Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1943/26
K: 1946/9
T: 22.5.1946
3467/m. 4, muvakkat madde.
10.4.1957 gün E. 1953/7 K. 1957/4 Y. İçt. Bir. K.
DAVA VE KARAR :
Yüksek Mühendis ve Teknik Okulları mezunlarının mecburi hizmetlerine dair olan 3467 sayılı Kanunun yayınlanmasından evvel yüksek mühendis mektebini bitirerek görev kabul etmiş ve mezkur kanunun yürürlüğe girmesinden sonra görevinden ayrılmış olan mühendisler hakkında mezkur kanun hükümlerinin makabline teşmili suretiyle tatbikat yapılıp yapılamayacağı hususunda Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 25.6.1940 gün ve 952/1538 sayılı karariyle 28.5.1943 gün ve 1313/1711 sayılı kararı arasındaki aykırılığın tevhidi içtihat yoluyla halli 4. Hukuk Dairesinin 8.7.1943 gün ve 94 sayılı yazısiyle istenmesi üzerine anlaşmazlık konusunu teşkil eden kararlara ait ilam nüshaları teksir ve tevzi edilerek 22.5.1946 Çarşamba günü için müzakerenin başlıyacağı Genel Kurul Üyelerine bildirilmişti.
Bugün toplanan heyete elli beş zatın iştirak ettiği görüldükten ve müzakere nisabı tahakkuk ettikten sonra 1. Başkan Halil Özyörük'ün Başkanlığında müzakereye başlanarak ihtilaf konusu ilam suretleri ve konu ile ilgili kanun maddeleri 1. Başkan tarafından okunduktan ve telhisen anlatıldıktan sonra söz alan:
4. Hukuk Dairesi Başkanı Fevzi Bozer: Mesele; 3467 sayılı Kanunun makabline şümulü olup olmadığı meselesidir. Yani bu kanundan evvel taahhütname ile mektebe girmiş olup da kanunun meriyetinden evvel veya sonra mezun olan ve hizmetini ifa için müracaat etmiyen yahut bir vazifeye tayin edildiği halde süresini bitirmeden ayrılmış olan mühendisler hakkında bu kanunun mu? yoksa bundan evelki kanunların mı? tatbik edileceğini tayin etmek icap etmektedir. Çünkü 12 Mart 330 tarihli kanuna göre hizmet edilmeyen senelere ait ve seneliği dört bin kuruşa baliğ iaşe masrafı ve Memurin Kanununun muaddel 64. maddesine göre kendilerine sarfedilmiş olan masrafı ve 3467 numaralı kanuna göre de sarfedilen meblağın iki mislini almak lazımdır.
Malumdur ki, kaideten hadiselerin hukuki hükümleri, o kaidelerin vukubulduğu tarihte meri bulunan kanun hükümlerine tabiidir. Bu kaidenin iki istisnası vardır. Biri amme intizamına binaen vazedilen kanunlar, diğeri de makabline şamil olacağı metninde tasrih edilmiş olan kanunlarıdır. Bunlar makabline şamil olur.
Yeni kanunun muvakkat maddesinde makabline şamil olacağı tasrih edilmiş ve yalnız kanunun neşri tarihinde mahkemelerde görülmekte olan davalar istisna edilmiştir.
Bu istisna mahkemeye intikal eden işler hakkındadır. Bunun maadasında yeni kanun hükümleri tatbik olunur.
Adalet Encümeni Mazbatasında da, bu kanunun makabline şamil olacağı gayet açık olarak gösterilmiştir. Binaenaleyh bu kabil mühendisler hakkında 3467 sayılı Kanunun tatbik edilmesi lazım geleceği ve bu esası kabul kararımızda isabet olduğu kanaatındayız.
Şemsettin Temizer : Muvakkat madde hiç memuriyet kabul etmiyenler hakkındadır.
Fuat Hulusi Demirelli: Bir kere bu kanuna göre takip olunur ibaresinden madde hükmünün daha evvel mektebe girenler ve çıkanlar hakkında uygulanacağı neticesi çıkarılamaz. Bu kanun meriyete girdikten sonraki hallerde uygulanmak lazım gelir.
Eğer dava etmiş ise eski hükümler tatbik olunur. Eğer mahkemeye gitmemiş ise yeni kanun tatbik edilir demek mantığa uygun olmaz. Böyle bir kıstas makul olmayınca kanun koyanın hakiki fikri budur denilebilir mi?
Dava kelimesi bir kaydı vukuiden ibarettir. Dava edilmiş ise eski hükümlerden istifade edecek, hadise eski de olsa dava edilmemiş olursa istifade edemeyecek yani yeni kanun tatbik edilecek demek doğru olmaz kanaatındayım.
Bunlardan taahhütnameler de alınır. Bunlarda sarahat var mıdır? Eski kanun zamanında yaptığı taahhütnamede yeni kanundaki tazminatı kabul ettim demesine imkan yoktur. Bu, kanun hükmüne riayet edeceğim demektir. ( Bilfarz şarkta hizmet etmeyi kabul etmek ve saire gibi ) şeyleri kabul etmek demektir.
Fevzi Bozer: Muvakkat maddenin hedefi açık ve Adalet Encümeni Mazbatası gayet sarihtir. Bu maddenin başka türlü tatbikine imkan yoktur.
1. Başkan : Her hadise zaman vukuundaki kanun hükümlerine tabidir. Evvela mühendis mektebi mezunları hakkındaki 330 tarihli kanunda her ders yılı için kırk lira tazminatın ödeneceği yazılıdır.
Ondan sonra 926 tarihinde Memurin Kanununun 64. maddesinde de ihtisas ve meslek mekteblerinden çıkanlar hakkındaki tazminat hakiki masraftır denmiştir. Ve nihayet 3467 sayılı Kanun hakiki masrafı bir misli fazlasına iblağ ediyor.
1- Mektebe gireceği zaman o zamanki kanun hükmüne göre bir taahhütte bulunmuştur. Bazı ahvalde kefil de olabilir. Bu kefilin mekfulünbihin miktarını da bilmesi lazımdır. Filhakika kavanini haliye ve müstakbeleye riayet etme kaydı varsa da, şartları yerine getirmezse mekfulünbih para ödenir. Binaenaleyh taahhüdü yaptığı zamandaki kanunda miktar muayyendir. Ve muayyen olan miktardan fazla bir para tahmil etmek doğru olmamak lazımdır.
Mücerret mahkemeye müracaat edilmemiş olması taahhütnameye ve mekfulünbihe göre yine eski kanun hükmünün tatbikini icap etmekle beraber müzakere konusu olan hadiseler hakkında da mutabakatı tamme olup olmadığı üzerinde durmak lazım gelecektir.
Fevzi Bozer: Madde asıllar hakkında olduğu için kefillere şümulü yoktur. Dairemiz bu yolda içtihat etmiştir.
Fuat Hulusi Demirelli: Bu adam taahhüdiyle mülzemdir diyorlar. Bundan sonra kanun hükümlerine riayet demek kanun hükümlerine göre hizmet edeceğim demektir. Arttırılacak tazminatı da şimdiden kabul ediyorum manasını çıkaramayız. Takip kelimesinde delalet bile yoktur. Kanunun makabline teşmili ancak ( bu kanun makabline şamildir ) kaydiyle olur.
Zahir Sencer : Muvakkat maddenin sebebi vazı Ali Beyin garamenecilere yaptığı beyanata göre binlerce mühendis Ankara'da çalışıyor bizim haberimiz yoktur demişti. Bu madde yeniden hizmete girmelerini temin etmiştir. Evvelce bir müddet çalışanlara bu kanunun şümulü yoktur. Ancak hiç hizmete girmeyenler hakkındadır. Bu da fazla eleman, bulmak endişesinden mülhemdir. Bu kanuna göre takibe tabi tutuyor. Bu tazminat iki misli alınacak demek değildir. Hizmete girdikten sonra terkederse yeni kanun tatbik edilir. Ancak tazminat meselesi hariç kalır. Üç şart tahakkuk etmiş ise yeni kanun tatbik edilir. Bir kanun yok iken kazanılmış bir hakiki yeni kanun iptal edemez. Ancak kati sarahat bulunması lazımdır. Takibatla hizmete alabilmek gayesi güdülmüştür.
Fevzi Bozer: Bu kanun hükümleri tatbik edilir demek bu kanunun bütün hükümleri nazara alınır demektir. Madde mutlaktır ıtlakı üzere cari olur. Tazminat meselesinde de yeni kanun hükümlerinin tatbiki lazım gelir.
Galip Karayalçın : Takip kelimesi başkadır davet başkadır. Vazukanun eğer Bay Zahir Sencer gibi düşünseydi davet edilir derdi.
Memduh Ülgü: Maddenin son fıkrasında ( mahkemeye müracaat edilmiş ise eski hüküm tatbik edilir diyor. Takip edilmemiş olanlar için vekalet bir reviziyon yapıyor. O da bu kanun hükmüne irca etmek içindir. Mahkemedekilerle ben artık uğraşmam diyor.
