolda kullanmaları yirmi seneyi bulmuş ise bu gibi kimseler iktisabi zamanaşımına dayanarak namlarına tescil talebinde bulunubilirler.
Her iki halde dahi, bunlar ancak tescilden sonra o gayrimenkullerin maliki olabilirler. Tescilden evvelki durumları Medeni Kanun hükümlerine göre zilyetlikten ileri geçemez.
Bundan ötürüdür ki; bu gibi kimselerin açacakları davalara kanun bakımından istihkak davası denemez ki; bu eklenen fıkradaki müstehik teriminin bunlar için sevk edilmiş olduğu kabul edilebilsin.
2510 sayılı Kanunun yirmi üçüncü maddesi gereğince: Muhacirlere, mültecilere, göçebelere naklonunlara ve yerlilere dağıtılacak yapı ve topraklar bu kanunun gösterdiği veçhile hakikatte devlet mallarından verilmiş ise bu suretle verilen yapı ve topraklar için başkaları tarafından istihkak davasının açılabileceği düşünülemez. Ancak mülkün her tarafında kadastro ve tahrir yapılamadığı ve tapu kayıtlarında da bazı hatalara rastlandığı içindir ki: esbabı mucibe mazbatalarında belirtildiği üzere yanlışlıkla bir başkasının tapulu malı da bu yolla muhacir ve mülteci ve saireye dağıtılabileceğini kanun yapan düşündüğünden ötürü bu durum karşısında ne yapılacağını göstermek için bu maddeye umumi hükümlere ayrık olarak temlik tarihinden itibaren bir sene geçtikten sonra müstehikler tarafından ancak hazine aleyhine vaziyet tarihindeki rayiç üzerinden bedel davası açılabilir hükmünü eklemiş bulunmaktadır.
Bununla beraber bazı hallerde tapulu yapı ve topraklar hakkında açılacak istihkak davaları, gerek Cumhuriyet devrine takaddüm eden zamanlarda ve gerek ondan sonra bazı kanunlarla umumi hükümler dışında ya kısa bir zamanaşımına veya hakkın düşmesi müddetine bağlanmış ve bu hükümler de şimdiye kadar tereddütsüz olarak olaylara uygulanmış ve uygulana gelmekte bulunmuş iken üzerinde durduğumuz bu kanun hükmü için belirtilmek istenilen mahzur ve endişelere yer vermeye zaruri bir sebep görülememiştir. Çünkü hata ve yanlışlıkla tapulu yapı ve toprağı böylece muhacir ve saireye dağıtılan kimsenin bir sene içinde istihkak davası açarak ve hakkını ispat ederek onu geri almak ve yanlışlığı düzelttirmek kapısı açık bırakıldığı gibi bir seneyi geçirmiş de ayni hakkı düşmüş ise hükümetçe el konulduğu tarihteki değer kıymetini yaptığı masraflarla beraber almak hakkı saklı tutulmuştur. İşte bu kanuni gerekçelere dayanılarak 2510 sayılı İskan Kanunu gereğince bir kimsenin tapulu dahi olsa yapı ve toprağı yanlışlıkla bu kanunun saydığı kimselere temlik edilmiş olduğu takdirde ayni davaların ancak bu bir sene içinde açılması şart olup bir sene geçtikten ve hakkı düştükten sonra müstehikkin ancak hazine aleyhine el konulduğu zamandaki rayiç üzerinden bedel davası açabileceğine oyların üçte iki çokluğu ile 28.2.1945 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
İskan edilecek muhacirlere Hükümete ait bulunan veya Hükümet tarafından istimlak olunan araziden vakı olacak tevdiata karşı ikame olunacak istihkak davası için 2510 numaralı Kanun mucibinci bir senelik müruruzaman tayin edilmiş olup istihkak davası tabiri tasarruf a şamil olmadıktan başka tapu kaydı muzaf bulunduğu gayrimenkul hakkında tapu sahibi için bir mülk masuniyeti temin edeceği de tapu kanunu ve Medeni Kanunun açık sarahatı icabından olmakla bunun aksine kanuni bir hüküm vazedilmedikçe bu masuniyet mahfuz kalacağı tabii ve şu halde İskan Kanununun bu istihkak müruruzamanı ancak bu kanunda bahis mevzuu olan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlere maksur olacağından tapuda mukayyet eşhasa ait araziden dolayı açılacak tasarruf davalarının umumi hükümlere tabi olacağı reyindeyim.
V. YEKEBAŞ
KARŞI OY YAZISI
İskan edilen muhacirlere ve saireye dağıtılacak yerler 2510 sayılı İskan Kanununun yirmi birinci maddesinde gösterilen devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan veya hazineye intikal eden yerlerle D fıkrasında yazılı olduğu üzere Hükümetçe satın alınacak veya istimlak olunacak çiftlik ve topraklar gibi yerlerden ibaret bulunmaktadır. İskan K.nun yirmi üçüncü maddesinde bu kanun hükümlerine göre dağıtılan yapı ve toprakların denilmesine ve yukarda yazılı yirmi birinci maddenin D fıkrasının hükmüne göre 3667 sayılı Kanun ile yirmi üçüncü maddeye eklenen fıkra hükmü ancak bu kanunda bahis konusu olan yerlere mahsus olup hakiki veya hükmi şahıslara ait bulunan garimenkullere bir veçhile sari ve şamil olamaz. Binaenaleyh hakiki ve hükmi şahıslara ait bulunan gayrımenkuller komisyonca bir suretle muhacirlere ve saireye temlik edilmiş olduğu takdirde açılacak ayın davaları hakkında umumi hükümler cereyan edip ek fıkrada gösterilen bir yıllık zamanaşımına ait değildir. Reyinde bulunarak oyçokluğu ile verilen işbu karara muhalifim.
Y.K. ARSLANSAN
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini