 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1944/15
K: 1944/28
T: 04.10.1944
DAVA : Milli Korunma Kanunun hayat pahalılığını önlemek için vaz buyurulmuştur. 30. maddesi de gerek ev, gerek iş evi buhranına ve bunun neticesi olabilecek pahalılığa karşı düşünülüp tedvin olunmuştur. Şu halde kanunun bütün hükümleri gibi bu maddedeki hükümleri gibi bu maddedeki hükümler de amme inzibatı mülahazasından mülhem olmakla amir hükümlerdendir. Nitekim mezkür madde kiralama mukavelelerinde taraflarca kararlaştırılmış olan müddetleri mukavele edilen müddetin hitamında mecuru mucire iade etmek lüzumuna dair olan Borçlar kanunun hükümlerini yine bu şart dairesinde olmak üzere muvakkata bir zaman için bertaraf edip Borçlar kanununa ve kiracıların matbu kontratolarda açık ibare ile yazılı tahliye taahhütlerine dayanan mucirlerin tahliye davalarının dinlenmesini men etmiştir. Maddenin elbette tarafların rızasıyle aktin feshine müdahalesi yoktur ve olamaz Fakat hadiselerde böyle tarafların rızasıyle fesih bahis mevzuu değildir. Bahis mevzuu olan şey maddenin sırf kiracı tarafından vukuubulacak tahliye ihbarının akit sırasında taraflarca kararlaştırılan bir şart şeklinde mukaveleye dercedilmesi halidir. Bir bakıma, ihbar kiracı tarafından müddetin hitamından en az 15 gün önce yapılması halinde tahliye lüzumu tahakkuk edeceğine göre akit henüz yapılırken de böyle bir beyanın mukaveleye derci ayni neticeyi vermek lazıma geleceği zannolunabilir. Fakat kanun vazıının maksadı ve ihbar tabirinin mefhumu buna müsait değildir. Çünkü mukavele yapılırken yahut hadiselerimizde olduğu gibi kanun hükmünce kiracının böyle bir ihbarla müddetin uzaması hükümlerinden kurtulabilmesi kabul edilirse olduğu gibi kanun hükmünce kiracının böyle bir ihbarla müddetin uzamısı hükümlerinden kurtulabilmesi kabul edilirse de akit sırasındaki tahliye taahhüdü bu ihbarın makamına kait tutulamaz. Malumdur ki, mukavele sırasında ihbar gibi şeyler adet değildir. Mukavelelere ancak hüküm ve şartları ihtiva eder. Mukavele edilen müddetin kanun hükmünce uzamasını önceden önlemek maksadiyle mucirin kiracıya kabul ettireceği tahliye taahhüdü de işte kanunun amir ve istisnai hükümleri hilafına olarak umumi yürürlükte kalması şartından başka bir şey olamaz. Hadiselerin çoğunda kiracı bu şartı bir mesken yahut sanat ve ticaret yeri bulmak ıztırariyle kabul ve imza eder. Herhalde bu şart ve taahhüt zikri geçien 30. maddenin amir ave istisnai hükümlerine muhalefeti hasebiyle Borçlar Kanunun 19. maddesi gereğince batıldır, muteber tutulamaz. Maddede beyan edilen ihbar bu mahiyette olmıyan ve akit yapıldıktan sonra kiracının kendiliğinden yapacağı yazılı beyandır. Kiracı mukavelenin hususi şartlar kısmında tahliye hakkındaki taahhüdünün ihbar sayılmasına rıza göstermiş olsa da bu taahhüt mucirin akte razı olmak için koştuğu bir şartı kabulden başka bir şey olamıyacağı için bununla ihbar yapılmış sayılamayıp maddenin amir hükmüne muhalif bir şart ve taahhüt kabul edilmiş demek olur ki, Borçlar Kanunun zikri geçen 19. maddesi hükmünce o gibi taahhütlerin batıl addedilmesi lüzumunda şüphe edilemez. Buna benzer mukavele hükümlerini Milli Korunma Kanunun zikri geçen 30.maddesinde derpiş edilen ihbar kabilinden saymak bu sebeple caiz olmadığı gibi aksini mütalaa etmek kanunun istihdaf ettiği gayeye de uygun düşmez.
SONUÇ : Yukarda zikredilen sebep ve mütalaalara mebni mukavele edilen müddetin hitamında mecurun tahliye edileceğine dair kira mukavelelerine dercedilecek şart ve taahhütlerin Milli Korunma Kanunu yürürlükte kaldığı müddetçe muteber olmadığına 4.10.1944 tarihinde reylerin üçte ikisini geçen çoğunlukla karar verildi.