Fuat Hulusi Demirelli : Dava açıldıktan sonra vaz geçilir ve yeniden hizmete alınır bu bir kıstas olmaz. Aleyhlerine dava açılanlar şartların yerine getirilmediği tahakkuk etmiş olanlardır. Davadan maksat vukuu eski olduğunu anlatmak içindir. İbrahim Ethem Ertem ; Makabline teşmili bahsinde maddei muvakkate vazı usuldendir. Müşeddet ahkamı ihtiva eden kanunlarda prensip olarak makabline teşmil yoktur ancak sarahat aramak lazımdır.
Müktesep hakları ihlal bahsidir ki bizi burada da yordu. Kanun vazu yeni kanunun müşeddet hükmünün eski işlere de teşmilini derpiş etmiştir. Fakat kıstas yerli yerine koymamıştır. Ancak müktesep hakkı ihlal etmek için muvakkat madde tedvin edilmiştir. Bu usul kanunu da değildir. Bir kanun vazu bu satırları yazdıktan sonra ihtiva ettiği ahkamdan tazminat hariçtir demeye imkan yoktur.
Maddei muvakkatenin tedvini dahi müktesep hakkı ihlal için konduğunun bir delilidir. Gönül arzu ederdi ki, lehte tatbikat yapalım amma bu sarahat karşısında susmaktan başka yapacağımız bir şey yoktur.
1. Başkan: Esasen bu kanunların zaman zaman teşdit edilmesi daima resmi hizmetlerden uzaklaşan bu teknisyenleri iş başına getirmek amacını gütmüştür. Bu muvakkat madde dahi şiddet esasıyla eskiler hakkında da tatbik edileceğini beyandan ibarettir. Demeleriyle:
Sonuçta:
Anlaşmazlığın konusunu; yüksek mühendis ve teknik okulları mezunlarının mecburi hizmetlerine dair olup 4 Temmuz 1938 yılında yürürlüğe girmiş olan 3467 sayılı Kanunun makabline şamil olup olmadığı meselesi teşkil etmektedir.
Bu okullardan mezun olup da mecburi hizmetlerini yapmaktan kaçınmış olan mühendislerin ödemekle mükellef oldukları tazminatın tayininde, sözü geçen kanun ile bundan evvel yürürlükte bulunan 12 Haziran 330 ve 3 Mart 926 tarihli kanunlar başka başka hükümleri ihtiva etmektedir. Filhakika 12 Haziran 1330 tarihli Kanunun birinci maddesinde "Bu kabil kimselerin hizmet edilmeyen senelere ait ve seneliği dört bin kuruşa baliğ iaşe masrafını" ve 18 Mart 1926 tarihli Memurlar Kanununun değişen altmış dördüncü maddesinde "kendilerine sarfedilmiş olan mebaliği" ve 3467 sayılı Kanunun dördüncü maddesinde dahi "ücretli talebeden alınan mebaliğin iki mislini ödemeye mecbur oldukları ve bu tazminatın hesabında hizmet edilmiş senelerin nazara alınmayacağı" yazılı bulunmasına göre 3467 sayılı Kanundan önce sözü geçen okullara girip de bu kanunun yürürlüğe girmesinden evvel veya sonra okulu bitirmiş olan ve hizmete alınmak için süresi içinde müracaat etmeyen veyahut tayin edildiği vazifeden süresini bitirmeden ayrılmış bulunan mühendisler hakkında yeni ve eski kanunlardan hangisinin tatbik edileceğini tayin etmek icap etmektedir.
Kaideten her hadisenin hukuki hükümleri; o hadisenin vukubulduğu tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi bulunmuş ise de, bu kaide mutlak surette cereyan etmeyip kamu düzeniyle ilgili bulunan veya metninde makabline şamil olacağı tasrih edilmiş olan kanunların makabline şamil olması icabedeceğine ve 3467 sayılı Kanunun geçici maddesinde de "mecburi hizmetini yapmak için müracaat veya bu husustaki davete icabet etmemiş yahut vekaletçe istenilen tazminatı vermemiş yahut ikametgahları meçhul kalmış olanların mükellefiyetlerini ifa için gazetelerle yapılacak ilan tarihinden itibaren, üç ay içinde müracaat ederek taahhütlerini ifa etmedikleri takdirde bu kanun hükümlerine göre takip edilecekleri ve kanunun neşri tarihinde mahkemelerde görülmekte olan davaların eski hükümlere tabi olacağı" beyan olunmak suretiyle makabline şamil olduğu tasrih edilerek sadece kanunun yürürlüğe girdiği tarihte bakılmakta bulunan davaların bu hükümden istisna edilmiş olduğu tasrih edildiğine göre tazminatla sorumlu olan sözü geçen mühendisler hakkında 3467 saylı Kanun hükümlerinin tatbik edilmesi gerekli olduğuna oyların üçte iki çoğunluğuyla 22 Mayıs 1946 gününde karar verilmiştir.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini