Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1942/8
K: 1942/24
T: 02.12.1942
DAVA : İcareteynli bir bab hane 319 senesinden beri Ermeni Hastahanesinin tasarrufu altında olup muvazaaten Bardik Gülbenkyan namına kayıt ve tescil edilmiş olduğu halde milli emlak idaresince merkumun firari olduğundan bahsile mezkür gayrimenkule vaz'ıyed edilerek başkalarına tefviz edilmiş olduğundan kaydın tashihi ve gayrimenkulün iadesi ve mübadelenin men'i hakkında Ermeni Hastahanesi idare müdürlüğü vekili tarafından açılan davadan dolayı 2762 numaralı Vakıflar Kanunun 44. maddesinin tatbiki suretiyle hüküm verilmesi caiz olup olmadığı hususunda Temyiz 1. Hukuk Dairesinin 9.5.1940 tarih 2450/1112 numara ve 5.11.940 tarih 1035/2415 numaralı ilamları arasındaki içtihat ihtilafının halli 1. Reislik makamının 5.3.1942 tarih ve 1/3 sayılı yazısıyle istenilmesine mebni 2 birincikanun 942 tarihinde toplanan Heyeti Umumiyiye 42 zatın iştirak ettiği görüldükten ve müzakere nisabı tahakkuk ettikten ve zikri geçen yazı ile ihtilafın mevzuunu teşkil eden ilamlar okunduktan ve hadise bir kerre de 1. Reis İhsan Ezgü tarafından izah edildikten sonra söz alan :
1. Hukuk Reisi : 2762 numaralı izah edildikten sonra söz alan : 4. maddesini okudular. Bu madde tapuda hiç kaydı olmayan mallar hakkındadır. Hadisede olsa olsa namı müstear mevzuubahis olur. Bardik namına müseccel olan bu gayrimenkule bu kanunun şümulü yoktur, çünkü kanunu medeniye göre müseccel olan mallar hakkında bir müddetle takyit edilmeden mahkemeye müracaat edilebilir. Kanunu Medeninin 935. maddesini de okudular.
Kayıt sahibinin hiç bir suretle muvafakatı olmadığına göre vaktiyle verilmiş olan defterlerde bu gayrimenkullerin yazılmış olması patrikhane namına tescili icap ettirmez. Ve bu muamele yapılmasında diğer taraf mahkemeye gitsin denilemez, demeleriyle neticede :
Tapu sicilindeki kayıtlar kanunu medeninin meriyetinden önce resmi ve muteber sayılmıştır. Bundan dolayı mezkür kanunun 935. maddesinde beyan edildiği gibi "Alakadarlar tahriren muvafakatlarını beyan etmedikleri halde mahkeme kararı olmadıkça tapu sicil memuru hiçbir tashih icra edemez" di. Kaide öteden beri ve umumi olarak böyle idi. Zaten alakalının ve hususiyle tetkik ve müzakere edilen hadiselerde olduğu gibi tapu sicilinde gayrimenkulün mutasarrıfı olarak adı yazılı bulunan hakiki şahsın davası hükmi şahıslar lehinde bir ikrar ve beyanı vukubulmuş olmadıkça eşhası hükmiyenin gayrimenkul mallara tasarrufuna dair olan 16 Şubat 328 tarihli kanun hükmünce de tapu memuru tarafından hiç bir tashih yapılamazdı. Mezkür kanunun 3. maddesinde tashih isteyenin istidası mücerret bir iddiadan ibaret kalıp bu takdirde mezkür maddede gözönüne alınmış olan davayı müstelzim bir hal tahaddüs etmiş bulunur. Maddeye başka türlü mana vermek kayıt sahipleri aleyhine ve kaide hilafına bir tefsir olur.
2762 numaralı Vakıflar Kanununun 44. maddesinde mezkür 16 Şubat 1328 kanuna atf suretiyle zikri geçen defterlerin de bu mahiyette yani tapuda isimleri kayıtlı bulunan kayıt sahiplerinin rıza veya ikrara dair beyanlarını havi olarak anlaşılması ayni sebepten dolayı zaruridir. Çünkü kanun hükümlerine malum ve müsellem olan kaideler hilafına tefsiri cihetine gidilemez. Kaidenin kanun vazıı tarafından herhangi bir hususta terk edildiğini kabul edebilmek için istisnanın tefsiren tevsii yoluna gidilmeyip sarahat aramak lazımdır. Mezkür defterlerin ise sırf hükmi şahısların iddia ve beyanlarından ibaret olabileceği zikri geçen 44. maddede dahi ifade olunmuş değildir.
Kaldı ki mezkür 44. madde vakıf oldukları tapuda müseccel bulunmayan gayrimenkullerin şu veya bu şahıs tarafından vakfedilmiş olduğunun isbatiyle vakıf olarak tescil edilmesini istihdaf etmiştir. Nitekim madde o gibi gayrimenkullerin vakıf kütüğüne ve sonra da vakıf olmak üzere tapu siciline kayıt edilecekleri bildirilmektedir. İçtihadın tevhidi müzakeresine arzedilen hadiselerde ise münazaalı gayrimenkullerin esasen vakıf oldukları tupu sicilinde yazılı ve batı hakiki şahısların icareteyn yahut mukataa suretiyle bu vakıf gayrimenkullere mutasarrıf bulundukları kayıtlıdır. Demek ki hadiselerdeki ihtilaf rakabenin vakfiyetine taalluk etmeyip ancak tasarrufun davacı hükmi şahıslara mı, tapuda isimleri yazılı hakiki kimselere ait olduğuna mütealliktir. Bu itibarla o gibi hadiseler zikri geçen Vakıflar Kanunun 44. maddesine temas daih etmediğine reylerin üçte iki nisbetini geçen çoğunluğu ile 2.12.1942 tarihinde karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini